"Hatay toz soluyor!"

Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası işbirliği ile yapılan araştırmanın sonuçlarına göre “Depremden bir yıl sonra Hataylılar, hala sağlık limit değerinin 4 katı toz soluyor”

24 Şubat 2024 - 11:15

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen Hatay’da altyapı, sağlık ve eğitim hizmetleri sınırlı düzeyde sağlanırken, kentin hava kalitesi de düşmeye devam ediyor. Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası iş birliği ile 17 Ekim-15 Kasım 2023 tarihleri arasında Hatay Antakya’da hava kalitesi izleme çalışması yürütüldü. 30 gün boyunca kesintisiz yapılan toz (ince partikül madde PM2.5) ölçümlerinde Hatay halkının hala limitlerin çok üzerinde toz soluduğu ortaya çıktı.

DÖRT KATI

Çalışmanın sonuçlarına göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından akciğer kanserine sebep olan 1.grup etmen olarak sınıflandırılan PM2.5’in 30 günlük ölçüm sonuçlarının ortalaması metreküpte 20 mikrogram (20 µg/m3) olarak belirlendi. Bu değer, DSÖ’nün insan sağlığı için tanımladığı metreküpte 5 mikrogramlık (5 µg/m3) yıllık kılavuz değerin tam 4 katına denk geliyor. Günlük değerlere bakıldığında ise, toz kirliliğinin 30 günün 20’sinde DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değeri olan 15 µg/m3 ’ün üzerinde olduğu saptandı. DSÖ, bu 24 saatlik kılavuz değerin bir yılda 3-4 defadan fazla aşılmaması gerektiğini belirtiyor.

“KİRLİLİK KALICI HALE GELİYOR”

Temiz Hava Hakkı Platformu ve Türk Tabipleri Birliği’nin açıklamasında deprem sonrasında yıkılan binalardan ve ayrıştırma işlemlerinden ortaya çıkan tozun yaşamı tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiği vurgulandı. Açıklamada şu bilgiler paylaşıldı: “Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bölgedeki toz kirliliğinin çözümü ile ilgili olumlu bir gelişme yaşanmadı. Hatay’da hala yıkılan binalardan kaynaklı molozların mevzuata, bilimsel yol ve yöntemlere göre ve usulüne uygun şekilde kaldırılmadığı gözlenmektedir. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması için yürütülen çalışmalar çok yüksek toz salımına yol açmaktadır. Bu ayrıştırma yaşam alanları ile iç içe devam etmektedir. Uygun olmayan alanlarda, uygun olmayan şekilde istiflenen molozlar şehrin üstünde sürekli bir toz bulutu oluşturarak toz kirliliğinin kalıcı olmasına neden olmaktadır.

“ŞİKAYETLER ARTIYOR”

Açıklamada, tozun en çok bebek, çocuk, gebe kadın ya da yaşlı, kronik hastalığı olan yurttaşları etkilediği paylaşılırken, şu uyarılara yer verildi: “Bölgede solunum yolu şikayetlerin arttığı gözlemlenmektedir. Her yaştan bireylerde akut solunum yolu enfeksiyonlarındaki belirgin artış dışında, astım, bronşit gibi kronik hava yolu hastalığı olanların acillere başvurularının ve hastanede yatış sürelerinin uzadığı gözlemlenmektedir.  Toz (partikül madde) kirliliği kaygı yaratacak boyuttadır; çünkü sorun sadece bugünün sorunu değildir. Uzun vadede toz solunması akciğer kanseri gibi çok ciddi hastalıklara yol açar. Bugün solunan bu tozun etkisi 10 yıllara yayılacak ve bölge halkının gelecekteki sağlığını da derinden etkileyecektir. Toz sorununu çözmedikçe bireysel olarak bu kirlilikle mücadele etmek güç.  Buradan bir kez daha anımsatmak isteriz ki, deprem bölgesinde halihazırda çok zor şartlarda yaşayan insanların sağlığına sahip çıkmak ve halkın hayatını tehdit edecek hastalıklardan korumak kamu yetkililerinin temel görevi olmalıdır.”

NELER YAPILMALI?

Açıklamada, 2021 yılında yürürlüğe giren “Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik’in uygulanmadığı kaydedilirken, kirliliğin önüne geçmek için yapılması gerekenler şöyle sıralandı: “Bina yıkımı esnasında ve enkazlar kamyonlara yüklenirken sulama yapılmalı. Taşıyıcı kamyonların üstü mutlaka branda ile örtülmeli. Demir ayrıştırma çalışmaları halkın yoğun olarak yaşadığı yerleşim alanlarına yakın yapılmamalı. Kalıcı enkaz depolama alanları kentlerin yerleşim alanlarından uzakta ve bölgedeki hâkim rüzgâr yönü de dikkate alınarak belirlenmeli.”

PM 2.5 NEDİR?

Partikül madde (PM), atmosferde asılı duran küçük sıvı veya katı parçacık formundaki kirlilik olarak tanımlanıyor. PM2.5 ise 2.5 mikrometreden daha küçük partikülleri tanımlamak için kullanılıyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “Türkiye’de yürürlükte olan Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’nde PM2.5 için bir limit değer tanımlanmadı. Saha çalışmasında ölçümü yapılan ince partikül madde PM2.5’in başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanser türü için risk faktörü olduğu bilimsel bir gerçek. PM2.5 için hiç vakit kaybetmeden ulusal limit değerler belirlenmeli ve uygulamaya konmalıdır. Sanayiden Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne inşaat ve enkaz kaldırma sektörleri için de partikül madde sınır değerleri getirilmeli ve bu sınır değerler istisnasız olarak uygulanmalıdır.”

 

 

 

 


ARŞİV