"Rahim ağzı kanseri, düzenli takiple yakalanabilir"

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Gül Yavuzer, “Rahim ağzı kanseri yavaş gelişen bir hastalıktır. Düzenli takip ve testlerle rahim ağzındaki değişimler kansere dönüşmeden erken evrede yakalanabilir” dedi

11 Ocak 2024 - 12:41

Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı olan 1 ile 31 Ocak arasında yapılan çeşitli etkinliklerle  vatandaşlarda kanser ile ilgili bilinç oluşturulmaya çalışılıyor. Biz de Kadıköy Belediyesi Prof. Dr. Korkmaz Altuğ Sağlık Polikliniği Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Gül Yavuzer ile kanserin nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi üzerine konuştuk. 

-Rahim ağzı kanseri nedir? Nedenleri nelerdir? 

Rahim ağzı ya da tıbbi olarak belirtmek gerekirse serviks, rahmin alt ucunda rahim boşluğu  ile vajina arasında ilintiyi sağlayan boru şeklindeki bölümdür. Ektoserviks ve endoserviks denen iki bölümü vardır. Ektoserviks, yassı ve düz hücrelerle kaplıdır ve vajinal muayene sırasında gözle görülebilir. Endoserviks ise vajina ve rahim boşluğu arasındaki kanalı oluşturur. Bu hücreler salgı hücreleridir ve mukus denen bir salgı oluştururlar. Transformasyon zonu ( geçiş kuşağı) ise ekto ve endo serviksin buluştuğu sınırdır. Genellikle kanser bu bölgeden gelişir. Ektoserviksi döşeyen skuamöz hücre kanseri yüzde 70 ile daha sık, endoserviksi döşeyen salgı hücrelerinden gelişen adenokanser ise yüzde 25 oranı ile daha seyrek görülür. Kansere dönüşmeden önce hücreler displazi denen anormal bir gelişim gösterir. Ancak bu dönemde tespit edilip tedavi olmazlarsa kanser gelişir. Rahim ağzı kanseri yavaş gelişen bir hastalıktır. Normal hücrenin prekanseröz hale gelmesi 5-10 yılı, kanserli hücreye dönüşmesi de 20 yılı bulabilir. Düzenli takip ve testlerini yaptıran bir kadında rahim ağzındaki değişimler kansere dönüşmeden erken evrede yakalanabilir.

“BAŞLICA NEDENİ HPV”

Rahim ağzı kanserinin en başlıca nedeni HPV  (Human Papilloma Virus) denen ve seksüel ilişki ile geçen bir virüstür. HPV ‘nin 100 den fazla tipi vardır. Özellikle HPV tip 16/18/45 yüksek riskli tipler olup, HPV  tip 16/18 servikal kanserlerin yüzde 70’inden, Tip 45 ise yüzde 5’inden sorumludur. Bağışıklık sisteminin baskılandığı HIV (AIDS) gibi hastalıklar ve organ transplantasyonu için kullanılan bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanımlarında HPV enfeksiyonunu vücut atamadığı için kanser gelişebilir. Diğer ana risk faktörü ise sigara içimidir. Beş yıldan fazla sürede doğum kontrol ilacı kullanmakta olan kadınlarda da HPV enfeksiyonu,  kanser riskini az da olsa arttırmaktadır.

-Belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanseri erken dönemde belirti vermez. İlerleyip yayılınca belirti vermeye başlar. En erken belirtiler; ağrılı cinsel ilişki veya ilişki sırasında kanama, menopozda kanama, adet harici düzensiz kanama veya adetin fazla ve şiddetli olmaya başlaması, vajinal sulu pis kokulu kanlı akıntı gelmesidir.

Kanser ilerlediğinde kolondan ve mesaneden kan gelmesi, sırt ağrısı, bacaklarda lenfatik tutuluma bağlı lenf ödem, karında ağrı halsizlik, pelvik ağrı, üremi ve böbrek yetmezliği gibi bulgular verir.

-Rahim ağzı kanseri tanısı nasıl konur ve tedavisi nasıl yapılır?

Rahim ağzında oluşan prekanseröz hücreler kansere yavaş dönüştüğü için tanı, tarama testleri ile erkenden konabilir.Tarama testleri, HPV testi, smear testi, kotest (smear+ HPV testi) olarak belirtilebilir. Algoritma şu şekildedir: 21-29 yaş arasında her 3 yılda bir smear testi öneriliyor. Cinsel aktif olunsa dahi 21 yaşından önce smear testi önerilmiyor. 30-65 yaş arasında ya her 5 yılda bir kotest (HPV+smear)  ya da 5 yılda bir HPV ve 3 yılda bir smear testi olarak öneriliyor. Tarama test algoritmasında son zamanlarda 25 yaşında kotest (HPV+smear) olarak her 5 yılda bir 65 yaşına kadar taranması da önerilmekteyse de 3 yılda bir smear olarak taranmada kabul ediliyor. 65 yaşından sonra tarama testleri geçmiş testler normalse ve hiç risk yoksa kesilebilir. Bu durum yine de bir doktora danışılmalıdır. Eğer sonuçlarda anormal hücre görülürse rahim ağzı, kolposkop denilen bir aletle büyütülerek  incelenir  ve özel boyalarla boyanarak şüpheli alanlar tespit edilir, gerekirse o bölgelerden biyopsi alınır. Patoloji sonucuna göre (LEEP, konizasyon ) denilen yöntemle rahim ağzının o bölgesi kesilip alınabilir. İleri vakalarda onkolojik cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yapılır.

“AŞI EN ETKİLİ KORUNMA YÖNTEMİ”

- Peki korunma yolları nelerdir?

HPV aşıları günümüzde en etkili koruma yöntemidir. Günümüzde HPV aşıları, HPV yüzey komponentlerinden yapılan virüs benzeri parçacıklardan oluşur. Virüs DNA’sı içermez. Dolayısı ile aşı hasta etmez. Aşıya gelişen immun cevap kuvvetli olup aşıların etkinliği yüksektir. Aşılar var olan HPV enfeksiyonunu veya HPV nedeni ile oluşan komplikasyonları tedavi etmez.

HPV aşıları güvenlidir. 2007 yılından beri kullanılmakta olup, dünya da 180 ülkede aşı programına dahildir.12 yıllık araştırma ve inceleme sonucunda ciddi bir yan etkisine rastlanmadı. Aşı yerinde hassasiyet ve kızarıklık en sık görülen yan etkidir.

Türkiye de Gardasil4lü ve Gardasil9lu olmak üzere 2 tip aşı vardır. Gardasil4lü Tip 16/18/6/11 bağışıklık sağlarken, Gardasil9lu Tip 6/11/16/18/31/33/45/52/58 bağışıklık sağlar. Aşı şeması: 15 yaş altı 6 ay ara ile 2 doz, 15 yaş üstüne 0-2-6. ay olmak üzere 3 doz uygulanır.

 

ARŞİV