Komşular komşularımız

16 Haziran 2017 - 11:17

Aynı adreste 10 yıldan fazla süredir oturmaktayım. Kadıköy’deki evimize ilk geldiğimizde yıllar 2006 ya da 2007 idi. Deprem sonrası fiyatlar ve kiralar rahatlamıştı, şimdiki gibi füzeleşen anlamsız kiralar yoktu. Neyse derdim kirası filan değil zaten. Kadıköy’de oturmanın güzel yanı hala bir şekilde hayatta kalabilmiş olan mahalle hissiydi. Kadıköy’den önce üniversite yıllarımda ve bir miktar sonrasında Beşiktaş Serencebey’de de aynı his vardı. Ama o yıllarda söz konusu bölge genelde öğrencilerin istilasındaydı. Karşı komşumuz genç kızı iki kere acile kaldırmak zorunda kalmıştık. Ailesinin de ilgisizliği sayesinde yaşadığı hızla hayata veda ettiğinde henüz 23 yaşındaydı.

Kadıköy’de ise, özellikle Moda’ya doğru yaklaşıldıkça komşuluk müessesesi daha farklı bir boyut alıyordu. Bulunduğum apartmanda ilk geldiğimiz günden beri dört komşumuzu kaybettik. Her aramızdan ayrılan teyze yerine dairesine başka bir komşu geldi. Bazı daireler satın alındı ve sonsuz tadilat yolculuklarına yol alındı. Eski genç komşularımın yüksek sesle müziklerinden rahatsızlık yaşarken şimdi, orta ve orta-üst yaş grubundaki komşularımın tadilat çılgınlığından payımızı alıyoruz.

Bulunduğum noktada yeni alt kat komşumuz eski komşumuz teyzenin ebediyete intikal etmesiyle birlikte daireyi satın alıp baştan yaratmaya and içmiş durumda. Şu anda tadilatın 7. haftasındayız. Hayatımı yazı yazarak, evden kazanmaya çalıştığım için, alt katınızda duvar yıkılırken, 100 desibel matkap ve hilti  gürültüsünde çalışmak gerçekten de çok eğlenceli. Öncelikle bir noktadan sonra matkap sesi sizi çok fazla bozmuyor. Tercihen eczanelerde satılan kulağa su kaçmasın diye satılan balmumu ve pamuklu kombinleri, ses engelleyici olarak kulaklarınıza tıkayabilirsiniz…

Düzenli haftalar boyu süren matkaplı, duvar ve mozaik kırmalı, mutfak yıkmalı, kapı takmalı, pvc doğrama değiştirmeli bir tadilat sürecinin aslında farkında olmasanız da güzel tarafları da var. Mesela mutlaka saat 9’da uyanmış oluyorsunuz. İsterseniz gündüzün gürültüsünden kaçıp, gece 4-5’e kadar bilgisayar başında çalışın, sabah 9 gibi o güzel sesle uyanıyorsunuz. Bir noktadan sonra artık Amerika’daki araba alarmlarını taklit eden kuşlar gibi matkap seslerini taklit etmeye başladım evin içinde. Mesela ne zaman duvarda dübellik bir delik açılıyor, ne zaman tesisat için delik açılıyor, hemen anlayabiliyorum.

Bazen haftalar süren matkap, çekip ve kırma dökme sesleri o kadar rahatsız edici olabiliyor ki, Cüneyt Arkın gibi alt kata inip tek suçları yeni ev sahibinin bitmek ve durmak bilmeyen tasarım anlayışını tadilatla tamir etmeye çalışan ustalara kafa göz girmek istiyorum. Sürekli gürültü şiddet gibi bir şey. Bu sıralar zaten özellikle Bağdat Caddesi yakınlarındaysanız yanınızda bir inşaat vardır, ya da çok yakınlarda çok yakınınıza bir inşaat gelecektir. Psikolojinizi buna hazırlayın derim, yoksa yıkılırsınız.

İstanbul’un güzel yani inşaat sesinden kaçamıyor oluşunuz. Hatta başka illere bile gitseniz bu sesten kaçamıyorsunuz. İstanbul’un eskiden kanarya, serçe ve bülbüllerden oluşan müziğinin yerini artık matkaplar, harç karma makineleri ve hafriyat kamyonlarının tangır tungur sesleri almış durumda. Değişe değişe neye değişeceğiz bilemiyorum ama umarım alt kattaki tadilat bu hafta biter. Adam iki kere kapı değiştirdi, o derece.

Neyse “Bundan sonra kimse evin içinde davul çalmama laf etmesin” diyerek hoşgörü mesajlarımı veriyorum. Herkese sessiz günler ve geceler dilerim. 

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa 2018

Hep kendimize baktık, peki yeni yılda Avrupa’da neler olacak? …ülkemizdeki çevre ve şehircilik politikalarından özellikle de artan ileri demokrasisinden hasetlerinden çatlayan Avrupalılar, o hırsla 2018 yılında Türkiye’yi taklit etmeye başlarlar. Okuyacağınız satırlar 2018 yılında Avrupa’nın ibretlik hikayesidir. İspanya’nın “Çılgın Proje ...

İnsan ne ister?

Moda’dan çıktım yola. Önce Moda sahilinde dolaştım, sonra Kurbağalıdere taraflarından Kalamış’a geçtim. Oradan Fenerbahçe Parkı, Orduevi yokuşu filan derken sahil yoluna geldim. Caddebostan’dan, Bostancı’ya kadar sokakta gördüğüm gençlere neler istediklerini sordum. Gençler rahat olmak istiyor. Gençler sorumluluk sahibi olmak istemiyor. Gençler ...

Çekirdek çevre

Çekirdek çevre Eskişehir’de Prosuk kenarına konulan “Çekirdek çitleyen eşek” eseri birçok insandan farklı tepkiler aldı. Kimileri bu heykeli onaylamadı, kimileri ise çok beğendi, bazıları ise “Hayvanlara ayıp olmuş, hayvanlar çevreyi böyle kirletmiyor” gibi bir yaklaşımda bulundu. Eskişehir de parkları, bahçeleri ve genç nüfusu bol bir şehir. ...

Kadıköy’ün en güzel yeri

Herkesin Kadıköy’ü farklı. Herkesin semtte sevdiği yerler farklı. Kadıköy de zaten yıllar içinde herkese farklı bir tarafını göstere göstere bugünlere geldi. Kimi sakinliğini seviyor, kimi gençliğini, kimi rahatlığını, kimi ise sadece sokaklarını. Bir semti güzel bir semt yapan, yaşatan şeyler birbirinden ne kadar farklılaşırsa o semt o derec ...

Kediler, köpekler ve uzaktan nokta gibi görünenler

Kedi filmini belki izlemişsinizdir. İstanbul’daki binlerce kedinin hayatından ufak bir kesitte şehirli halimizle, hayata yakınlığımızın bir sentezi olan sokak hayvanlarını anlatır. Türkiye’de yaşayan hiç kimse sokakta kedi ya da köpek gördüğü zaman şaşırmaz. Gece bazen eve giderken bir arabanın üzerinde, bir apartmanın girişinde uyuyan tüylü ark ...

Sahilde buluşanlar

Kadıköy’de yaşam diğer semtlere göre biraz daha sakin ve yaşanabilir gibi nedense. Son yıllar içinde, özellikle büyük İstanbul depreminden sonra, Kadıköy her yıl kendini daha da topladı. Son yıllarda Taksim’in ve İstiklal Caddesi’nin betona ve kimsesizliğe gömülmesinden sonra, gece hayatı ve genç nüfusun da Taksim’den göçmesiyle birlikte, herkes iç ...

Saygıya saygı duymak

Bu satırları alt katta 3 haftadır bitmeyen tadilatın tam üzerinde yazıyorum. Şu anda balkonu plastik doğrama ile kapatıyorlar. Moda’da 10 yıldır aynı binada oturunca ister istemez apartmandaki komşularımız da aramızdan ayrılıyor. Moda’da yaşayanlar genelde eskiden beri burada oturduğu için, şu binada kaldığım 10 yıl boyunca 3 tane çok sevdiğim komş ...

Sahillerde buluşalım

İşsizlikten midir yoksa iş sahibi olmak istememekten midir bilmiyorum, yıllardır aylak aylak dolaşıyorum sokaklarda. Reklam ajanslarında çalıştığım senelerde paramı biriktirmiş, kendime güzel iki tane bisiklet almıştım. Güzel dediysem şimdi caddelerde gördüklerimizin yanında ikisi de külüstür sayılır ama olsun. Biri bana, birisi hanıma. Ailecek mob ...

Aşağı yukarı Kadıköy 3 - Sokaklardan evlere

Bir yeri, o yer, bir semt, bir bölge haline getiren şeyler neler olabilir? Sevdiğimiz yerlerin neyini seviyoruz? Anılar nasıl oluşuyor, gibi şeyler düşünüyorum. Benim aidiyetle ilgili anladığım şey şu. Aslında basit kuralları var. Bir yeri özel yapan şey ya da şeyler esasında çok basit. Bunu yapabilmek zor kısmı. Çünkü hayatta aklınıza gelem ...

Aşağı yukarı Kadıköy 2

Bir önceki yazıda davul çalma sevdası uğruna lisenin müdür yardımcısının odasına o yaşta hırsız gibi girip, davulların bulunduğu tiyatro odasının anahtarını almış, sonra okuldan da gizlice kaçıp bir anahtarcıda anahtarı kopyalatmış, sonrasında ise tekrar kimselere görünmeden müdürün odasına girip orijinalini yerine bıraktığımı söylemiştim, çünkü ko ...

Aşağı yukarı Kadıköy…

40 yaşındayım, az birkaç ay sonra da umarım 41. O zamana kadar matematik de değişmezse inancım 41 olacağım yönünde… 16 yaşına kadar Heybeliada’da yaşadığım için, “şehir” kavramı kafamda hep karışıklıkla aynı olmuştu. Adada araba yok, gürültü yok, okulun yanından koş denize gir, sıkıntı yok. Kışın kar tuttu mu her yer kar pisti olur adaların yoku ...

ARŞİV