SOKAK SOKAK KADIKÖY-3

Her gün adım adım arşınladığımız Kadıköy sokaklarının hikâyelerini hiç merak ettiniz mi? Biz ettik, cadde ve sokakların izini sizin için sürdük, birbirinden ilginç hikâyelere ulaştık. Kadıköy’ün Heredot’u olarak bilinen ve 4 yıl önce kaybettiğimiz Dr. Müfid Ekdal’ın kitapları başta olmak üzere diğer kaynaklardan derlediğimiz bu yazı dizisinde, Kadıköy’ün tarihine ışık tutan saklı sokak isimlerinin kökenini öğreneceksiniz. Kimi ilginç sokak isimlerinin neden o sokağı süslediğine dair herhangi bir kayıt bulunamazken, bazı sokaklar adını orada yaşayan simalardan almış. Bazen de memlekete hayrı dokunmuş kişilerin adları anılarına ilçenin bir sokağına verilmiş. Kadıköy’de iz bırakmış kişiler ve saklı kalmış hikâyeleriyle sokakların hafızasında bir yolculuğa davet ediyoruz sizi…

14 Ağustos 2018 - 10:51

HAZIRLAYAN: GÖKÇE UYGUN / RAMAZAN KARAKAYA

KÖRLER SOKAĞI: Kadıköy Çarşısı’nın içindeki bu sokağın eski adı İşkembeciler Sokağı idi. Uzunluğu 50 metre kadar olan bu yolda evvelce meyhaneler vardı. Kalust Gülbenkyan isimli bir Ermeni vatandaş, geniş merdivenli eski hanını aciz, sakat insanlara tahsis etmiş, özellikle körler burada yatıp kalkmaya başlamıştı. Kısa süre sonra halk tarafından “Körler Sokağı” denmeye başlanmış, sonradan bu isim sokak tabelasına da yansımıştı.

Gülbenkyan 1869’da Acıbadem’de doğmuş, Kadıköy’de büyümüş, 22 yaşındayken girdiği petrol endüstrisinde önemli görevler üstlenmiş, petrol hisseleri sayesinde uluslararası iş çevrelerinde “Bay Yüzde Beş” (Mr. Five Percent) olarak anılmış Ermeni bir işadamı ve yine genç yaşlarından itibaren topladığı sanat eserleriyle dünyanın sayılı koleksiyoncularından biriydi.

SARAYARDI CADDESİ: Fikirtepe’nin kuzeyinden başlayıp Gazhane ve Acıbadem’e doğru uzanan yola “Sarayardı Caddesi” denir. Bugün Marmara Üniversitesi’nin bulunduğu yerde hafif tepe üzerine yapılarak etrafı yüksek duvarlarla çevrilen muhteşem ahşap beyaz konağa Beşinci Murat Sarayı denirdi. Murat Efendi, şehzadeliğinde yazları bu konakta oturmuş; Nâmık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi bu konağa sık sık gelerek hürriyet, meşrutiyet hakkında fikir üretip sohbetler yapmışlardı. 1868’de Proodes isimli bir mason locası kurulmuş, 1872’de Fransız avukat Louis Amiable bu locanın başkanlığını yapmıştı. 5. Murat,  Amiable’nin Kadıköy’deki evinde yapılan gizli bir merasimle mason locasına girmişti. Sultan Beşinci Murat, 28 Mayıs 1876 - 31 Ağustos 1876 tarihleri arasında Osmanlı tahtına oturmuş, aklî dengesi bozulduğu için tahttan indirilerek Çırağın Sarayı’na gönderildi. Ömrünün geri kalan yıllarını burada geçirmiş, Fikirtepesi’ndeki sarayına hiç geri dönememişti. Sonraları bu Saray’ın arkasından geçen yola Sarayardı Caddesi ismi verilmiştir.

NEŞET ÖMER SOKAĞI: Mühürdar Caddesi ile Albay Faik Özdener Sokağı arasında kalan ve bu iki yola paralel olan sokağa “Neşet Ömer Sokağı” denir.  

Sokağa adını veren Neşet Ömer İrdelp, 1882’de doğmuş bir doktordu.  Türkiye'ye modern kardiyolojiyi getiren iç hastalıkları hekimi olan ordinaryüs İrdelp, Atatürk’ün özel doktoruydu.

Oldukça kısa boylu, şişman, yuvarlak başlı, gözlüklü, ince madeni sesli, gayet zeki biriydi.  Bacaklarının kısalığından olacak, yürürken iki tarafa yalpalardı. Hemen herkesle ve her şeyle ilgilenir, bu ilgisini mutlaka bir mizahla süsler, şayet birine kızmışsa onu her yerde türlü kılıklara sokarak rahatça eleştirirdi. Anlattığı derslerle yaptığı espriler arasında öyle münasebetler kurardı ki, öğrencilerinden bazıları esprileri o günkü dersin bir parçası sanarak not bile tutardı. Son derece öğretici ve ilgi çekici bir hoca idi. Meşhur H. Vaquez’in yanında çalışmıştı. Herhalde o zamanki Fransız hekimlerinden gelen bir alışkanlık olarak giydiği beyaz doktor gömleğinin üzerine gene beyaz renkte, peştamala benzeyen bir şey sarar, esasen şişman olan karnı daha da büyük görünürdü.

Hoca’nın son görevi, Cerrahpaşa Hastanesi Dahiliye Bölümü’nde idi. Kadıköy’deki evinde sürdürdüğü muayenelerine, Taksim’de bir muayenehane açarak devam etmişti. Kalp hastalıkları branşında ün yaptığı için kalbinden hasta olanın aklına daima Neşet Ömer Bey’e başvurmak gelirdi. Bir gün kendisi de kalbinden hastalandı. Etrafındakilere “Ben bu hastalığı başkalarında 50 yıl yendim. Fakat şimdi o beni yendi” demiştir. Ömrünü verdiği kalp hastalıkları teşhis ve tedavisine bu sefer kendisi yenik düşerek 1948 yılında bu dünyadan ayrıldı.

Kadıköy Postanesi’nin arka sokağına Neşet Ömer Sokağı ismi verilmiştir. Neşet Ömer Hoca bu sokakta ne oturmuş ne de bir muayenehane açmıştır. Evi ve muayenehanesi Cihan Seraskeri Rıza Paşa Sokağı’nda ahşap, beyaz boyalı bir evdi. Şimdi bu ev yıkılmıştır.


ARŞİV