Bostancı, yüz yıllar boyunca İstanbul şehrine giriş çıkışların kontrol edildiği, hem Roma hem Osmanlı dönemlerinde imparatorluk metropolünün sınırı kabul edilen bir yerleşim yeri olmuştu. Kayışdağı’ndan gelip, Çamaşırcıbaşı Kuloğlu Mustafa Bey’in mülkü olan araziden akıp denize döküldüğü için Çamaşırcı Deresi de denilen Bostancı Deresi İstanbul’un sınırı kabul edilmiş, derenin Batı yakası Kadıköy, Doğu yakası Kartal kazasına bağlanmıştı. Kendisi de uzun süre Bostancı’da ikâmet eden, Bizans ve Osmanlı dönemi üzerine çalışmalarıyla bilinen, en önemli sanat tarihçilerimizden rahmetli Semavi Eyice, İstanbul – Bağdat yolu üzerindeki mimari eserleri anlattığı yazısında Bostancıbaşı menzilinin üçüncü kademe uğurlama menzili olarak özel bir öneme sahip olduğunu yazar. Yazının sonunda Bostancıbaşı Köprüsü’nden itibaren Bağdat Yolu’nun artık şehrin dışına çıkmış olduğunu da belirtir.
POLEATİKON KASABASI
Bostancı, Osmanlı devrinde olduğu gibi Bizans devrinde de özel bir öneme sahip karşılama ve uğurlama menziliydi. Poleatikon adı verilen bu kasaba, limana ve bir yazlık saraya sahipti. Deniz aşırı seferlerden dönen imparatorların ilk uğradığı ve İstanbul’daki saraylarına geçmeden önce dinlendikleri yerdi. Osmanlı devrinde XVI. yüzyılda dere üstüne yaptırılan üç gözlü köprü bir bakıma şehrin sınırını da belirliyordu. Anadolu'dan İstanbul'a gelenlerin mürur tezkiresinin (izin belgesi) kontrol edildiği Bostancı’ya XIX. yüzyılda bir karakol, namazgâh ve geçiş yapan kervanlardaki hayvanların da su içebilmesi için yalaklı bir çeşme yaptırılmıştı. Çeşme ve namazgâhın yeri değiştirilmiş olsa da günümüzde yol kenarında, Marmaray İstasyonu girişinde durmaktadırlar. Bostancı’nın diğer tarihi yapıları XX. yüzyıl başındandır. 1914-15 yıllarında Mimar Kemalettin’in yaptığı Bostancı Cami’ne dereye de ismini veren Çamaşırcıbaşı Kuloğlu’nun ismi verilmiştir. Günümüzde yirmi liralık banknotlarımızın arka yüzünde resmi bulunan “Birinci Ulusal Mimarlık Akımı” önemli temsilcisi Mimar Kemalettin, Acıbadem doğumludur ve ilkokulu da aynı semtte bulunan İbrahim Ağa Mektebi’nde okumuştur. Aynı dönemden bir diğer güzel eser, mimarı hakkında bilgimiz olmayan İskele binasıdır. Denize bakan cephesindeki üç kemeri ve çatısındaki kubbesiyle çok zarif bir eser olup hattat Mehmet Emin’in imzasını ve Hicri 1331 tarihini görmek halen mümkündür. Dönemin bir diğer güzel eseri de yine mimarı bilinmeyen günümüzde maalesef atıl duran istasyon binasıdır.
Yüzyıllarca metropole giriş kapılarından biri olan Bostancı’nın ulaşımı da 1872 yılında Haydarpaşa-Pendik demir yolu hattının yapılmasıyla tüm diğer Bağdat Yolu boyundaki semtler gibi daha kolay hale gelmiş. Özellikle 1882 yılında çıkan Osmanlı’nın ilk imar yasası Ebniye Kanunu sonrası boş arsaların ve tarlaların bölünerek parselasyon yapılmaya başlanmasıyla köşklerin sayısı da artmaya başlamış. İstanbul’dan düzenli vapur seferlerinin başlaması Bostancı’ya ulaşıma bir kolaylık daha sağlarken, aynı vapur ulaşımı sayesinde Bostancı ve Adalar adeta komşu yerleşim birimleri olmuşlardı. Örneğin o yıllarda İstanbul Köprü İskelesi’nden kalkan 17 numaralı Şahin Vapuru, Kadıköy’e geçip, sahil hattı boyunca farklı iskelelere uğrayıp son olarak Bostancı ve Adalar arasında gidip seferini tamamlardı. Tüm bu gelişmelerden sonra Bostancı ve Suadiye 1914 yılında İçerenköy’den ayrılıp yeni mahalleler olarak belirlenmişti. Bostancı, bu yıllarda tanınmış kişilerin köşklerine de ev sahipliği yapar hale gelmiş, tertemiz sahilindeki deniz hamamlarıyla yaz aylarında çokça rağbet gören bir belde olmuştu. O yılların Bostancı sahillerini ve deniz hamamlarını ressam Halil Paşa’nın resimlerinde görmek mümkün.
PADİŞAHIN BOSTANCILARI
Bostancı mahallesi ismini asayişten ve padişaha ait bağ bahçelerin bakım ve güvenliğinden sorumlu bostancılar ve onların amiri bostancıbaşından almıştı. İstanbul şehrinde 1950’lere kadar halen yüzden fazla bostan varlığını sürdürüyordu. İlk yerleşimcileri balıkçılar ve bahçıvanlar olan Bostancı’nın bahçeler ve bostanlar yönünden ne kadar zengin olduğunu bugün bile sadece sokak isimlerine bakarak tahmin etmek mümkün. Bahçelerarası, Bostan, Bostan tariki, Bostan tüccarı, Bostaniçi ve Bostanlararası isimleri, mahallenin altı farklı sokağına aittir. Ayrıca isimleri değiştirilen Bahçelere Giden 1. ve Bahçelere Giden 2. Yol sokaklarını da unutmamak gerek. Diğer sokak isimleri de aslında bize genel olarak bir zamanların Kadıköy’ünün florası hakkında bilgi verir. Akasya, Ardıç, Çınar, Mor salkım, Papatya, Balçiçeği, Menekşe, Mimoza, Reyhan ve Zambak, bahçeleri ve bostanlarıyla ünlü Bostancı’nın sokak isimleridir.
Bostancı’da bahçelerin ve bostanların azalmaya, yerleşik nüfusun artmaya başlaması ilk olarak 1930’lu yıllarda görülür. 1930 yılında Selamiçeşme-Bostancı asfalt yolunun bitirilmesi, 1933'de Seyri Sefain İdaresi’nin üç ayrı işletmeye ayrılıp Akay İşletmesi’nin Kadıköy, Adalar ve Yalova seferlerini almasıyla, vapur seferlerinin artması, 1934 Ekim ayında Kadıköy Bostancı tramvay hattının işletmeye açılması Suadiye ve Bostancı plajlarına, gazinolarına olan ilgiyi artırdığı gibi buraların daha çok tanınmasına ve insanlar
ın arsa almasına ya da ev yaptırmasına vesile olur. 1936 yılında Akşam Gazetesi’nde çıkan bir haber bize olan biteni çok güzel özetler: “Suadiye, Bostancı civarı evlerle doluyor. Buralarda arazi kıymetlendiğinden mütekaitler, küçük sermaye sahipleri daha uzak köylere akın etmeğe başladı. Birkaç seneden beri Suadiye ile Bostancı arası modern evlerle dolmaktadır. Bu gidişle yakında burası da bir şehir haline girecek, köy olmaktan çıkacaktır. Maamafih tramvay hattı üzerindeki inşaat, şimendifer hattı üzerindeki inşaatı durdurmamıştır. Burada da yeni binalar yapılıyor.” 2016 yılında vefat eden gazeteci yazar Altemur Kılıç 1930’lu yıllara dank gelen çocukluk yıllarından aklında kalan Bostancı anılarında şöyle der: “Bostancı’dan aklımda kalanlar arasında; gene at arabalarıyla Suadiye’ye Çınardibi’ndeki bir gazinoya gidip açık hava sinemasına gitmek, bir de Bostancı’da İskele’de Şaban Efendi’nin işlettiği gazinoya sık sık gelen tiyatro truplarının, Naşit’in, İsmail Dümbüllü’nün temsillerine gitmek...Zaman zaman da karşımızdaki çayıra cambaz gelirdi.”
EĞLENCENİN MERKEZİ OLDU
Bostancı o yıllardan başlayarak hem ulaşımın ana duraklarından biri olmuş, hem de plajı, gazinolarıyla eğlence hayatının merkezlerinden biri olmuştu. Kadıköy’den gelip Bostancı’da sonlanan tramvay hattı gibi, sonraki yıllarda Tramvay Şirketi tarafından yine Bostancı’da sonlanan otobüs hattı da işletilmeye başlanacaktı. Vapur, tren, tramvay ve otobüsle insanların ulaşabildiği Bostancı’nın en büyük özelliklerinden biri meşhur İstanbul lodosunu sahilin tam cepheden almasıydı. Göztepe’de ikâmet ederken vefat eden büyük tarihçimiz Reşat Ekrem Koçu bu konuya değinip, lodos dalgalarının seyrinin İstanbullular için başlı başına bir zevk olmasından dolayı tam da derenin denize döküldüğü yere gazino ve lokantaların yapıldığını söyler. Nazım Hikmet’in de “nice denizler gördüm, nice deniz kıyılarında dolaştım, ama bizim Kadıköy’ün lodos kokusunu hiçbir yerde koklayamadım” dediğini hatırlamakta fayda var. 1940’lı yıllarda dönemin tüm ünlü tiyatro gruplarının ve şarkıcılarının İskele ve Doğan Plajı Gazinoları’nda temsiller veripprogramlar yaptığını görürüz. 80’li yıllara kadar sahilinde içkili lokanta ve gazino geleneği sürmekte olan Bostancı’da bugün yeme içme ve eğlence mekanları geleneği sahilde olmasa da devam etmekte. Bağdat Caddesi üzerinde daha çok pub tarzı mekanların toplandığı semtte, içkili lokanta tarzı mekanlar hem taş köprünün Maltepe ilçesi tarafında, eski kasaplar çarşısının bulunduğu yerde hem sahile inen bazı sokakların arasındadır. Bostancı’yı bir eğlence merkezi haline dönüştüren mekanların başında hiç şüphesiz İstanbul’un en büyüğü olan lunaparkı ve her türlü sahne sanatına ve konserlere ev sahipliği yapan Gösteri Merkezi gelir. Günümüzde özellikle hafta sonları tek otobüs ya da dolmuşla Beşiktaş, Taksim gibi İstanbul’un en merkezi yerlerine neredeyse sabaha kadar ulaşımın mümkün olduğu Bostancı, tüm gece boyu açık olan yeme içme mekanlarıyla bir zamanların geçiş belgesi sorulan şehir sınırı ve giriş kapısı değil de adeta şehrin içinde bir eğlence merkezi görüntüsü verir.
VEKİLLERİN HAPSEDİLDİĞİ THOMSON ÇİFTLİĞİ
Bostancı’nın bahçe, bostanla başlayan, sayfiye ve eğlenceyle devam eden şehirleşme sürecinde üzücü hikayelerinden biri bugün merkezindeki bir caddenin adıyla bize hatırlatılmak istenmektedir : Vukela Caddesi. Şehrin işgal yıllarında İçerenköy Thomson Çiftiği’ne hapsedilen bazı vekiller ve şehrin ileri gelenlerine taş döşetilerek yaptırılan caddeye vekillerin ismi verilmiştir. 6 Ekim günü İstanbul’a girerek işgale fiilen son verecek ordumuzun, İstanbul’a geçmeden önce konaklamak için 4 Ekim gecesi Bostancı’yı seçmiş olması da ayrıca anlamlı olmuştur. Musiki tarihimiz için üzücübir olay da bestekâr ve şaire Leyla Saz Hanım’ın oğlu mimar Vedat Tek’e Yaptırdığı Bostancı’daki köşkünün hırsızlar tarafından soyulduktan sonra yakılmasıdır. 1936 yılında Kızıltoprak’ta vefat eden Leyla Saz Hanım’ın tüm notaları ve şiirleri bu yangında kül olmuştur. Tıp dünyamız için üzücü olabilecek bir öykü de ülkemizde modern psikiyatrinin kurucusu Raşit Tahsin Tuğsavul’un ömrünün son yıllarında 1936’daki vefatına kadar, kimsesiz ve sadece kitaplarıyla Bostancı’nın Marmara’yı kucaklayan bir tepesindeki evinde yaşamasıdır. Yakın tarihimizin üzücü olaylarından biri de siyaset bilimci ve anayasa hukuku profesörü Server Tanilli’nin 7 Nisan 1978'de Bostancı'da yaşadığı evine giderken silahlı saldırıya uğramış olmasıdır.
Anadolu’ya geçişin kapısı olan Bostancı’nın tren istasyonu bir ana durak olarak yüz yıl boyunca kavuşmalara ve ayrılıklara, istasyonun hemen yanındaki çay bahçesi yıllarca şairlerin, yazarların buluşmalarına tanıklık etmiştir. Ressamların güzel sahili ve lodosunu resmetmek için akın ettiği, eski zamanlarda doktorlarımızın emekliliklerinde yerleşip yaşamayı çokça tercih ettikleri mahalle olmuştur Bostancı. 1940 yılında Üsküdar-Kadıköy Halk Tramvayları İşletmesi’nin iki buçuk milyondan fazla kişiyi taşıdığı 4 numaralı Kadıköy-Bostancı hattının son durağı, günümüzde de milyonlarca insanın tren, otobüs, vapur ve dolmuşlarla geçiş yaptığı ve halen gazinolarda olmasa da Gösteri Merkezi’nde konserler takip ettiği, deniz banyosu yapamasa da sahil boyunca yürüyüş yapabildiği, belki artık İstanbul’un olmasa da Kadıköy’ün idari sınırını teşkil eden mahalledir Bostancı.
Mimar Alexandre Vallaury ve Raimondo d'Aronco'nun oryantalist üslupta inşa ettiği Haydarpaşa Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane binası 6 Kasım 1903 yılında törenle açılmıştı. 80 bin metrekarelik arsa üzerinde inşa edilen binanın dört kenarı koridorlarla çevrili dikdörtgen bir iç avlusu ile 54 bin metrekarelik bir inşaat alanı vardır. 26 Eylül ...
II. Abdülhamid’in Maliye Nazırı Ahmet Reşat Paşa ve damadı Düyun-u Umumiye komiseri Said Bey tarafından Reşat Paşa’nın genç yaşta ölen kızı Suad Hanım adına, demir yolunun hemen kenarına 1907 yılında yaptırılan cami, bu tarihten itibaren semtin ismini belirler. Böylece TCDD 1. Bölge Müdürlüğü kayıtlarına göre 1910 yılında yapılan ve 2004 yılında, y ...
1 Ekim 1934’te Üsküdar-Kadıköy Halk Tramvayları Şirketi’nin Bostancı hattı işletmeye açılmıştı. Kadıköy-Bostancı hattında, şirketin Avrupa’dan getirttiği yeni arabalar sefere konulmuştu. Bu hatta hizmet veren otobüsler seferden alınarak, arabalı vapurla İstanbul tarafına gönderilmişti. Kadıköy’den Bostancı’ya her yedi dakikada bir tramvay hareket e ...
Türkiye’nin ikinci, İstanbul’un en büyük yat limanına sahip Kalamış uzunca bir süredir ne yazık ki şiirlere, şarkılara, resimlere konu olan güzellikleriyle değil yeni yat limanı projesiyle birlikte değiştirilen imar planıyla gündemde yer alıyor. Kadıköy ve Kadıköylü’nün yararına olmayacak, Kadıköy’ün tarihi ve doğal güzelliklerini bir kat daha öldü ...
Tarihte Kadıköy için dönüm noktası olacak önemde iki yenilik eylül ayında gerçekleşmişti: 10 Eylül 1930'da 63000 nüfuslu Kadıköy, Kayışdağı suyuna kavuşmuştu. Süreyya (İlmen) Paşa'nın başlattığı çalışmalar sonuçlanmış, yapımları biten su depoları ve dört çeşmenin (Altıyol, Yeldeğirmeni, Hasanpaşa, İkbaliye) açılışı vali Muhittin Üstündağ tarafından ...
Moda Vapur İskelesi Mimar Vedat Tek tarafından tasarlanan Moda İskelesi, güney cephesinde bulunan kitabesindeki 1335 tarihinden ötürü 1916 ve 1919 yılları arasına tarihlenir. Dört cephesi birbirinden farklı süslemelere sahip dikdörtgen yapının üst katı ilk yapıldığında açık bir teras olup günümüzden farklıydı. 1937 yılında şiddetli bir lodos ...
Sadece Kadıköy’ün değil tüm İstanbul’un en görkemli ve özel yapılarından biri olan Haydarpaşa Gar binasının inşası çalışmalarına iki Alman mühendis tarafından 1899 yılında başlanmıştı. İtalyan ve Türk taş ustalarının çalıştığı binanın yapımı için, önce denize bin yedi yüz adet kazık çakılarak bir dolgu alanı oluşturulmuştu. Kadıköy tarihinde ve sos ...
CADDEBOSTAN PLAJI Tenha, tekinsiz, hırsız ve eşkiyanın gezdiği bir yer olarak Cadıbostanı ismiyle anılan bölge, sayfiye geleneğiyle birlikte paşaların köşklerinin görülmeye başlamasıyla Caddebostanı’na dönüşmüştü. Sonraki yıllarda plajı, bahçeleri ve gazinolaraıyla Kadıköy’ün önemli eğlence merkezlerinden biri olan Caddebostan, bu eğlence v ...
1936 yılında İstanbul Eğitim Müdürlüğü tarafından öğrenciler ve öğretmenler için yaz tatil kampı uygulaması başlatılmıştı. Temmuz ayında başlayan kamplar ağustos sonuna kadar devam ediyordu. İlk yıllarda bu kamplardan ikisi, Kızıltoprak ve Erenköy olmak üzere Kadıköy’deydi. 1936 yılında 1 Temmuz’da başlatılan kamp, sonraki yıllarda da temmuz ay ...
YOĞURTÇU PARKI “Garip” akımının kurucularından şair ve yazar Melih Cevdet Anday, Yoğurtçu Parkı’nı şöyle anlatır bize : Yoğurtçu Parkı, ben ilkokuldayken yapıldı. Orası dere kenarı, bataklık bir yerdi. Sonra ağaçlar dikildi. Şimdi birer dev gibi olmuş ağaçlar. O ağaçlar ki, boyları benden büyük ama, yaşları benden küçüktür. Kardeşim sayılır onl ...
Erenköy Sanatoryumu, İstanbul Verem Mücadelesi Cemiyeti ve Kızılay tarafından Feshane Nazırı Muhittin Paşa’nın köşkü ve çevresindeki arazi satın alınarak kurulmuş, 3 Haziran 1932'de yapılan törenle açılmıştı. Sanatoryum, 1976 yılında, tüm arazisi ve yapılarıyla birlikte Sosyal Sigortalar Kurumu’na devredilmiş ve SSK Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıklar ...
Sermet Muhtar Alus 1939 yılında Akşam Gazetesi’nde şöyle yazar : “Otuz beş yıl evvel Kadıköyü’nün kumluğu daha doldurulmamış ve ortada yok. Deniz şimdiki Belediye Dairesi’nin çok gerisinde, kısa duvarlı evlerin önünde şıpır şıpır... O vakit ki iskele, İskele Camisi’nin hizasında, üstünde salaş bir gazinosu bulunan uzun ahşap bir alametti...” Kadıkö ...
1892 yılında tamamlandığında Eskişehir ve Ankara'ya kadar uzanarak Anadolu Demiryolları adını alacak olan Haydarpaşa-İzmit Demiryolu hattı 3 Mayıs 1873'te törenle açılmıştı. Kadıköy’de yerleşik nüfusun artması üzerine 20 Mayıs 1936'da Söğütlüçeşme tren istasyonu açılmış ve trenler Haydarpaşa - Kızıltoprak arasında Söğütlüçeşme İstasyonu'nda ...
İstanbul Verem Mücadelesi Derneği tarafından kurulan Erenköy Sanatoryumu 3 Haziran 1932’de resmi açılışını yapmıştı. Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin yardımlarıyla Feshane Nazırı Muhittin Paşanın Erenköy’deki köşkü ve çevresindeki çamlık araziler satın alınarak sanatoryum yerleşkesi oluşturulmuştu. Arazide bulunan iki ahşap köşk hastalara yataklı olarak ...
Kadıköy Halkevi, Kadıköylülerin bağışladığı 6 bin lirayla Bahariye Gül sokakta kiralanan bir konakta 1935’te kurulmuştu. Halkevi'nin ilk reisliğini 1937 yılına kadar, ebedi istirahatgahı Sahrayıcedit Mezarlığı olan ressam, yazar, sanat tarihçi Celal Esad Arseven yapmıştı. İstanbul’un en faal halkevlerinden biri olan Kadıköy Halkevi’ne bu konak yete ...
Padişah III.Mustafa 1761 yılında, günümüzde İskele Cami adıyla anılan Kadıköy sahilindeki camiyi yaptırmıştır. Padişahın sadrazamlarından Moldovancı Ali Paşa’nın mührünü taşıyan Mühürdar Ahmet Efendi de yine Kadıköy’de camiye uzak olmayan bir bölgeyi seçmiş ve burayı bağlarla donatıp kendine de bir köşk yaptırmıştır. Burası önceleri Mühürdar’ı ...
Kadıköy’e ilk vapur seferi Fevaid-i Osmaniye idaresi tarafından 1846’da yapılmış, düzenli seferler 1857'de başlamıştı. Vapurlar ve vapur iskeleleri zamanla Kadıköylüler için, dostlarla tanıdıklarla vakit geçirilip sohbet imkanı bulunan bir ev salonuna, yazar çizer takımından insanları görebilme imkanı sağlayan bir mekana, sabahları ve gün sonu ...
Tanrıça Hera’ya adanmış bir tapınağın bulunduğu burundaki kayalıklarda Bizans döneminde bir fener olup buraya Fanaraki ismini verdiği düşünülmektedir. 1562 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanıyla yaptırılan deniz feneri, Fener Bahçesi olarak anılan semte de adını vermiştir. 1857 yılında Fenerler İdaresi tarafından yaptırılan 20 metre yüksekliğ ...
Kadıköy’e yaptığı önemli hizmetleriyle anılan, ismi adeta Kadıköy’le bütünleşen Süreyya Paşa 1955 yılının 6 Şubat günü hayata veda etmişti. Osmanlı’nın son seraskeri Rıza Paşa’nın üç oğlundan biri olan ve Cumhuriyet sonrası İlmen soyadını alan Süreyya Paşa’nın cenazesi 8 Şubat sabahı Moda’daki evinden alınmış, omuzlar üzerinde ve merasimle Süreyya ...
Kadıköy’de denizden doldurularak elde edilen büyük meydana inşa edilen ilk yapılardan biri günümüzde Eski İskele ya da Beşiktaş İskelesi adıyla anılan iskele binasıdır. Kadıköy’den İstanbul’a ulaşımın sadece deniz yoluyla sağlandığı o yıllarda modern bir iskele binası adeta Kadıköy’ün çehresini değiştirmişti. İki katlı yapının kitabesinden 1926 yıl ...
1940 yılının Ocak ayı tüm yurtta olduğu gibi Kadıköy’de de büyük bir seferberlik ve dayanışma içinde geçiyordu. Tarihimizin en büyük depremlerinden olan 27 Aralık 1939 Erzincan depremi sonrası başlatılan yardım seferberliğine, Kadıköy tüm imkanlarıyla dahil olmuştu. İstanbul’a trenlerle gelen depremzedelerin ilk durağı Haydarpaşa Garı oluyor ve ...
Eskilerin Rumî takvime göre Kara Kış olarak adlandırdığı otuz günlük döneme 14 Aralık’ta girmiştik. Bugün itibarıyla kırk gün sürecek Erbain’e de girmiş bulunuyoruz. Çok daha şiddetli soğukların yaşandığı ve aşırı kar yağışı yüzünden Kadıköylülerin gıda ve yakacak tedariğinde sıkıntılar yaşadığı günlerde, bugün aklımıza dahi gelmeyecek bir diğer so ...
Kadıköy, edebiyatımızda önemli yere sahip ilçelerimizin başında geliyor. Kadıköy ve mahalleleri, gerek Kadıköylü veya Kadıköy’de yaşamayı tercih eden yazar ve şairleriyle gerekse Kadıköy’de geçen ya da içinde Kadıköy’e de yer verilen roman ve hikayeleriyle Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren çok önemli bir mekan olmuştur. Tüm isimleri anmaya, Ka ...
1. Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescili bulunan ve hizmet vermeye başladığı 1908 yılından bu yana birçok badireler atlatıp onarımlar geçiren Haydarpaşa Garı, sadece Kadıköy’ün değil, tüm İstanbul’un en önemli mimari yapılarından biri. Son olarak 2010 yılının Kasım ayında çatısından başlayan yangınla büyük zarar gören gar binasında, ...
Beşir Ayvazoğlu, Altın Kapı isimli kitabında şöyle der: Aslında ‘Altın Kapı’ sözü Yahya Kemal’e aittir. Büyük şair, bir gün Kadıköy’de bir dost evinde Tanburi Cemil Bey’i dinlemiş; o günki izlenimlerini Cemil Bey’in oğlu Mesut Cemil’e anlattıktan sonra söylediği şu cümle, eski musikimizin kültürümüz açısından ne kadar önemli olduğunu çok iyi anlatı ...
Kadıköy’ün tarihie eski fotoğraflar üzerinden yaptığımız yolculuğa karikatürlerle devam… Basın tarihimizde karikatürler hep önemli bir yer tutmuş ve çoğu zaman hiciv yoluyla bize dönemin güncel konuları ve sorunları hakkında bilgiler vermişti. Kadıköy tramvaylarının sayıca yetersiz olması, 1936 yılında yenisi yapılıp değiştirilene kadar Kö ...
“Ahmed Rasim, her iki kelimenin en kuvvetli manası ile büyük bir artist, büyük bir muharrirdir. Renkli tasvirleri, en küçük ve uçucu bir hareketi tesbit eden enstantane klişeleri, orijinal üslubu; ve tipik bir İstanbul çocuğunun kıvrak zekası, ince zevkleri ve pürüzsüz, şakrak dili ile, yaşadığı devri unutulmaktan kurtaran ölmez adamlardan biridir. ...
880 yılında Üsküdar’da doğan Doktor Mahmut Ata Bayata, 28 Eylül 1967’de Kadıköy’de vefat eder ve cenazesi 29 Eylül Cuma günü öne eski köşkünün önüne getirilerek bir tören yapılır sonra Osmanağa Camiin’den kaldırılır. Askeri Tıp Mektebi’nden birincilik derecesiyle mezun olan Kadıköy’ün ünlü kadın doğum uzmanı, uzun süre Bahariye’de değişik a ...
"Artık Eylül girdi. Güneşin ışığı turunculaşmaya, yaprakların çöpleri, usâreleri azalarak kuruyup inceleşmeye, hatta tek tük düşmeye başladı. Bahçede narların, incirlerin kabukları çatlıyor. Meltemler de sustu artık, o aksi meltemler. Bütün yaz Moda koyunu, Fener açıklarını karıştırıp deşen azgın rüzgar... Şimdi tam denize girilecek zamandır. Sular ...
Sultan Abdülaziz’in Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesini süslemek için sipariş ettiği yirmi dört hayvan heykelinden biri olan “Dövüşen (Tokuşan) Boğa” Fransız heykeltıraş Pierre Louis Rouillard’ın atölyesinde yapılmıştır. Heykelin kaidesinde Rouillard’ın atölyesinde çalışan heykeltıraş Isidore Jules Bonheur’ün imzası ve 1864 tarihi bulunur. “Dövüşen ...
Kadıköy’de doğmuş Kadıköy’de büyümüş biri olarak ailemin, akrabalarımın, yakınlarımın bana anlattığı 30’lu, 40’lı, 50’li, 60’lı yılların Kadıköy’ünü yazdım, iyi okumalar… “Akşamları bahçedeki masamızda yenilen yemekten hemen sonra, yaz mevsimine özel cam kenarında bir zigonun üstüne yerleştirilmiş radyomuz açılırdı. Akşam sekiz ajansında gen ...
1930 yılında İş Bankası ve Ziraat Bankası’nın uygulamaya başladığı Tasarruf Teşvik İkramiyesi sistemiyle insanlara tasarruflarını bankada değerlendirme alışkanlığı kazandırılmaya başlanmıştı. 1944 yılında kurulan Yapı Kredi Bankası ikramiye sistemine bir yenilik getirmiş, müşterilerin hesaplarındaki her 100 liraya, faizin yanı sıra yıl sonunda bir ...
21 Temmuz gazetemizin bu sayısının yayımlandığı gün. Geçmiş yıllarda, yine bu sene olduğu gibi sıcaklarla boğuşulan 21 Temmuzlarda Kadıköy’de neler yaşanıyor, neler haber oluyormuş, Kadıköylüler neleri konuşuyor ve nelerden şikayet ediyormuş bir bakalım istedim. Kadıköyü’nü Moda’ya bağlayan dönemeçli yollarda, günün bu saatinde kimseler yoktu. B ...
Yandan çarklılar sonrası Kadıköy’e çalışan ilk pervaneli vapurlardan birinin ismi de Kadıköy’dü. Kadıköy Vapuru, Moda ve Burgaz isimleri verilen diğer iki vapurla birlikte Marsilya’da yaptırılmış ve 1912 yılında hizmete girmişti. 1 Mart 1966’da iki Sovyet bandıralı geminin Dolmabahçe önlerinde çarpışması sonucu denize akan petrolün alev almasıyla h ...
Haziran ayının, dolayısıyla yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte şehirde yaşanan hareketlilikten payını en fazla alan yerleşim yerlerinden biri, uzun yıllar boyunca Kadıköy olmuştu. Önceleri mesire alanları, yazlık bahçeler, deniz hamamları ve sayfiye köşkleri Kadıköy’deki yaz hareketliliğinin baş aktörleri olurken, sonraki dönemde plajlar, plaj gazi ...
Pascal Sébah 1823 yılında Istanbul’da doğmuştur. Kardeşi Cosmi Sébah ile 18 Mayıs 1857 tarihinde Beyoğlu’nda “P.Sébah Photographe” isimli ilk fotoğraf stüdyosunu açar. Bunu ilerleyen yıllarda yine Beyoğlu’nda farklı şube ve adresler takip eder. Pascal Sébah 1883’te beyin kanaması geçirip felç olması sonrası 1885’te yakın aile dostları Joaillier ile ...
Fikirtepe sadece Kadıköy’ün değil, tüm İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olarak her şeyden önce tarihi öneme sahip bir mahalledir. Profesör Arif Erzen 1964 yılındaki bir makalesinde şöyle der: “Birinci Dünya Harbi sırasında ve daha sonraları yapılan araştırmalarda Kadıköy ve Pendik prehistorik iskan yerleri tesbit edilmiştir. Özellikle ...
Dimitris Nikolaidis'in çıkardığı Servet gazetesinin ilavesi olarak 27 Mart 1891’den itibaren Ahmed İhsan (Tokgöz) tarafından yayımlanmaya başlanan, daha sonraki tarihlerde başta Edebiyat-ı Cedide topluluğu olmak üzere Fecr-i Atî ve Milli Edebiyat grupları ile Yedi Meşaleciler’in yayın organı olarak 25 Mayıs 1944’e kadar yayın faaliyetini sürd ...
SUADİYE Ünlü Alman film yıldızı Evelin Hold bir dizi konser vermek için İstanbul’a gelir. Kadıköy Hale Sineması’ndaki programına Necip Celal Andel de katılır ve Evelin Hold Türkçe sözlerle Mazi tangosunu okur: “Mazi kalbimde bir yaradır / Bahtım saçlarımdan karadır / Beni zaman zaman ağlatan / İşte bu hazin hatıradır” Ertesi akşam S ...
Fenerbahçe Burnu’nun aksine poyraz rüzgarlarına karşı korunaklı olması sebebiyle henüz Roma devrinde Kalamış Koyu’na bir liman inşa edilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Kalamış’ın beyaz kumsalından söz eder. Bu kumsalı oluşturan Kalamış Koyu’nun sığ suları nedeniyle hem eski liman hem Osmanlı döneminde inşa edilen vapur iskelesi sahilden epe ...
Gazetemizin bu haftaki sayısının yayımlandığı tarih olan 31 Mart, aynı zamanda Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa’nın 1937 yılında vefat ettiği tarihtir. 1864 yılında Manastır vilayeti Görice sancağına bağlı Nasliç kasabasında doğan müşir (mareşal) Ahmet İzzet Paşa, Kadıköy Moda’da Şair Nefi sokaktaki evinde hayata veda etmişti. 1884 yılında Harp Okulu’ ...
Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’nde, Fenerbahçe Mahallesi’nin isminin tarih kaynaklarımızda Fener Bağçesi ya da Fenerli Bağçe diye geçtiği ve bu ismin kadimden beri mevcut bir deniz fenerinden geldiği söylenir. Bizans döneminde içinde ateş yakılarak İstanbul’la haberleşmek için kayalıklar üzerine inşa edilen kule, Kanuni Sultan Süle ...
Kadıköy sakinleri hem eski zamanlarda hem günümüzde, yanlış yapılan ya da yapılmayan işleri eleştirme, ilçelerindeki olumsuzlukları yetkili kurumlara şikayet etme konusunda en başta gelen ülke vatandaşlardan olmuştur. Haldun Taner’in 1983 yılındaki bir makalesinde “Kadıköy’ün kuşaklar boyu edebiyatçılar, sanatçılarla yüklü bir birikimi var... B ...
Tıpkı bu kış olduğu gibi 83 yıl önce bu günlerde, Türkiye yine kenetlenmiş, acıları biraz olsun dindirebilmek, yaraları sarabilmek için büyük bir felaketin ardından başladığı yardım seferberliğine devam ediyordu. Büyük Erzincan Depremi’nden yaralı kurtulan yüzlerce ve evsiz kalan binlerce vatandaşın İstanbul’a trenlerle geldikleri yer Haydarpaşa Ga ...
A.Ragıp Akyavaş; aynı zamanda kendi köyü olduğunu söylediği Kadıköy’le ilgili yazılarından birinde, “Vapur iskelesinden çıkınca büyük caddeyi takip ederseniz Altıyolağzı’na varırsınız” der ve “Eski Kadıköylüler buraya Hisarönü derlerdi” diye ilave ederek Altıyol’un eski isimlerinden birini öğrenmemizi sağlar. Başka bir yazısında, farklı bir dönemin ...
En son halini 2006 yılı Nisan ayında alan ve 50 bin 530 oturma kapasitesine sahip Fenerbahçe Stadı, ülkenin en eski spor merkezlerinden biridir. Farklı dönemlerde futbol, kriket, çim hokeyi, atletizm, güreş gibi spor karşılaşmalarının ve milli bayram kutlamalarının merkezi olan stat, Kadıköy tarihinde önemli yer tutar. II. Abdülhamit yıllığı 30 alt ...
Gazeteci ve araştırmacı yazar merhum Ragıp Akyavaş “Köyüme Tahassür (Özlem)” başlığıyla Kadıköy’den bahsettiği yazısında Kadıköy Üsküdar gibi değildi der. “Ahiretten ziyade dünyaya yakındır. Biricik evliyamız Mahmud Baba bile Kuşdili’nin kenarında yatar. Ölülerimiz dahi zevk ü safâdan nasîb alırlar.” Kadıköy’ün Üsküdar gibi olmadığı diğer bir konu ...
IV. yüzyıl sonunda imparatorlar Theodosius ve Arcadius’ın valilik ve danışmanlık görevlerini yapan dönemin güçlü devlet adamı Rafinus’un kendisine bir villa inşa ettirdiği, ayrıca bir liman, manastır ve kilisenin de yapıldığı Caddebostan sahili yüzyıllar sonra tenha, tekinsiz ve hırsız, eşkiyanın gezdiği bir yer olarak Cadıbostanı olarak adlandırıl ...
Behçet Necatigil’in “Evler” şiiri şöyle başlar : İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. / İrili ufaklı, birbirinden farklı, / Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. / Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, / Evlerin içi devir devir değişti / Evlerin dışı pencere, duvar. İnsanlar Kadıköy’de farklı dönemlerde irili ufaklı birbirinden farklı, bahç ...
İsmi Moda’da bir sokağa verilen Osmanlı Devleti son seraskeri Rıza Paşa’nın üç oğlundan biri olan Süreyya Paşa’nın, mimar Kavafyan’a yaptırdığı Süreyya Opera ve Tiyatro binası, 6 Mart 1927’de törenle açılmıştı. Cephesi ve giriş holü Paris Champs Elysées tiyatrosuyla benzerlikler taşıyan ve Kadıköy’ün en güzel yapılarından biri olan doksan beş yıllı ...
Kadıköy’ün bir yerleşim yeri olarak gelişip genişlemesi, Tanzimat Dönemi’nde Saray’a yakın üst düzey yetkililerin ve paşaların buraya ilgi göstermeye başlaması, arsalar alıp köşkler ve konaklar yaptırmasıyla olmuştur. Üç mahallesi, birçok cadde ve sokağı Osmanlı dönemi paşalarının isimlerini taşıyan Kadıköy’e düzenli vapur seferleri 1857 yılında ba ...
Kadıköy Şehremaneti Binası, deniz doldurularak oluşturulan meydana inşa edilen ilk yapılardan biridir. 1912-14 yılları arasında yapılan neo klasik tarzdaki binanın mimarı Yervant Terziyan’dır. 22 Mayıs 1919'da Kadıköy'ün bu meydanında şiddetli yağmur altında toplanan 20 bin kişi, İzmir’in işgalini protesto eden bir miting yapmış, Halide Edip Adıvar ...
1975 yılında Göztepe'deki evinde vefat eden tarihçi yazar Reşat Ekrem Koçu’nun, ilk fasikülü 1944 yılında çıkan ve tamamlanamayan eseri İstanbul Ansiklopedisi’nin 10. cildinde Fenerbahçe maddesi, Fenerbağçe, Fenerbağçesi olarak geçer ve ilk paragrafta şu bilgi verilir: Adını batı ucunda kadimden beri mevcut olan bir deniz fenerine nisbet almışt ...
Kurbağalıdere Kayışdağı’ndan doğup Kalamış koyuna dökülen Kadıköy’ün en uzun ve en eski deresi Kurbağalıdere. Bir dönem gazino, sinema ve çay bahçeleriyle Kadıköy sosyal hayatının vazgeçilmezi olan Yoğurtçu ve Kuşdili gibi çayırlarının kıyılarında dizildiği, Sultan V. Murad’ın köşkünün ve Şehzade Selahattin Efendi’nin hümayun çiftliğinin yanı ba ...
Refik Halit Karay, İstanbul’da sonbaharları yazdığı bir makalesine gazetemizin bu sayısının yayımlandığı tarihle başlar: “Bugün 23 Eylül. Sonbahar başlıyor. İstanbul ancak sonbaharda kendine gelir, kendi rengini, kendi sesini bulur; renkler ve sesler bakımından da duru ve ahenkli olur. Hele meltemlerin yeni kesildiği, lodosların henüz esmediği bir ...
Kadıköy tramvayla 1 Eylül 1934’te tanışmıştı. Üsküdar’dan gelen tramvay, İbrahimağa çayırını takip edip, şimendifer köprüsünün altından geçiyor, Yeldeğirmeni’ne sapıp, Karakolhane Caddesi ve şimdi Kadıköy-Maltepe minibüslerinin güzergahında olan Yavuztürk sokağından Söğütlüçeşme Caddesi’ne iniyor, Altıyol’dan sonra Kadıköy İskelesi’ne ulaşı ...
Padişah III.Mustafa 1761 yılında, günümüzde daha çok İskele Cami adıyla anılan Kadıköy sahilindeki camiyi yaptırmıştır. Padişahın sadrazamlarından Moldovancı Ali Paşa’nın mührünü taşıyan Mühürdar Ahmet Efendi de yine Kadıköy’de camiye uzak olmayan bir bölgeyi seçmiş ve burayı bağlarla donatıp kendine de bir köşk yaptırmıştır. Burası önceleri Mühürd ...
Kadıköy Hal Binası 1986 yılında İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Devlet Konservatuarı olarak kullanılmaya başlanan ve 1989 yılından itibaren Şehir Tiyatroları’nın Haldun Taner’in adını verdiği bir sahnesine ev sahipliği yapan bina, 1927 yılında İtalyan mimar Ferrari’ye yaptırılan Türkiye’nin ilk modern hal binasıydı. Binanın, İBB tarafından ...
Kadıköy’de yazlık bahçe ve gazinoların, yazlık sinema ve tiyatroların açılması yaz mevsiminin gelişini müjdelerdi. Sayfiyelere taşınma telaşı ve hareketliliğinin bitmesini takiben yazın tam anlamıyla geldiğini gösterense plajların ve plaj gazinolarının sezonu açmaları olurdu. Bostancı ve Fenerbahçe’ye İstanbul’un ilk ve tek yazlık tramvayları çalış ...
Altıyol Kadıköy’ün Altıyol ağzı günümüzde daha çok Boğa heykeliyle anılır ve bilinir. Oysa yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından restorasyonu yapılan bronz heykelin bu meydana gelişi 1987 yılıdır. Nesiller boyu Boğa’nın adıyla anılmayıp sadece Altıyol ağzı olarak adland ...
Bir Kadıköy sakini olan Nazım Hikmet’in Erenköy yılları 1932’de başlar. Piraye’yle evlenme kararı almalarından sonra Piraye ve Nazım’ın aileleri birleşip Erenköy’de Mehmet Ali Paşa köşkünün karşısındaki Mithat Paşa köşkünü tutarlar. Büyük bahçesi, çamlıkları, yemişliği, bağı, sebzeliği, kümesi, ahırı, ayrı bir otlağı bulunan ama yıllar yılı bakımsı ...
SUADİYE PLAJI Haziran ayıyla birlikte İstanbul’da sayfiye ve plaj mevsimi de açılmış olurdu. Kadıköy hem sayfiye hareketliliği hem plajlarıyla yaz mevsiminin en canlı yerlerinden biriydi. Özellikle tatil günlerinde gündüz plajlara, akşam plaj gazinolarındaki eğlencelere gelenler için ek vapur seferleri konur, plaj işletmeleri otobüs seferleri d ...
SUADİYE VAPUR İSKELESİ 1910 yılında kurulan Seyri Sefain İşletmesi’nin Köprü İskelesi’nden kalkıp Haydarpaşa, Kadıköy, Moda, Kalamış ve Fenerbahçe’ye giden vapur seferleri vardı. Daha sonraki yıllar Caddebostan, Suadiye, Bostancı ve Maltepe’ye de vapur seferleri başlamıştı. 1929 yılında açılan Suadiye Plajı ve Gazinosu, Kadıköy yakası dış ...
1869 yılından itibaren Üsküdar Sancağı’na bağlı olan Kadıköy, XIX. yüzyılın sonlarında, İstanbul’dan vapur seferlerinin başlaması, farklı mahalle ve sayfiyelerine de demir yoluyla ulaşımın oluşmasıyla, gözde yerleşim yerlerinden biri olmaya başlamıştı. Özellikle Cumhuriyet sonrası altyapı hizmetlerinin gelmesiyle yerleşik nüfus da artmaya başlamışt ...
KADIKÖY HALKEVİ Kadıköy Halkevi, Kadıköylülerin bağışladığı 6 bin lirayla Bahariye Gül sokakta kiralanan konakta 22 Şubat 1935 tarihinde kurulmuş ve törenle açılışı yapılmıştı. Açılış günü Halkevi Orkestrası tarafından bir konser verilmiş ve altmış kişilik koro heyeti de konsere eşlik etmişti. Halkevinin ilk başkanı Celal Esat Arseven bu görevi ...
AYRILIK ÇEŞMESİ Günümüzde Ayrılık Çeşmesi dendiğinde genellikle akıllara ilk gelen, raylı sistemlerimizden Marmaray ve Metro’nun Kadıköy’deki önemli bir aktarma durağı oluyor. Ayrılık Çeşmesi, hem bu durağa yakın mesafede oturan Kadıköylülerin, hem bir araçtan diğerine aktarma yapmak isteyenlerin, hem de aynı yerde bulunan büyük alış veriş merke ...
Haydarpaşa sahilinin doldurulup gar binasının yapılması gibi, günümüzde Kadıköy Meydanı olarak adlandırılan bir dönemin kumluğu da XX. yüzyıl başında doldurulmaya başlanmıştı. Kadıköy Şehremaneti (belediye) binası ve hemen arkasındaki maliye binası, vapur iskelesi ve hal binası denizden doldurulan alana yapılan yapılardı. Meydana bir park düzenleme ...
Fenerbahçe Mahallesi ve Kalamış semti geçtiğimiz ay, iptal edilen yat limanı ihalesiyle ülke gündemine gelmişti. Hem ihale öncesi hem sonuçlanmış ihalenin iptal kararı sonrası duyarlı Kadıköylüler ve Belediye Başkanlığı sürecin takipçisi olmuşlardı. Kadıköy hem kurumları hem sivil insiyatifiyle, Kalamış Yat Limanıyla ilgili soru ve taleplerine hale ...
Köprü'ye bitişik Kadıköy İskelesi çok eskimiş olduğundan 1936 yılında Akay İdaresi’nce dört demirli bir şamandıraya bağlı, terası gazinolu, salonu kaloriferli, tuvaletli, memurlar ve emanet odası olan 290 bin liraya mal olan yeni iskele yaptırılır. Belediye Yollar ve Köprüler Şube Müdürlüğü mühendislerinin inşa ettiği iskele binası 1960 yılında yen ...
Kış mevsimi zahmetlidir. Geleceği gün yaklaştıkça bir eksiğimiz var mı diye düşündürtüp, telaşlanmamıza neden olan ağırlaması zor bir misafir gibidir. Eski zamanlarda yaz mevsimine hazırlıksız yakalanmak diye bir şey yoktu. Herkes boş zamanınca ve bütçesi elverdiğince bu mevsimin nimetlerinden yararlanırdı. Yazlık gazinolar, bahçeler, sinemalar ve ...
Kadıköy’ün Primadonnası Suzan Lütfullah Sururi İçinde bulunduğumuz hafta sanat dünyamızın ilklerinden biri olan, ülkemizin en güzel kültür sanat binalarından biri olan Süreyya Sineması fuayesinde büstü bulunan, cumhuriyet dönemi öncü kadınlarından Suzan Lütfullah’ın anıldığı haftaydı. İlk Müslüman profesyonel primadonnamız Suzan Hanım, 11 Oc ...
Bahariye, yüz yıl boyunca hem Kadıköy’ün eğlence hayatının merkezlerinden biri hem de birçok hekimin ve sanatçının orada mesken tutmasıyla, bedene ve ruha şifa veren bir semt olmuştu. Altıyol ağzına açılan altı yoldan biri olan Bahariye Caddesi, tramvayların Kadıköy’e gelmesiyle birlikte Moda’ya ulaşımın ana güzergâhı haline gelmişti. Tramvay önces ...
İstanbul tarihinde sosyal hayat ve eğlence denildiğinde, kamusal alan olarak bir döneme damgasını vurmuş çayırlar ve mesireler şüphesiz en başta gelir. Belli mevsim ve tatil günlerinde günümüz diliylekent hayatından kaçışmekanları olan çayırlar çok daha önceleri basit ama bir o kadar da hayati bir ihtiyacı karşılayan alanlardı. Devlet hazinesine ai ...
Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle der:“Sultan, Bağdat’ı yedi bin mühendisiyle öyle sağlam ve müstahkem etti ki Bağdat, Bağdat olalı bu imaret ve abadanlığı ilk defa görmüştür.”Bağdat bir dönemler Osmanlı Devleti’nin en önemli vilayetlerinden biri olup, Dicle nehri kenarında, ticaret yolları üzerinde, stratejik konumu çok önemli bir bölgede kurul ...
Mithat Cemal Kuntay şöyle der: İstanbul iki şeyin oyuncağıdır. Marmaranın ve Karadenizin. Bu ikisinden hangisinin keyfi hakimse o gün ilk veya sonbahardır, kış veya yazdır. Her ne kadar iklimi ve hava durumu İstanbul’dan farklı düşünülmese de, Kadıköy’ün Karadeniz’den gelen Kuzey rüzgarlarına daha kapalı olması ve Batı yönü de deniz olup batışına k ...
Kadıköylüler 1934 yılının bahar ve yaz aylarında, sonu güzel bitecek bir çile çekiyorlardı. Üç nahiyeli, on yedi mahalleli ilçenin genel manzarası sökülmüş kaldırımlar, kazılan caddeler, iskele meydanına yığılmış raylar ve traverslerdi. Projesi 1930 yılından itibaren konuşulan Kadıköy tramvay yolları artık hayata geçmek üzereydi. 2 Temmuz 1928 tari ...
Herkesin “görülmemiş sıcaklar” diye söylendiği bir yaz mevsimi geçiriyordu Kadıköy. Esnafın süpürgesi dışında bir temizlik görmeyen kaldırım taşlarının arasından çıkan otlar sararmış ve kurumuştu. Belediye görevlilerinin haftada bir veya iki, esnafın her gün iki, üç kez ıslattığı çarşı sokaklarında toz bir süreliğine yatışıyor sonrasında yeniden ha ...
Vapurlarla Kadıköy’e ulaşımın başlaması ve demiryoluyla Kadıköy nahiyelerine, sayfiyelerine ulaşımın kolaylaşması Kadıköy’de hem nüfus hareketlerini hem sosyal hayatı etkilemişti. Vapurlar, Kadıköy’e İstanbul’dan kolay erişimi sağlayan bir köprü olmuştu. Bu köprü Abdülhamit döneminde Saray erkanından ve paşalardan yoğun bir göçü başlatmış, Cumhuriy ...
Üç cemrenin sırasıyla düşmesi, ağaçların tomurcuklanması ve sonrasında Kasım günlerinin bitip Hızır günlerinin başlaması yaz mevsiminin gelişini anlatırdı bir zamanlar. Sırasıyla yazlık bahçeler, gazinolar ve sinemalar açılır, tatil günleri çayır ve mesireler dolup taşmaya başlar, son olarak da Cumhuriyet öncesi dönemden söz ediyorsak deniz hamamla ...
On yıllar öncesinin Ramazan ve bayram gelenekleri hep anlatılmış ve yazılmıştır. Genelde özlemle anılan o günler, bir şehrin ya da semtin farklı dönemlerinde, kültürel ve sosyal hayata dair bilgiler de verir bize. Ramazan ve bayram boyunca düzenlenen etkinlikler ve bunlara katılım, alış verişler ve hazırlanan özel yemekler farklı dönemlerdeki kültü ...
Bir yarımada üzerine kurulu ilk Kadıköy’ün sınırlarını kuzeyde, Haydarpaşa’dan denize dökülen Ayrılıkçeşmesi (Himeros) deresi ve doğuda, Kayışdağı’ndan gelen, yaklaşık yedi kilometrelik uzunluğuyla Kadıköy civarının en uzun deresi olan Kurbağalıdere (Kalkedon) belirlerdi. Kurbağalıdere’nin ilk ismi Kalkedon’dur ve kurulan ilk şehre de ismini ver ...
Tüm deniz kentleri gibi İstanbul ve Kadıköy’de de tarih boyunca ulaşım ve taşımacılıkta kayıkların önemli bir yer tuttuğunu biliyoruz. Ulaşımı sağlamak ve zaruri ihtiyaçlara erişmekte bir aracı olmak dışında, Moda, Kalamış, Fenerbahçe, Caddebostan, Suadiye sahillerinde ve Kurbağalıdere’de sosyal hayatın değişmez bir parçası olan kayıklar ayrıca kür ...
Paşaların (Rasim Paşa, Zühtü Paşa) isimlerini alan mahallelerin, Ağaların isimlerini (Cafer Ağa, Osman Ağa) alan mahallelerle komşu olduğu Kadıköy’de ayrıca bir semte (İbrahim Ağa), bir caddeye (Halit Ağa) ve bir sokağa (Nadir Ağa) isimleri verilmiş ağalar vardır. Osmanlı Sarayı’nda üst düzey önemli görevlerde hizmet vermiş olan bu ağalarla, isimle ...
Kadıköy'ün bağları Antik dönem Kadıköy’ünde yani Kalkhedon’da en önemli tanrı Zeus, en önemli tanrıçaysa, insanoğluna ekip biçmeyi öğreten, tarım ve bereketin tanrıçası Demeter’di. Önem atfedilen tanrılardan bir diğeri, Zeus’n oğlu, şarap tanrısı Dionysos’tur. Kalkhedon adına bastırılan farklı sikkelerde hem Demeter’in sembolü buğday başağı hem ...