Korunmada maske, mesafe ve hijyen!

Uzmanlar üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak ve virüslerin yayılımını azaltabilmek için kalabalık ve kapalı mekanlarda maske kullanılması, el hijyeni ile fiziksel mesafeye dikkat edilmesi gerektiği uyarısını yaptı

16 Ocak 2024 - 09:48

Türk Toraks Derneği Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu, kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarında yaşanan artışlar nedeniyle bilgilendirme metni yayınladı. 

Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu, üst solunum yolu enfeksiyonlarına en sık yol açan virüslerin SARS-CoV-2 (COVID-19), İnfluenza (grip) ve RSV (Respiratory Syncytial Virus) olduğunu belirtti, bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Erişkinlerde RSV tedavisi için halen ülkemizde ruhsatlı bir ilaç bulunmuyor. COVID-19’a neden olan SARS-Cov-2 virüsü zaman içinde sürekli değişim gösteriyor.  Bazen bu değişiklikler yeni varyantların daha hızlı veya etkili bir şekilde yayılmasına neden olur. Böyle bir durumda yeni varyant, dolaşımdaki diğer varyantlara göre daha yaygın hale gelebilir. Genel olarak, COVID-19 semptomları varyantlar arasında benzer olma eğiliminde. Semptomların ne kadar şiddetli olduğu, genellikle enfeksiyona neden olan varyantın ötesinde kişinin bağışıklığına ve genel sağlık durumuna bağlıdır.  COVID-19 halen çok yaygın olarak hastalık yapmasına rağmen tanı ve tedavisinde önemli sıkıntılar yaşanıyor.”

GRİP AŞISI VE MASKE KORUNMADA ÖNEMLİ

Grip hastalığının, İnfluenza virüslerinin neden olduğu akut viral bir solunum yolu hastalığı olduğunun dile getirildiği açıklamada influenza virüsü ve COVID-19 enfeksiyonları benzer yakınmalarla seyrettiği belirtildi. 

“Test yapılmadan bu iki viral hastalığı ayırt etmek çok güçtür. İnfluenza enfeksiyonu çoğunlukla hafif semptomlarla atlatılır. Küçük çocuklar, yaşlı yetişkinler, hamileler ve altta yatan bazı rahatsızlığı olanlarda enfeksiyon daha ağır seyredebilir” denilen açıklamada altı aylıktan daha büyük, özellikle risk grubunda olan kişilere grip aşısı önerildi. 

İki virüsün önemli tehdit oluşturduğu açıklamada şöyle devam edildi:” “Halen tüm toplumu etkileyen, toplum ve sağlık sistemi için ciddi bir tehdit oluşturan iki virüs enfeksiyonunun tanı ve tedavisinde sorunlar yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın acilen gerekli düzenlemeleri yapmasına ihtiyaç var. Test sayısının arttırılması, gereksiz ilaç kullanımı ve ilaç direncini azaltabilir. Türk Toraks Derneği olarak enfeksiyonların yayılımını azaltacağı gerekçesi ile hastaneler, toplu taşıma araçları gibi kalabalık ve kapalı mekanlarda maske kullanımını öneriyor, el hijyeni ve fiziksel mesafeye dikkat edilmesi gerekliliğini tekrar hatırlatıyoruz.”

“İŞ YÜKLERİ ARTIYOR”

Enfeksiyonların tespitinde kullanılan testler ve  hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aksaklıklar yaşandığının belirtildiği açıklamada yaşanan aksaklıklarla ilgili tespit ve öneriler şöyle: 

  • “ Sağlık Bakanlığı tarafından dağıtılan ve halen kullanımda olan kitlerde kalite sorunları bulunuyor, yalancı negatiflikler saptanıyor. (Kişi COVID-19 olmasına rağmen test negatif gelebiliyor). Bu nedenle hastaneler kendi testlerini satın alarak kullanmaya çalışıyor, ancak Sosyal Güvenlik Ktehurulu test için sağlık kurumuna maliyetin çok altında bir ödeme yapıyor, her testte kurum zarara uğruyor. Bu yüzden, testler istenen yaygınlıkta kullanılamıyor.  

  • Testi yapan sağlık kurumlarında, hekimin istek yapabilmesi için Sağlık Müdürlüğü’nden yetki alması, e-imzasını kullanarak, farklı bir sisteme Halk Sağlığı Yönetim Sistemi’ne (HSYS) istem girmesi ve hasta sonucunu buradan izlemesi gerekiyor. Sağlık müdürlükleri başvuran hekimlerin küçük bir bölümüne yetki veriyor. Hekimlerin hastayla ilişkili bilgileri hem hastane sistemine hem HSYS’ne girmesi ciddi iş yükü artışına ve zaman harcanmasına yol açıyor. Sonuçta, hekimlerde ya yetkileri olmaması ya da iş yüklerinin artması nedeniyle, COVID-19 testi istemiyor. Küresel acil durum sona erdiğine göre COVID-19 testlerinin de diğer enfeksiyonlar gibi işlem görmesi yeterli olacak. 

  • Hastalara COVID-19 tanısı konulan, hastaneye yatmadan tedavi olabilecek hastalar için ilaç bulunmasında güçlükler yaşanıyor. Pandemi döneminde ülkemizde üretilen ve ağır hastalık gelişme ve ölüm riskini azalttığı kanıtlanmış olan molnupiravir adlı ilaç, ağır hastalığı olması nedeniyle hastaneye yatırılan hastalara Sağlık Bakanlığı’nca sağlanıyor. Oysa yaş ya da kronik hastalık nedeniyle risk grubunda olup enfeksiyona yakalanan ve hastalığın günler içinde ağırlaşmasından çekinilen büyük bir grup var. İlaç, hastalığın belirtilerinin başlamasını izleyen ilk beş gün içinde kullanılırsa, yararlı etkisini gösteriyor. Bu ilaç en az bir yerli firma tarafından üretiliyor. Küresel acil durum sona erdiğine göre, bu ilaçların eczanelerden alınabilmesine imkan sağlanmalı. “



 


ARŞİV