"Grip salgını ve Covid pandemisini bir arada yaşıyoruz"

İçinde bulunduğumuz salgın dönemine ilişkin açıklamalarda bulunan Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, “Tecrübelerimiz, nisan ve mayıs aylarında yine bir pik ile karşılaşacağımızı gösteriyor. O dönemde de tedbir almazsak yine hastalıklar bizi bekliyor olacak” dedi

19 Ocak 2024 - 12:33

Son günlerde üst solunum yolu şikayetiyle doktora başvuranların sayısında ciddi artış gözlemlenirken; yüksek ateş, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetlerini hemen hemen herkesten duymaya başladık. Konuya ilişkin gazetemize konuşan Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, grip salgını ile birlikte Covid pandemisinin ataklarından birini de yaşıyor olduğumuzu dile getirdi. Kırımlı, “Salgını ve hastalıkları yok sayarak iyileşmek de salgını önlemek de mümkün olmuyor. İç içe geçmiş kötü sağlık politikalarının sonucunda hastalanıyor ve iyileşemiyoruz” dedi.

“İKİLİ SALGIN DÖNEMİNDEYİZ”

Kırımlı, “Çevremizde pek çok kişinin ve muhtemelen kendimizin de geçirdiği bir salgın dönemi içindeyiz. Bu aslında yeni bir salgın değil, her sene bu dönemde gördüğümüz mevsimsel grip (İnfluenza) salgını dönemindeyiz. Ancak bu sene durum biraz daha zorlu çünkü bu grip salgını ile birlikte Covid pandemisinin ataklarından birini de yaşıyoruz. Biz bu Covid atağını Ekim ayında da görmüştük. Şimdi de ikili bir salgın dönemi içindeyiz. Yeni Covid varyantının daha kolay yayılması ve mevsimsel grip dönemi içinde olmamız, Sağlık Bakanlığı tarafından konunun gizlenmesi ve toplumda maske, mesafe gibi tedbirlerin neredeyse kalmaması nedeniyle ne yazık ki tüm toplumu etkileyen bir salgınla karşı karşıyayız. Aile Sağlığı Merkezleri, muayenehaneler, hastaneler, hastane yataklı servisleri ve yoğun bakımları hastalarımızla dolup taşıyor. Bunun tüm nedeni yeterli önlemlerin alınmaması, toplumun uyarılmaması ve bu hastalıklara karşı etkin olan aşıların topluma ulaştırılmaması. Bunun sonucunda en hafif etkilerinden biri olarak çocuklarımız okullarından, çalışanlar işlerinden geri kaldılar ancak topluma duyurulmasa da binlerce yurttaşımız, sevdiklerimiz önlenebilir bu hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.

“AŞILARI VE TESTLERİ KULLANAMIYORUZ”

Salgına yakalanan kişilerin 10 güne kadar süren şiddetli şikayetleri olduğunu belirten Kırımlı, “Covid dönemini hatırlarsak karantina süreleri 10-14 gün arasıydı ve hastalık da bu süre boyunca bizi etkiliyordu. Şu anda Covid ismi anılmadığı ve biz de o dönemleri hatırlamak istemediğimiz için bu hastalık uzun sürüyor gibi geliyor. Ancak İnfluenza 7, Covid ise 10 güne yakın şikayetlere neden oluyor. Bunu biliyoruz ve içinde olduğumuz salgının etkenleri de bunlar. Elimizde olan testleri kullanabilsek hastalıkları ayırt edebilir ve uygun tedavileri düzenleyebiliriz ancak etkin aşıları kullanmadığımız gibi etkin testleri de kullanmıyoruz. Bu nedenle hastalıklar arasındaki farklara göre tanı koyup tedavi etmeye çalışıyoruz” dedi.

Kırımlı, İnfluenza ve Covid arasındaki farklardan da bahsetti: “İnfluenza 39 dereceye varan yüksek ateş, boğaz ağrısı ve öksürük yapabiliyor. Covid ise biraz daha düşük ateş, geniz akıntısı ve öksürük belirtileri veriyor. Ancak iki hastalıkta da halsizlik, kırgınlık belirtileri oluyor. Hastalarımızın 10 güne yakın şikayetleri oluyor ama ikili salgın nedeniyle önce birine, sonra diğerine yakalanıp daha uzun süre hastalananlarımız var. Bir de bağışıklık sistemi düşük olanlarda ek sorunlar olabiliyor. Bu sinüzit gibi daha kolay tedavi edilebilir hastalıklar olduğu gibi, zatürre gibi ağır ve ölümcül sorunlara da neden olabiliyor.”

“GRİP AŞISI İÇİN HALA VAKİT VAR”

Salgında kimlerin risk grubunda olduğu ve hastalıktan korunma yöntemleri ilgili de bilgi paylaşan Kırımlı, “Bağışıklık sistemi zayıflatan ek kronik hastalığı olanlar ve kırılgan nüfustakiler daha büyük risk altında. İleri yaştakiler, hamileler, bebekler, diyabet ve kalp hastalığı olanlar, akciğer hastalığı olanlar, böbrek hastalığı olanlar, kanser tedavisi görenler, bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç kullanan romatizmal hastalığı olanlar, kan hastalıkları gibi geniş bir grup var. Öncelikle bu kişilerin grip aşılarını olmaları gerekiyor. Epeyce gecikmiş olunsa da halen bunun için vakit var. Elbette bu kişilerin özellikle kalabalık yerlerde ve sağlık kurumlarında maske takmaları gerekiyor. Hasta olanlarımız ise salgını topluma yaymamak için maske takmalı. En zayıf olduğumuz noktalardan birisi bu. Öksüren, yüksek ateşli hastalarımız maske takmadan sağlık kurumlarına geliyor. Geçmiş Covid tecrübelerimizi hatırlarsak etkili tedbirlerle pik dönemleri iki hafta ile sınırlanırdı. Ancak tedbir almadığımızda bu sürenin, içinde olduğumuz durum gibi iki aya yaklaştığını tecrübe etmiş olduk” şeklinde konuştu.

Salgının soğuk algınlığından ve nezleden ayrı tutulması gerektiğinin altını çizen Kırımlı, “Sağlık Bakanımız durumu bazen sıradan nezleye benzetiyor ama sıradan nezle bahar aylarında yaşadığımız ve çoğu zaman hafif bir burun akıntısı, hapşırık, öksürük, biraz kırgınlıkla geçen, 2-3 günde biten rahatsızlıklar. Burada ani başlayan halsizlik, yüksek ateş, ağrı, geniz akıntısı, boğaz ağrısı ve belirgin bir öksürük görüyoruz. Hastalıklarda da bir haftaya yakın şiddetli belirtiler görünüyor. Nezlede ise ikinci günde iyileşme belirtileri başlıyor” dedi.

“TEDBİR ALSAYDIK BU DENLİ HASTALANMAZDIK”

Salgının bir türlü önlenememesi ve her geçen gün vaka sayılarının artış göstermesi üzerine konuşan Kırımlı, “Öncelikle tedbir almadık. Tedbir alsak bu denli hastalanmazdık. Etkin aşıları ve testleri kullanmadık ve çok sayıda kişi önlenebilir nedenlerle hastalandı. Salgın yükü sağlık emekçilerinin kaldırabileceğinden kat be kat fazla. Sağlık emekçileri tükenince tedavi imkanımız azaldı. Salgın ekonomik kriz zamanına denk geldi. Toplum değil bağışıklık sistemini güçlü tutacak, gündelik besin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bile güvenli, sağlıklı gıdaya ulaşamıyoruz. Çalışanlar işveren baskısı nedeniyle izin alıp dinlenemiyor, kendileri iyileşemediği gibi istemediği halde toplu taşıma araçlarında ve işyerlerinde salgının daha çok yayılmasına neden oluyor. Sonuçta salgını ve hastalıkları yok sayarak iyileşmek de salgını önlemek de mümkün olmuyor. İç içe geçmiş kötü sağlık politikalarının sonucunda hastalanıyor ve iyileşemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÖNLEM ALMAZSAK YİNE BİR PİK İLE KARŞILAŞACAĞIZ”

Toplumda birçok kişinin merak ettiği konu ise, bugüne kadar olduğumuz Covid aşılarının, içinde bulunduğumuz salgında koruyuculuk gösterip göstermedikleri. Kırımlı, bu konuyu şu şekilde aydınlattı: “Grip aşılarını her sene olmamız gerekiyor. Virüsteki yeni varyantlara karşı koruyuculuk geliştirilen yeni Covid aşıları olmalı. Geçmiş aşılarımız bizi kısmen koruyabilir ancak aşılara karşı oluşan tereddüt nedeniyle bu aşıları da yeterince uygulayamadık. Geçmiş tecrübelerimiz nisan ve mayıs aylarında yine bir pik ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Ülkemizde bu dönem bayrama ve yoğun ziyaretlerin olduğu döneme gelecek. O dönemde de tedbir almazsak yine hastalıklar bizi bekliyor olacak.”


ARŞİV