SOKAK SOKAK KADIKÖY-2

Şair Nefi, Muvakkitehane ve Pavlonya... Kadıköy sokaklarının hikayeleri

31 Temmuz 2018 - 13:46

Her gün adım adım arşınladığımız Kadıköy sokaklarının hikayelerini hiç merak ettiniz mi? Biz ettik, cadde ve sokakların izini sizin için sürdük, birbirinden ilginç hikayelere ulaştık. Kadıköy’ün Heredot’u olarak bilinen ve 4 yıl önce kaybettiğimiz Dr. Müfid Ekdal’ın kitapları başta olmak üzere diğer kaynaklardan derlediğimiz bu yazı dizisinde, Kadıköy’ün tarihine ışık tutan saklı sokak isimlerinin kökenini öğreneceksiniz. Kimi ilginç sokak isimlerinin neden o sokağı süslediğine dair herhangi bir kayıt bulunamazken, bazı sokaklar adını orada yaşayan simalardan almış. Bazen de memlekete hayrı dokunmuş kişiliklerin adları anılarına ilçenin bir sokağına verilmiş. Kadıköy’de iz bırakmış kişiler ve saklı kalmış hikayeleriyle sokakların hafızasında bir yolculuğa davet ediyoruz sizi…

HAZIRLAYAN: GÖKÇE UYGUN/SERRA GÜVENGEZ

  • ŞAİR NEFİ SOKAĞI: İtalyan asıllı, Fransız uyruklu Lorando ailesi, 1850’li yıllarda Sakız Adası’ndan İstanbul’a gelmiş, Tepebaşı’nda bir binaya yerleşmişti. Bankerliğe başlayan Jan Lorando kısa zamanda büyük servet sahibi olmuştu. Sultan Aziz bile bu bankerden yüklü miktarda borç almıştı. Borç vaktinde ödenmeyince Lorando, kendisi gibi bir banker olan akrabası Berrand Tübini ile birlikte Osmanlı Devleti’ni Fransa’ya şikayet etmişti. Bu meseleyi politik bir konu haline getiren Fransa, donanmasını göndererek Midilli Adası’nı abluka altına almış ve gümrük, posta ve telgraf gelirlerine el koymuştu. Bu olaydan sonra Osmanlı Devleti ile Fransa arasında büyük ve uzun süren çekişmeler olmuş, sonunda faizi ile birlikte borç ödenmiş; ancak Fransa’nın istekleri bir türlü bitmemişti. Nihayet Almanya’nın araya girmesiyle bir anlaşmaya varılmışsa da, Lorando ve Tübinilerin gönüllerini hoş etmek zaruret haline geldiğinden Küçük Moda Lorando’ya, Moda Burnu da olduğu gibi Tübini’ye bağışlanmıştı. Bundan sonra Banker Lorando, Küçük Moda’da tapu kayıtlarına saray olarak geçen muhteşem köşkünü yaptırarak yazdan yaza oturmaya başlamıştı. Serveti ve şöhreti çok büyüyen Lorando’nun adı bir sokağa verildi. 
  • Bugün Moda Camii’nin karşısındaki Şair Nefi Sokağı’nın eski adı “Lorando Sokağı” idi. Bu sokağı Bomonti Gazinosu’na bağlayan sokağa da “Lorando Çıkmazı” denirdi. Şimdi bu çıkmazın adı Şair Nefi Çıkmazı’dır. Lorando Sokağı’na adı verilen Şair Nefi, 1572-1635 yılları arasında yaşamıştır. Birinci Ahmet, İkinci Osman ve Dördüncü Murat dönemlerini gören, şiirlerinde methiye ve konularında ifrata varan bir Osmanlı şairidir. Fırtınalı bir günde Dördüncü Murat Beşiktaş Sarayı’nda pencerenin önünde oturmuş Silham-ı Kaza’yı okurken, sarayın bahçesindeki bir ağaca yıldırım düşer. Bu olayı uğursuzluk sayan Padişah, Nefi’ye bir daha asla hicivli şiirler yazmamasını emreder. Nefi ise bu emre uymaz, gizli gizli hiciv şiirleri yazmaya, hatta Dördüncü Murat’a küfürlü hicivler düzenlemeye devam eder. Evdeki uşağı bu şiirleri çalıp Padişah’a gönderince, Saray’a davet edilen Nefi odunlukta boğulur, cesedi de denize atılır. İşte Moda’da bir sokağa ismi verilen Divan şairi Nefi’nin hayatı böyle hazin bir olayla sonlanmıştır.
  • MUVAKKİTHANE CADDESİ: Kadıköy Çarşı’da Şekerci Hacı Bekir’in ve Şekerci Cemilzade’lerin bulunduğu caddeye “Muvakkithane Caddesi” denir. Muvakkit kelimesi, Arapça “ayarlı saat” demektir. Bu saatin bulunduğu yere de “muvakkithane” denirdi. Genel olarak camilerin avlusuna konan bu saatlerden herkes saatini ayarlardı. Fakat böyle bir saatin mevcut olduğunu bilen birine rastlanmamıştır. Kadıköy’ün en eski alışveriş merkezlerinden birisi bu caddedir. Bu caddedeki üstleri ev, altları dükkân olan binaların ilk sahiplerinin hemen hepsi başka milletlerin uyruğunda olan Levantenlerdi. Fotoğrafçılar, berberler, pastacılar ve Kadıköy’ün kalburüstü esnafı vardı.
  • PAVLONYA SOKAĞI: Osmanağa Camii’nin arkasındaki yokuşlu sokağa “Pavlonya Sokağı” denir. Pavlonya adı, Rus Çarı Povol’un kızı Anna Pavlovna’dan alınmıştır. Bu kelimenin kökeni de Çin menşeli “Güzel Ağaç” (Paulownia İmperialis) olarak botanik kitaplarına geçmiştir. Yukarıya doğru uzanan demetler halinde mor çiçekler açan, çabuk büyüyen, iri yapraklı bu ağaç; caddeleri, parkları süslemek için kullanılır. Fakat Pavlonya Sokağı’nda böyle bir ağaç ne dikilmiş ne de görülmüştür. Başka bir kanaate göre Pavlonya ismi, vaktiyle bu sokakta oturan ve esnaf olan Pavlonyadis’ten gelmektedir.

                                                                                                 


ARŞİV