Organ bağışı yetersiz, 30 bin kişi mutlu haberi bekliyor!

Türkiye’de yaklaşık 30 bin kişi, kadavradan yapılacak organ bağışını bekliyor ancak tüm çalışmalara rağmen hala bu oran yüzde 20’lerde. Organ Bağışı Haftası vesilesiyle Prof. Dr. İbrahim Berber ile konuştuk

05 Kasım 2020 - 10:06

Hayata yeniden merhaba demek için böbrek, karaciğer ve kalp bekleyen binlerce kişi var. Organ bekleme listesindeki kişilerin yaşama umutla bakabilmeleri için organ bağışı büyük bir önem taşıyor. Organ bağışının önemine dikkat çekmek ve bağış konusunda halkı bilinçlendirmek için kasım ayının 3 ile 9'u arasında ilan edilen Organ Bağışı Haftası'nda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu vesileyle Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi, Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Berber'i sayfamıza konuk ettik. 

- Organ bağışı konusunda ülkemizdeki durum nedir? 

Nakil için gerekli organlar, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organlarının bağışlanması sonucu kadavra vericiden, organ nakli gereken hastaların yakınları ya da gönüllü kişilerin bağışlarıyla canlı vericiden elde ediliyor. Türkiye’de organ nakli gereken hastaların sayısı giderek artış gösteriyor. Buna karşılık kadavra organ bağışı, ülkemizde önemi yeterince anlaşılmayan konuların başında geliyor. Türkiye’de kadavradan organ bağışı Amerika ve Avrupa ülkelerine göre çok azdır. Türkiye milyon nüfus başına kadavra bağış oranına göre dünyada alt sıralarda yer alırken yüksek canlı bağış oranları ile birinci sırada yer almaktadır. 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de milyon nüfus başına kadavra bağış oranı 7.47'i iken kadavra bağış oranın en yüksek olduğu İspanya’da bu oran 48' dir. Buna karşılık 2018 verilerine göre Türkiye milyon nüfus başına canlı organ bağış oranı 52 ile dünyada birinci sırada bulunmaktadır. Bu nedenle ülkemizde yapılan organ nakillerinin ancak yüzde 20’si kadavradan bağışla yapılırken, yüzde 80’ni canlıdan organ bağışı ile yapılmaktadır. Halbuki Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan nakillerin yüzde 80'i kadavradan bağışla yapılmaktadır.  2019 yılında tespit edilen beyin ölümü sayısı 2 bin 309 iken, aile onayı ile 619 kişiden organ bağışı alınabilmiştir. Bu nedenle 2019 yılında yapılan toplam 5 bin 764 nakilin ancak bin 421’i kadavradan yapılabilmiştir.

- Organ bağışlamanın koşulları nelerdir?

Organ bağışı bir insanın hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten (beyin ölümü) sonra doku ve organlarının bir kısmının veya tamamının başka hastaların tedavisi için kullanılması için izin vermesidir. 1979 tarih ve 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanunu”na göre “18 yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının bir kısmını veya tamamını bağışlayabilir” denmektedir.  Organ bağışı yapmak isteyen kişiler resmi ve özel hastanelerde, organ nakli merkezlerinde, organ nakli bölge koordinasyon merkezlerinde, il sağlık müdürlüklerinde, organ nakli ile ilgilenen dernek ve vakıflarda, emniyet müdürlüklerinde (ehliyet alımı sırasında) iki tanık huzurunda organ bağışında bulunabilirler. Doku ve Organ Bağış Belgesi doldurulur ve bağış yapan kişiye organ bağış kartı verilir. Bu kartın bir bölümünde bağışlamak istenilen organlarla ilgili seçenekler vardır, bu bölümde işaretlenen organlar dışında kadavradan herhangi bir organ alınmamaktadır. Organ bağış kartı hukuki bir fonksiyon taşımasına rağmen uygulamada sadece manevi yaptırım gücü olan sembolik bir karttır. Önceden organ bağışı yapmış ve organ bağış kartımız olsa dahi istediğimiz anda bu fikrimizden vazgeçebiliriz. Bağış kartımızı imha edip e-devlet sistemi üzerinden veya bir organ bağış merkezine giderek daha önce yaptığımız organ bağışını iptal edebiliriz. Organ bağış kartı hiçbir zaman tek başına yeterli değildir. Organ bağış kartımız olmasına rağmen ailemizin onayı olmadan organlarımız alınmamaktadır. Bu nedenle organ bağışı yaptığımız andan itibaren bu kararımızı ailemizle paylaşmamız gerekmektedir.

-Hangi organlar bağışlanabilir?

Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Şeker, tansiyon, hepatit, geçirilmiş kanser gibi bir hastalığımızın olması organ bağışı yapmamıza engel değildir. Çünkü beyin ölümü gerçekleştiğinde kadavra organlarının nakil için kullanılıp kullanılamayacağı bilim kurulu tarafından değerlendirilir ve karar verilir. Dolayısıyla ne hastalığımız olursa olsun organ bağışı yapabiliriz. Bir kişi organlarını bağışlayarak birçok insana yaşama şansı verebilmektedir. Bir kişi organlarının ve dokularının bir kısmını veya tamamını bağışlayabilmektedir. 

-Organ naklinin tanımını yapabilir misiniz?

Organ nakli, vücudumuzda tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeni ile görevini yerine getiremeyen bir organın yerine kadavradan (beyin ölümü gerçekleşmiş) veya canlı bir vericiden alınan sağlam ve aynı görevi yapabilecek bir organın nakledilmesi işlemidir. Nakledilecek organ canlıdan veya hastanede yoğun bakım ortamında tıbben yaşamı sona ermiş (beyin ölümü gerçekleşmiş) kişilerden alınabilir. Canlıdan alınabilecek organlar iki böbrekten bir tanesi ve karaciğerin yarısıdır. Kadavradan ise nakil yapılabilen tüm organ ve dokular alınabilir. 

-Organ nakli nasıl yapılıyor? 

Ülkemizde böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsak gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebiliyor. Organ nakli canlı veya kadavra vericiden yapılabiliyor. Canlı vericiden ülkemizde 4.dereceye kadar akrabalar arasında veya etik kurul onayı ile akraba dışı organ nakilleri gerçekleştiriliyor. Kan grubu uyumu olmayan alıcı verici varlığında ise çapraz nakil yapılabiliyor. 

Canlıdan organ nakli, alıcının en az iki yıldan beri fiilen birlikte yaşadığı eşi, dördüncü dereceye kadar (dördüncü derece dahil) kan ve kayın hısımlarından yapılabiliyor. (T.C. Sağlık Bakanlığı 28.06.2004 tarih ve 4690 sayılı onay ile yürürlüğe giren yönetmeliğe göre) Bu kapsam dışında kalan organ ve doku verici adaylarının durumları ilgili organ ve doku nakli merkezinin bulunduğu ildeki yerel etik kurul tarafından değerlendirilir uygun bulunursa nakil gerçekleştirilebilir.

Kadavra vericiden nakil beyin ölümü gerçekleşmiş kişiden yapılan nakil demektir. Yoğun bakım ortamında her türlü tedaviye rağmen beyin ölümü gerçekleşen kişinin beyin ölüm raporu, iki uzman hekim tarafından onaylandıktan sonra kişi tıbben ölü kabul edilir. Tıbben ölüm gerçekleştikten sonra aile onayı olursa kadavranın organları alınıp, organ nakli bekleyen hastaların tedavisi için kullanılabilmektedir. 

-Ülkemizde organ bekleme listesinde kaç kişi var? 

Son dönem organ yetmezliği gelişen hasta istediği organ nakli merkezine başvurarak kadavradan organ nakli listesine adını yazdırabilir. Kadavra bekleme listesindeki tüm hastaların bilgileri Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Ankara’da Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi'nde (UKM) saklanır. Ülkemizde nakli yapılabilen böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsak gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası gibi dokular; yüz, kol, bacak gibi kompozit dokular için kadavra bekleme listesine hastalar kayıt yaptırabilmektedir. 

Organ bekleme listesinde son güncel duruma göre 22 bin 948 böbrek, 2 bin 261 karaciğer, bin 163 kalp, 297 pankreas, 72 akciğer ve 1 ince bağırsak olmak üzere toplam 26 bin 742 kişi kadavradan organ bağışı beklemektedir. Bu rakam kornea bekleyen hastalarla beraber yaklaşık 30 bini bulmaktadır. Bekleme listesindeki sayılar sürekli değişmektedir. Çünkü listeye yeni ilave olan hastalar gibi organ nakli beklerken hayatını kaybedenler de olabilmektedir. Kadavra bekleme listesindeki hastaların her yıl yaklaşık yüzde 15’i organ nakli şansına erişemeden hayatını kaybetmektedir.

Türkiye’de organ dağıtımı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon sistemi (UKS) tarafından elektronik ortamda gerçekleştirilir. Ülke içinde beyin ölümü gerçekleşen ve organları bağışlanan bir kadavra vericinin tıbbi verileri sisteme girilir, ülke genelinde nakil bekleyen hastalardan aciliyet ve organ uyum kriterlerine göre sistem en uygun alıcıları belirler. Kadavradan organ naklinde öncelik acil bekleme listesindeki hastaların oluyor. Acil bekleme listesi dışındaki hastalarda Ulusal Koordinasyon Sistemi tarafından organ nakil merkezine teklif edilen organ ile birlikte sistem tarafından hasta sıralaması belirlenir. Tıbbi bir engel yoksa ilk sırada bulunan hastaya organ nakledilir. Bağışlanan her organda bu sıralama değişir. Hasta sıralaması doku uyumu, hastanın yaşı, hastanın bekleme listesinde beklediği süreye göre hesaplanan puan ile belirlenir. 

-Korona virüsü salgınında organ nakli süreci nasıl devam etti? 

Dünyada pandeminin yoğun olduğu bölgelerde nakil ameliyatları tamamen durdurulmuştur. Pandemiden daha az etkilenen bölgelerde ise canlıdan yapılan nakiller çoğunlukla durdurulmuş, kadavra nakiller kısıtlı olarak devam ettirilmiştir. Hayat kurtarıcı acil transplantasyonlar ise birçok merkezde devam etmiştir. Ülkemizde bütün dünyada olduğu gibi tüm elektif cerrahi işlemler ve organ nakli ameliyatları Koronavirüs Bilim Kurulu ve Organ Nakilleri Bilimsel Danışma Komisyonu önerileri doğrultusunda pandeminin yoğun olduğu dönemde (Mart- Nisan 2020) durdurulmuştur.

Covid-19 vaka sayılarının azalmaya başlaması ile birlikte Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı 7 Mayıs 2020 tarihli genelge ile elektif organ nakilleri kısmen yapılabilir hale gelmiştir. Haziran ayının başında korona virüsü salgını ile mücadelede gelinen aşamada virüsün yayılma ve bulaşma hızının azalması yönünde kaydedilen olumlu gelişmeler doğrultusunda Sağlık Bakanlığı tarafından yeni düzenlemeler yapılmıştır. 7.6.2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan “COVID-19 Kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler” genelgesi kapsamında belli tedbirler alınarak tüm organ nakil işlemlerinin yapılmaya devam edileceği duyurulmuştur. Bu duyuru ile birlikte tüm yaz boyunca organ nakli faaliyetleri hazırlık döneminde, ameliyat sürecinde ve ameliyat sonrası dönemde bazı ilave önlemler alınarak devam ettirilmiştir. Tüm bu çabalara rağmen organ nakli sayıları 2019 yılı ile kıyaslandığında 2020 aynı döneminde özellikle mart ve nisan ayında daha belirgin olmak üzere ciddi oranda azalmıştır.

Doğru bilinen yanlışlar

Yanlış: Organ bağışlayan kişi yarım insan olur 

Doğrusu: Canlıdan canlıya yapılan organ nakillerinde ameliyat öncesi alıcı ve vericiye oldukça detaylı tetkikler yapılmaktadır. Yapılan testlerde vericinin sağlığını riske atacak bir problem saptanmazsa böbrek vericisi olmak sağlığı tehdit etmiyor. İnsanlar tek böbrekle de bir ömür boyu sağlıklı yaşayabilirler.

Yanlış: Diyabet hastası olduğum için böbrek nakli olamam

Doğrusu: Nakil yapıldıktan sonra bu nakil yapılan böbreğin de diyabet nedeniyle bozulacağına ve bu nedenle diyabet hastalarının böbrek nakli olamayacağına dair yanlış bir kanının aksine diyabet böbrek nakli için bir engel oluşturmamaktadır. Kronik böbrek yetmezliğinin en önemli sebeplerinden biri olan diyabet özellikle kalp-damar problemlerine neden oluyor. Diyabet hastaları böbrek nakli olduklarında diyalizin uzun vadede oluşturabileceği ve diyabet hastalığının da tetikleyeceği kalp-damar problemlerinden de korunmuş oluyorlar. Ayrıca böbrek naklinin beklenen yaşam süresi üzerine olan olumlu etkisi diyabetik hastalarda daha belirgin olmaktadır. 

Yanlış: Hepatit C hastaları böbrek nakli olamaz

Doğrusu: Hepatit C olan hastalarda dikkat edilen en önemli konu karaciğer sirozu olmamaları. Karaciğer sirozu olan hastalara böbrek ve karaciğer naklinin birlikte yapılması gerekmektedir. Aktif Hepatit C virüs enfeksiyonu ve sirozu olmayan hastalarda ise böbrek nakli hastanın yaşam kalitesini ve süresini olumlu yönde etkilemektedir. 




 

ARŞİV