Tarih Yazan Kadınlar-34

Basında eskiden çokça rastladığımız ‘arka sayfa güzeli’ geleneğini geri getiriyoruz ancak büyük bir farkla! Alanında ilk’lere imza atmış, ‘kadınlar yapamaz’ denilen mesleklerdeki cinsiyetçi kalıpları kırmış, cesur ve azimli kadın kahramanları tanıtacağız size. Onlar, bizlerle bu topraklarda yaşadı, mücadele etti ve başarılar kazandı. Lakin erkek egemen tarih anlayışı çoğunlukla onları yoksaydı. Bu kadınları tarihin tozlu sayfalarından çıkarıp, kamuoyunun yeniden dikkatine sunmayı hedefliyoruz. Buyurun tarih yazan kadınların öykülerine…

30 Kasım 2021 - 19:27

İlk kadın büyükelçi Filiz Dinçmen

1939 Zonguldak doğumlu olan Filiz Dinçmen, Ankara Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1960 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. 1961-1965 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Birleşmiş Milletler Dairesi 3. ve 2. kâtipliği görevlerinde bulundu. Ağustos 1965'te Birleşmiş Milletler New York ofisinde 2. sekreter ve daha sonra da 1. sekreter görevlerine getirildi. 1968-1970 yılları arasında Türkiye Tahran Konsolosluğu’nda görev aldı. Daha sonra farklı Ortak Pazar (Avrupa Birliği) görevlerinde bulundu.

KADIN BÜYÜKELÇİ LAHEY’DE

Filiz Dinçmen, 1982 yılında Hollanda Lahey Büyükelçisi görevine getirilerek Türkiye’nin ilk kadın büyükelçisi unvanını aldı. Dinçmen, nasıl atandığını şöyle anlatmıştı: “Üniversiteyi bitirince Dışişleri’ne girdim. Eşim, üniversiteden sınıf arkadaşımdı. İlk görev yerim New York’taki BM Temsilciliği oldu. Orada eşimle evlendik, daha sonra Tahran’a tayin olduk. Sonra Ankara’ya, Bakanlığın Ekonomik İşler Dairesi’ne atandık. Bu görevi takiben de Brüksel’deki Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET, Avrupa Birliği) Daimi Temsilcilik görevini üstlendim. Brüksel’den döndükten sonra altı yıl süreyle Bakanlıkta çeşitli görevlerde bulundum. 1982 yılında da Türkiye’nin ilk kadın büyükelçisi olarak Lahey Büyükelçiliği görevine atandım. Kadın olduğum için bu görevde başlangıçta zorluklarım oldu. Ancak daha sonra herkes bana yardımcı oldu. Bunu şükranla hatırlıyorum.”

DİPLOMASİDE ‘İLK KADIN’

Türkiye’yi yurtdışında temsil eden ‘ilk’ kadın büyükelçi Filiz Dinçmen, ilk olmanın hem çok onurlu bir şey hem de büyük bir sorumluluk olduğunu dile getirmişti. Diplomaside ‘ilk kadın’ olan Dinçmen, “Bilâkis, kadın olarak eğer yetenekleriniz erkek arkadaşlarınkiyle aynıysa da daha avantajlı olduğumuzu gördüm. Kadınlar daha uzlaşmacı, ikna edici, etkili olabiliyorlar. Bunun faydasını gördüm.” demişti.

HOLLANDA’DAN FRANSA’YA

Dinçmen’in Lahey’e atanması sırasında Türk büyükelçilerine suikastlar düzenlenen bir dönem yaşanmıştı. O nedenle bunaltıcı bir koruma çemberine alınarak görev yaptı. Eşinin Katar’a atanması sonucunda iki yıl eşiyle görüşememişti. Hollanda’daki görevi 1984 yılında sona erdiğinde Türkiye’ye dönmeden doğrudan Strasbourg’da Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görevlendirildi. 

Daha sonra Türkiye’ye döndüğünde, 1989 yılında Dışişleri Bakanlığı’nın ilk kadın müsteşar yardımcısı unvanı verildi. 1991 yılında bu görevine ek olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de oldu. 1993-97 yılları arasında Avusturya (Viyana) Büyükelçiliği, daha sonra da Malta Büyükelçiliği yaptı. 1997-2001 yılları arasında TBMM Başkanı Başmüşaviri (Hikmet Çetin, Yıldırım Akbulut ve Ömer İzgi'nin) olarak görev yaptı.

“TÜRKİYE’NİN AYDINLIK YÜZÜ”

Filiz Dinçmen, 2001’de Vatikan Büyükelçiliği’ne atandı. Dört yıl bu görevde kalan Dinçmen, ‘Katolik dünyasının kalbinde ilk Müslüman kadın büyükelçi’ olmuştu. “Türkiye’nin yurtdışında bir imaj sorunu var. Maalesef iyi tanınan bir ülke değil” diyen Dinçmen, “Bu nedenle kadın büyükelçiler, Türkiye’nin imajına olumlu katkı yapıyor. En son görevim Vatikan Büyükelçiliği’ydi. Orada bana Türkiye’nin aydınlık yüzü diye hitap ederlerdi. Kadın olarak Türkiye’yi uygar yüzüyle tanıttığımı anladım” demişti.

Eylül 2004-Haziran 2017 tarihleri arasında Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyeliği görevini yürüten Filiz Dinçmen, diplomatlık görevini emeklilikle sonlandırdı.

 “Kadın hareketinin tasvip etmediğim yönleri var”

Filiz Dinçmen’in 1982’de Cumhuriyet Gazetesi’nde Sedat Ergin’e verdiği (ilk kadın büyükelçi olarak göreve başlamadan önce) röportajdan bir kesit şöyle:

  • Kendisi önümüzdeki sonbahar başlayacağı bu görevi kariyeri açısından ‘olağan’ bir atama olarak görüyor: “Tabiatıyla ben olmasaydım, başka biri atanacaktı. Madem ki, kadınlar diplomat oluyorlar, büyükelçi olmalarından daha doğal ne olabilir? Bundan sonra da olacaklardır.”

  • Büyükelçi olacağınız size bildirildiğinde neler hissettiniz? Nasıl karşıladınız? Filiz Dinçmen’in yanıtı yine aynı ölçüler içinde: “Vallahi bilmem ki, memnun olmadım demek zor, ancak havalara uçtuğum da söylenemez. Hiç öyle ilerisine dönük bir planım yoktur. Büyükelçi olduktan sonra da yok.”

  • Filiz Dinçmen, en çok işlerinin çokluğundan kendisine yeteri kadar zaman ayıramamaktan şikâyetçi. Genellikle akşamları ve hafta sonlarında eve iş  götürüyor. Öğleleri genellikle çıkmamayı yeğliyor. Bakanlıktan saat 20.00 dolayında ayrılıyor. Akşamları bir davet varsa, onun yolunu tutuyor. Yoksa eve gidip yemek hazırlaması gerekiyor. Bazen davete gideceği günler akşam giyeceği elbiseyi sabahtan bakanlığa getirdiği oluyor. Böylelikle davete ancak yetişebiliyor. Hafta sonları ise çarşı, berber, mutfak derken yine dinlenemiyor ya da istediği bir kitabı açıp okuyamıyor. Tek rahatlığı evde bir yardımcısının bulunması.

  • Türkiye’nin ilk kadın büyükelçisi Türkiye’deki kadınların durumunu nasıl buluyor? Filiz Dinçmen. Türkiye’deki kadın haklarının durumunu yasal yönden ‘çok iyi’ buluyor, ancak uygulamada sorunların çıktığı inancında. Ayrıca bir takım sorunları erkek-kadın ayrımı yapmaksızın ortak sorunlar olarak görüyor. Ancak, örneğin işsizlikte kadınların oranının yüksekliği ona göre ‘düşündürücü’. Bayan Dinçmen'e göre “kadınların sorunları da Türkiye'deki genel eğitim sorununun bir parçası ve eğitim düzeyinin yükselmesiyle çözüm bulacak. Ve yapılacak daha çok şey var.”

  • Kadın olması nedeniyle mesleğinde hiçbir ayrım ya da engelle karşılaşmadığını söyleyen Filiz Dinçmen, Batı’daki ‘Kadın Hakları’ (Women Liberation) hareketini de onaylamıyor: “Ben ölçülü ve dengeli bir insanım, aşırılıkları tasvip etmem. Kadın hakları hareketinin de tasvip etmediğim yönleri var.”

  • Filiz Dinçmen Dışişleri’nde geride bıraktığı yılları da şöyle değerlendiriyor: “Diplomatlık çok sevdiğim bir meslek. 21 yıldır yürüttüğüm meslekte evli oluşumun yarattığı sorunlar olmadı değil. Ancak bunları çok önce öngörmüştük. Bu sorunları gördükten sonra yeniden geri dönseydim, yine diplomatlığı seçerdim. Bütün güçlükleri ve tehlikelerine rağmen.”


ARŞİV