“Yılmak yok, hayat devam ediyor”

Genç yaşında kemik kanserine yakalanıp bir bacağını kaybeden Ercan Kaya, ailesiyle, futbolla ve işiyle hayata sıkı sıkı sarılmış bir genç…

03 Nisan 2019 - 09:39

Fotoğraflar: Gülay AKIN

Dünyada her yıl 14 milyon kişi kansere yakalanıyor ve 8 milyonun üzerinde insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiği biliniyor. Kansere dikkat çekmek ve bu hastalığa neden olan sebeplerin önüne geçmek için ise 1-7 Nisan Kanser Haftası’nda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Biz de bu hafta sizi kemik kanserine yakalanıp bir bacağını kaybeden ama yaşam azmini kaybetmeyen Ercan Kaya ile tanıştıracağız.

“ABLAMDAN GÜÇ ALDIM”

14 yıldır Kadıköy’de yaşayan Ercan Kaya, aslen Diyarbakırlı ve ablası da zihinsel engelli. 18 yaşında kemik kanserine yakalanan Kaya’nın bacağı kesildikten sonrada yaklaşık 2 buçuk yıl kemoterapi tedavisi görmüş. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor Kaya, “Tabii ki bu benim için çok zor bir süreç oldu. Kabullenmek zor oldu, ‘hayal görüyorum’ dedim. Önceleri ‘gerçek değil bu rüyadan uyanmam lazım’ diyordum. Fakat zamanla kabullenmek zorunda kalıyorsunuz. En büyük güç aldığım kişi ablamdır. Ablam felçli ve ihtiyacını tek başına karşılayamıyor. Bir ağrısı olunca derdini diyemiyor, konuşamıyor, yürüyemiyor. Bir bebek gibi annem eliyle bakıyor, yediriyor, giydiriyor. ‘Benim bir bacağım kesildi sadece ve bir bacağım daha var’ diyerek, hayatıma devam ediyorum. Bir şekilde her ihtiyacımı karşılıyorum ve kimsenin yardımı olmadan üstesinden geliyorum. Yılmak yok ve hayat devam ediyor.”

SERAMİK USTASI

Ercan Kaya lise yıllarında bir yandan okula giderken bir yandan da mermer ustası olan babasına yardım etmiş. Ama bu merak ilerde onun hayatını şekillendiren bir karar olmuş. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde 7 yıldır usta öğretici olarak görev yapan Kaya’dan hikayenin devamını dinleyelim: “Babam bize ‘hep okuyun benim gibi amele olmayın, benim imkânım yok’ derdi. Ben de nedense baba mesleğini çok sevdim. Seramik işinde 2 ayda çalışarak usta oldum. Bacağım kesildikten sonra ‘bir şeyler yapmam lazım boş durmak bana göre değil’ diyerek, Kadıköy Belediyesi’nin engellilere yönelik cam işleme sanatı projesine başvurdum. 1 yıl sonra belediyenin Kuyubaşı’danki atölyesine geçtim ama orası da kapanınca Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nden teklif geldi. Sözleşmeli usta öğretici olarak yaklaşık 7 senedir buradayım.”

FUTBOL AŞKI DEVAM EDİYOR

Kaya’yı hayata bağlayan bir başka şey de futbol. Sporu çok sevdiğini ifade eden Kaya aynı zamanda İstanbul Ampute Futbol Takımı’nın bir oyuncusu. Kaya futbola olan sevgisini şöyle anlatıyor: “Futbolu çok seviyorum, hayatım futbolla geçti diyebilirim. Tek bir bacakla futbol oynamak zor ama insan içinde azim varsa hiç bir şey zor değil. Engelli olabiliriz ama bu engelleri aşamayız anlamına da gelmez. Şunu ifade etmek istiyorum; engelli insanları kimse küçümsemesin. Kimse engellilere yapamaz, edemez demesin. Bize acıyarak bakmasınlar . Yeter ki engelli insanlara imkan verilsin. Ampute futbol çok iyi geldi bana. Benim gibi olan arkadaşlarımı tanıdım. Onların azmini görünce çok mutlu oldum.”

“HAKLARIMDAN YARARLANAMIYORUM”

Kaya’nın bir bacağı olmamasına rağmen engelli statüsünde kabul edilmiyor. İstanbul’da yaşayan engelli bireylerin birçok zorlukla karşılaştığını vurgulayan Kaya, “İstanbul gibi mega kentte engelli insanlar için daha bilinçli düzenlemeler yapılabilir. Yedi senedir Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sözleşmeli usta öğretici olarak çalışıyorum fakat hiç bir engelli hakkından yararlanamıyorum. Okullar tatil olunca 3 ay boyunca evde ücretsiz izin veriyorlar ve sigorta da kesiliyor. Anlayacağınız yılın 8 ayı çalışıyorum 4 ay ise mecburi izinle geçiyor. Bu durum beni zorda bırakıyor, mesleğimi seviyorum bırakmak istemiyorum. Engelli kadrosunda bana yer vermelerini isterim çünkü buna hakkım olduğunu düşünüyorum. Ama görüştüğüm kimse yardımcı olmadı. Yüzde 60 engelliyim ama haklarımdan yararlanamıyorum.”

“UMUTLARINI KAYBETMESİNLER”

Kaya son olarak da kansere yakalanan hastalara şöyle sesleniyor: “Kansere yakalanan biri olarak tam 2 buçuk yıl boyunca hastanede tedavi gördüm, bu çok zor bir süreçti. Diyeceğim şudur; her zaman morallerini yüksek tutsunlar ve umutlarını kaybetmesinler.”


ARŞİV