Masal gibi İstanbul

Fotoğraf sanatçısı Ümit İnce, “Bir İstanbul Masalı” adlı projesiyle hayalindeki İstanbul’u yeniden kurguluyor. İnce, Haydarpaşa Garı ile limanını, trenleri, Kız Kulesi’ni ve hatta gökdelenleri oyun alanına dönüştürüyor

26 Şubat 2020 - 15:50

Haydarpaşa Garı’nın çatısında Kadıköy’e kucağını açan bir kadın, trenlerin üstünde oynayan çocuklar, limandaki vincin kancasına takılan koca bir balık.... Fotoğraf ve video sanatçısı Ümit İnce, hayalindeki şehri çektiği fotoğraflar üzerinden anlatıyor. Bunu yaparken de kolaj ve manipülasyon tekniğini kullanıyor.

TÜKETİLEBİLİR GÖRSELLER

Fotoğrafa olan merakının bir otel fotoğrafçısının yanında asistanlık yaptığı sırada başladığını söyleyen İnce, fotoğrafa olan ilgisinin arttığını fark edince akademik eğitim almaya karar vermiş. Akdeniz Üniversitesi Fotoğraf ve Video Bölümü’nde başlayan eğitimini, İspanya’daki Castilla La Mancha Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde sürdürmüş. Türkiye’ye dönünce de Kadir Has Üniversitesi Sinema Bölümü’nde yüksek lisans yapmış.

“Çalışmalarımdaki amacım sadece fotoğrafla sınırlı değil, manipülasyon ve kolaj tekniklerini kullanarak yeni gerçeklikler elde etmek istiyorum” diyen İnce, çalışmalarıma bakan izleyicinin kendisinden bir şey bulmasını istediğini söylüyor.

İnce, sanat çalışmalarının birer tüketim ürünü haline geldiğini ifade ederek esas amacını şöyle anlatıyor: “Bir sanatçının aylarını belki de yıllarını alan bir eserin izlenme süresi ortalama 0,6 saniye. İzlenmesi ise aşağıdan yukarı kayan bir parmak hareketine bağlı. Amacım; tüketim dünyasında hızlı tüketilebilir ürünler sergileyip çağın hızına ve gereksinimlerine ayak uydurabilmek.”

ESKİ VE YENİ BİRARADA

İnce çalışmalarında yeni ve eskiyi biraraya getiriyor. 60 yıl önceki fotoğrafları günümüz görselleriyle birleştiren İnce, çalışmalarında izlediği yöntemi şu sözlerle anlatıyor: “Çektiğim fotoğraflarla 1940 ve 50’lerin imajlarını birbirine ekliyorum. Bu metodu manuel ya da dijital bir ortamda makas ya da photoshop ile yapıyorum. Bunun için tabii önce bir fikir ediniyorum. Sonra gerisi bir şekilde geliyor. Video art çalışmalarım için de aynı yolu izliyorum. Yani bir fikir üzerinden yola çıkıp çektiğim hareketli görüntüleri kurgu programı ile yeni gerçeklikler elde ediyorum.”

“EŞSİZ BİR ENERJİSİ VAR”

İnce Kadıköy’ü ve Caddebostan’ı çok sevdiğini söylüyor. “Kadıköy’ü bir başka seviyorum çünkü İstanbul’da yaşanacak son yer bence. Kadıköy aşığı olmamın bir başka nedeni de gerek iskele gerekse Moda ve Caddebostan sahilinin bir parça Antalya’yı anımsatması.”

Kadıköy ve İstanbul’un görsel sanatçılar için çok zengin içeriklere sahip olduğunu söyleyen İnce şöyle devam ediyor: “İstanbul dünyanın en güzel şehri aslında ve bir sanatçı için bir lütuf adeta. Her ne kadar son dönemlerde siyasi olaylar, göç ve çarpık kentleşme gibi problemlerle boğuşup o eski güzelliğinden uzaklaşsa da şehrin doğası ve karmaşasının hala eşsiz bir enerjisi var. Kadıköy’deki  devasa duvar çalışmaları ve resimlere her seferinde bakakalıyorum.”

Kadıköy ve İstanbul ile ilgili çalışmalarının devam edeceğini ifade eden İnce, çalışmalarını “Fabricartz” kurumsal ismiyle  sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.


ARŞİV