Uçakların sınırlarını zorlayan pilot: Vecihi Hürkuş   

Haydarpaşa Kitap Günleri’nde düzenlenen söyleşide göklere hayatını adamış Kadıköylü pilot ve uçak mühendisi Vecihi Hürkuş konuşuldu

11 Haziran 2017 - 20:12

9.Haydarpaşa Kitap Günleri’nde gerçekleşen etkinliklerinden biri de Vecihi Hürkuş Derneği Başkanı, Teyyareci Bahadır Gürer’in düzenlediği “Vecihi Hürkuş ve Kadıköy” söyleşisiydi.  Kurtuluş Şavaşı’ndan yeni çıkmış Türkiye Cumhuriyeti’nin göklere gönlünü vermiş bir ferdi olarak 1920’lerden itibaren yaptığı çalışmalarla havacılığımızın gelişmesine katkıda bulunan ender kişilerden biri olan Vecihi Hürkuş'un konuşulduğu söyleşiye Kadıköylüler yoğun ilgi gösterdi.

VECİHİ HÜRKUŞ KİMDİR?

Gürer, söyleşinin ilk bölümünde Vecihi Hürkuş’un teyyarecilik hayatını anlattı. Gürer’in aktardığına göre, Vecihi Hürkuş, İstiklal Savaşı’na katılan ilk pilotlardan. İlk uçağının yapımına ise 1923 yılının Haziran ayında başlıyor. Yoğun çalışmalarının sonucunda 1924’te yapımının bittiği uçağına uçuş izni almak isteyince, o dönemin yetkilileri: “Biz sana uçuş izni veremeyiz eğer kendine güveniyorsan sen uç.” diyorlar. Gözünü karartan Hürkuş, 1925 yılında uçağa gazı dolduruyor ve 15 dakikalık bir uçuş gerçekleştiriyor. Uçuşu bittiğinde ise alkışlarla değil mahkeme duvarlarıyla karşılaşıyor. Hürkuş, izinsiz uçtuğu gerekçesiyle 10 gün ev hapsi ve yarım maaş ceza alıyor. Takvim 1925 yılının Şubat ayını gösterdiğinde ise Türk Teyyare Cemiyeti, Vecihi Hürkuş’un katkılarıyla kuruluyor.”

“BU İŞ BÜTÜN KADIKÖY’ÜN İŞİ”

Gürer, Hürkuş’un yaptığı ilk sivil uçak olan “Vecihi14” ile ilgili şunları söylüyor: “O dönemin uçakları ahşap ve bez esaslı uçaklardır. Vecihi Bey, uçağın imalatında yerli malzeme kullanmak istemektedir. Vecihi Bey’in Kadıköy’de yapmış olduğu ilk sivil uçağı Kadıköy’deki esnaflardan yardım alarak yapmıştır. Esnafa bunlar için ödeme yapmak istediği zaman ise esnaf bunu geri çevirmiştir ve şöyle demiştir: ‘Sen öyle bir milli görevle uğraşıyorsun ki, senden para almak mümkün değil.’ Bu iş sadece Vecihi’nin işi değil bu iş tüm Kadıköy’ün işi derler. Her türlü destek sağlanmaya çalışır.”

ÇOK YÖNLÜ BİR PİLOT

 “Uçakların sınırlarını zorlayan bir pilot” olarak nitelendirdiği Vecihi Hürkuş’un pilot yönünden bahseden Gürer, “Vecihi Hürkuş’un uçak mühendisliğinin yanında çok iyi bir pilottur. Sonralarda ticari pilot olarak devam etmiştir. 1916 yılından 1966’ya kadar uçmuştur. 30 bin saatin üzerinde uçuş süresi vardır. 3 buçuk yıl kadar süren bir süreçtir. O dönemde bu kadar uzun saat uçmak zordur. 102 tip uçak kullanmıştır Vecihi Bey. Savaş sırasında ilk kez gördüğü uçaklarla bile uçmak gibi vasıfları vardır. Vecihi Bey, pilot olmanın yanında aynı zamanda uçak mühendisidir okul kurucusudur yayıncıdır. Havacılık dergileri çıkartmıştır hem yazarlığını hem editörlüğünü yapmıştır.” dedi.

HÜRKUŞ’LA BİRLİKTE UÇTULAR

Bahadır Gürer, konuşması Vecihi Hürkuş’un bir anısını anlatarak ve o anının kahramanı olan Özcan Atamert’i sahneye davet ederek bitirdi. Gürer, Atamert’in Hürkuş ile yaptığı uçuşu şu sözlerle anlattı: “Bir gün Vecihi Bey, Kalamış’taki atölyesinde otururken, o sokakta oyun oynayan küçük bir kız çocuğu topunu atölyenin olduğu binanın damına kaçırıyor. Topunu almak için içeri girdiğinde orada arkadaşlarıyla oturan Vecihi Bey’e topunu nasıl alacağını soruyor. Vecihi Bey, bunun üzerine havanın kararmaya başladığını, yarın gelmesini söylüyor. Kız çocuğu sonraki gün geldiğinde Vecihi Bey ona: ‘Buradan topu göremiyoruz. Bir de havadan bakalım’ diyerek. O kız çocuğunu Kadıköy’ün üzerinde uçakla gezdiriyor. İşte o kız çocuğu şu an aramızda. Özcan Atamert…”


ARŞİV