Kadınlar çizgilerle dayanışıyor

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın hazırladığı “Feminist Dayanışma ile 25. Yıl” kitabındaki çizimler, Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nde sergileniyor. Kitabın çizerleri, sergi kapsamında Türkiye'de Kadın Çizer Olmak adlı söyleşi gerçekleştirdi

17 Mart 2017 - 04:07

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, geçtiğimiz aylarda kuruluşlarının 25. yılını kutlamak için 'Feminist Dayanışma ile 25. Yıl' isimli kitap çıkardı. Mor Çatı'nın hafızasının ve pratiklerinin yer aldığı kitapta, 9 kadın çizer gönüllü olarak çizimler yaptı. Ayşen Baloğlu, Eda Oral, Gülay Batur, İpek Özsüslü, İrem Öker, Özlem Çelik, Rana Mermertaş, Semra Can ve Sibel Bozkurt'un yaptığı çizimlerin orijinalleri, Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi'nde sergileniyor. 10 Mart Cuma günü açılan Feminist Dayanışma ile 25. Yıl Sergisi, 26 Mart Pazar gününe dek görülebilecek.

“TARİHİNİ GÖSTERMEK İSTEDİK”

Gazete Kadıköy olarak Mor Çatı Vakfı’ndan Yasemin Temizarabacı ile kitap ve sergi hakkında konuştuk. “1990'dan bugüne Mor Çatı'nın tarihini, faaliyetlerini ve mücadelesini göstermek istedik.” diyen Temizarabacı,  “Mor Çatı'da gönüllü olarak yer almış, çalışmış ya da bir dönemde yolu kesişen kadınlar tanıklıklarını yazdılar. Yazıların yanı sıra bir de kadın çizerlere ulaşıldı. Kitabın bir bölümünün kadın çizerler tarafından çizilmesi istendi. 9 kadın çizer de kitabımızda çizgileriyle yer aldılar. Kitabın yayınlanmasının ardından Karikatür Evi, 8 Mart nedeniyle sergi ve söyleşi yapılmasını önerdi. Biz de bu düşünceye sıcak baktık. Sergi kapsamında kitaba çizgileriyle katkı sağlayan kadın çizerlerimiz de Türkiye'de kadın çizer olmanın zorluklarına değinen bir söyleşi yaptılar.” diye konuştu.

“EV İŞÇİSİ SIFATI VERİLİYOR”

Karikatür Evi’nde, 12 Mart Pazar günü gerçekleşen “Türkiye’de Kadın Çizer Olmak” adlı söyleşiye çizer Ayşen Baloğlu, Eda Oral, Gülay Batur ve Özlem Çelik konuşmacı olarak katıldı. Kadınların yoğun katılımıyla gerçekleşen etkinliğe Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da katıldı. Söyleşiye, “Kadın karikatürist sayısının az olmasına toplumsal süreç neden oluyor.” diyerek başlayan Baloğlu, şöyle devam etti: “Ülkemizde, kadının aktif olarak çalışma hayatına katıldığı dönemler bile aslında çok yeni. Kadına genel olarak 'ev işçisi' sıfatı veriliyor. Bu nedenle profesyonel çalışma hayatında göremedik. Bir de çocuğun küçük yaşta ebeveynleri tarafından kıymetli ve değerli görünen doktorluk, avukatlık, öğretmenlik gibi mesleklere yöneltme durumu var. Bunu ben de yaşadım. Her meslek fazlasıyla değerlidir ama ülkemizde direkt olarak çocuklarımızı sanat alanına yönlendirmiyoruz. Bu gibi toplumsal nedenler kadınların karikatür sanatındaki azlığını bizlere gösteriyor.” dedi.

“MARJİNAL BİR MESLEK”

Kadınların karikatüre yönelememesinin mizahla bağlantısı olduğunu söyleyen Gülay Batur, “İşin içine mizah girince durumlar değişiyor. Karikatüristlik aslında marjinal bir meslek. Ressam olmak yazar olmak gibi bir şey değil. Sanat dalları içinde de fazla marjinal kalan bir dal olması ve ailelerin de çok tanışık olmamasından dolayı kız çocuklarını yönlendirmeyecekleri bir alan oluşuyor. Kadının daha dramatik hayat hikâyesinden dolayı da karikatüre eğilimi zor oluyor. Bu noktadan sonra kadının karikatür çizebilmesi ya da karikatürist olacağım demesi büyük özveriler, imrenmeler ve mücadeleler sonucu oluyor. Mizah okuru herkes tarafından olunabiliyorken bir kadının mizahın yaratıcısı olması çok daha zor oluyor.” diye konuştu.

“FEDAKÂRLIK GEREKİYOR”

Karikatür Evi eğitmenlerinden Eda Oral ise karikatür çizmenin somut bir iş olmadığını söyleyerek, "Karikatür çizmek isteyen özverili olmalı. Çünkü bu tam bir meslek değil. Çalıştığın yerden düzenli olarak gelirin, sigortan ve güvencen gelmeyecek. Başka işlerde çalışmalı farklı çalışmalar da yapmalısın. Yeri geldiğinde yaptığın tüm işleri bırakıp karikatürle uğraşmalısın. Tüm bunlar göze alınıp, fedakârlık yapılmalı. Bu ise yalnızca içten gelen tutku ile olabilir. Başka türlü bu durum çekilmez. Karikatüristlik için fedakârlık gerekiyor." şeklinde konuştu.

“ÇİZMEK KOLEKTİF BİR İŞ”

İllüstratör ve akademisyen Özlem Çelik, çizim yapmanın bireysellikten çok kolektif bir çalışma gerektiğini belirterek, “Çizim diye baktığımız alan her ne kadar bireysel ve bir alan olarak görülse de benim için kolektif olarak yapılan bir iş. Bugün bu sergide gördüğünüz eserler arkadaşlarımla yaptığım fikir alışverişi neticesinde 10 ila 15 taslak çalışmanın son hali olarak karşınızda duruyor. Kadın olarak çizmenin de kadın dayanışmasından geçtiğini deneyimledim. Kadın çizerin çizebilmesi için dergiye ihtiyacı var. Kadın çizerin kendini karikatür alanında kabul ettirebilmesi için toplumsal güce ihtiyacı var.” dedi.


ARŞİV