Bilge kedinin kitabevi

Bilge isimli kitap sevdalısı bir kedinin aradığınız kitapları bulmasını, size özel notlar hazırlayıp kitabınızı paketleyip kargoya vermesini ister misiniz?

19 Ocak 2021 - 14:10

GÖKÇE UYGUN

Geçenlerde sosyal medyada bir iletiye denk geldim ve bir kedi aşığı olarak derhal ilgimi çekti; Editör Kitap’ın kedisi Bilge, bir okurun istediği eseri, bir kitap yığını içinde arıyordu! Bilge Karasu’nun “Ne Kitapsız Ne Kedisiz” romanını anımsadım.

“Slogan bulamadık, kitap satıyoruz” diyen Editör Kitap’ın kurucusu Emre Aydın’la, kitaplardan ve kitapsever kedi Bilge’yi konuştuk.

  • Sizi tanıyıp, okurlarımıza tanıtalım.

30 yaşındayım. Siyaset Bilimi eğitimi gördüm ama hem hayat hem ülkenin durumu beni önce metin yazarlığına, oradan da editörlüğe savurdu. Şimdi de Editör Kitap macerasına atıldım. Ben de Editör Kitap'ın bir emekçisiyim.

  • Ekibinizin baş tacı Bilge hanım haricinde kimler var, kaç kişisiniz?

Bilge hanım her şeyimiz! O olmasaydı benim kişisel hayatımda da birçok şey olmazdı diyebilirim. Onun dışında kitap satış ekibimiz, editörlüğünü yapmamız için bize gelen kitap dosyalarını düzenleme bölümünde bize destek olan kapak tasarımcısı bir arkadaşımız ve dosyaların dizgilerini yapan bir arkadaşımız daha var. Toplamda 4 insan ve bir kediden oluşan bir oluşumuz.

  • “Biz esasen hep Kadıköy'deydik ama kitapçımızı yeni açtık” diyorsunuz. Ne zamandan beri Kadıköy’desiniz? Yine yayıncılık-kitapçılık mı yapıyordunuz?

Kadıköy ile olan bağım çocukluğuma dayanıyor çünkü her şeyden önce Fenerbahçe burada. Dolayısı ile ben de hep burada oldum. Üniversiteyi Ankara'da okusam da bulduğum her fırsatı Kadıköy'de olmak için kullandım. Üniversiteden sonra hemen kalktım Kadıköy'e yerleştim. Sonra yüksek lisans için tekrar ayrılmak zorunda kalsam da yine en nihayetinde dönüp dolaşıp Kadıköy'e geldim. Son bir buçuk senedir yine Kadıköy'deyim. Bir yayınevine bağlı kitapçıda çalışıyordum aynı zamanda serbest zamanlı olarak editörlük ve metin yazarlığı yapıyordum. Kitapların, yazının, çizinin hep içindeydim yani.

  • Pandemide pek çok dükkan kepenk indirirken, siz kitabevi nasıl cesaret ettiniz?

Nasıl cesaret ettiğim konusuna hala ben de inanamıyorum. Esasen risk almayı çok severim. Hayatı da öyle çok planlı, garantici yaşayan biri değilim ama Editör Kitap'ı kurma cesareti, aylarca kafamı kurcalayıp sonunda "aman be n'olacaksa olsun" cümlesini kurdurtacak şartlar sonrasında geldi. Pandemi hepimizi çok etkiledi elbette. Ben de bu dönemde çalıştığım yerlerle ödemeler konusunda çok sıkıntı yaşadım. Yazdığım metinlerin telifini alamıyordum, sabit çalıştığım işyerimle ilgili çeşitli sıkıntılar yaşadım ve büyük bir yalnızlık hissi hakim oldu. Kiramı ödeyemeyecek noktaya geldim ve bir çare aramaya başladım. Sonra kütüphanemden birkaç kitabımı sahaf bir arkadaşıma sattım. Psikolojik olarak çok zordu ama sonrasında "Neden bunu kendi işime dönüştürmüyorum? Elimde olan bütün yetenek ve sermayeleri kendime ait bir oluşumda toplamıyorum?" sorularını sorunca hadi bi cesaret giriştim bu işe. Umuyorum ki güzel olacak.

HASANPAŞA’NIN EV KİTAPÇISI

  • “Home office” kitabeviniz Kadıköy’ün neresinde? Okurlara da açık değil mi?

Biz evden çalışan bir kitabeviyiz. Hasanpaşa'dayız. Okurlarımız bize çok mesaj atıyor "Dükkan nerede?" vb. gibi. Biz de evimize artık dükkan demeye başladık. :) Merak ediyorlar açıkçası, gelip görmek istiyorlar. Biz de onlarla açık adresimizi paylaşıyoruz ve müsaitlik durumumuza göre randevulaşıp onları ağırlıyoruz. :) Birlikte çay, kahve içip tanışıyoruz, kitaplardan konuşuyoruz. Çok güzel oluyor.

  • Peki ne tür kitaplar satıyorsunuz?

Aslında ikinci el ve okuyucularımızın istediği doğrultusunda yeni olmak üzere bütün türlerde kitaplarımız var. Çok geniş ve nadir bulunan hukuk kitapları kütüphanesinden tutun da siyasal tarih, sosyoloji, yerli ve yabancı edebiyat, eleştiri, psikoloji, kişisel gelişim ve sağlıklı yaşam, mutfak ve vejetaryen, vegan beslenme üzerine bütün türlerden kitaplara sahibiz.

  • Stoklarınızda kaç dil ve türde, kaç kitap var ortalama? 

Kaç dilde olduğunu tam olarak bilmiyorum ama sanıyorum ki 5-6 farklı dilde kitaplarımız mevcut. Bunların içinde kurmaca metin olanlar da var tarih ve inceleme olanlar da. Stoklarımızda şu anda ortalama on bine yakın kitap mevcut. Bizi ziyaret eden okuyucularımız geldiklerinde duvarların renklerini görmekte zorlanıyorlar zira çoğu duvar kitaplar ile kaplanmış durumda

  • Kitap dışında neler var? 

Kitap dışında sattığımız herhangi bir şeyimiz yok. Kendime ait küçük bir plak koleksiyonum var, kahvemiz var, çayımız var, e tabi bir de kedi var.

  • Editörlük hizmetiniz de var değil mi?

Kitap satışı dışında da yazarlara ve ilk kitabını yazacak olan yazar adaylarına editörlük hizmeti verip onlara bu zor süreçte yol göstermeye çalışıyoruz. Kapak tasarımından, dizgisine ve son okumasına kadar basılmaya hazır bir dosya haline getiriyoruz. Bu da haliyle düzgün ve üzerinde titizlikle çalışılmış bir dosyanın yayınevlerinden dönme oranını oldukça düşürüyor. Elimizdeki dosyaları her şeyiyle baskıya hazır hale getiriyoruz. Asıl hedef ise Editör Kitap'ı ileride yayınevi faaliyetine başlatmak. Bunu çok istiyorum. Kitaplar aracılığı ile insanların hayatına dokunma fikri inanılmaz haz veren bir durum benim açımdan. Hele de o kitapları Editör Kitap bünyesinde basma fikri bambaşka.

KİTAPLA YOLLANAN NOTLAR…

  • Henüz 3 ay gibi kısa bir süre oldu açılalı. Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla ilgi yoğun ve okurlarla sıcak ilişki içindesiniz. Nasıl oluştu bu bağ?

Biz okuyuculara ilk "Merhaba, biz geldik." dediğimizde yanlış hatırlamıyorsam 8 Kasım'dı. O günden bu zamana geçen kısa bir sürede sizin de dediğiniz gibi yoğun ve sıcak bir bağ oluştu aramızda onlarla. Böyle olmasını çok istiyordum, hep böyle kurdum kafamda bu süreci. Nasıl oluştu sorusunu şu şekilde cevaplayabilirim: Bu tamamen kullanıcı deneyimi ile ilgili bir durum. Hepimiz sosyal medyayı az ya da çok kullanıyoruz. Orada bir kurum ile yaşadığımız olumlu ya da olumsuz süreçleri paylaşıyoruz. Olumlu deneyimlerimizde genelde şöyle bir şey oluyor, ilgili kurumdan hop bir otomatik mesaj. Bilgilerinizi bizimle paylaşın yardımcı olmak isteriz vs vs. Aslında o kadar eminiz ki bunun yardımcı olma isteğinden uzak, otomatik atılmış bir mesaj olduğundan. Ben bu durumdan çok sıkıldım. Ben kitabevini kurarken elbette bir ticari kaygıyla başladım ve elbette bu kaygı hep olacak ama sadece ticari bir faaliyet olarak bu işe bakmam mümkün değil. Belirttiğim gibi, kitaplarla insanların hayatlarına dokunuyor gibi hissediyorum. İşi de bunun bilinci ile yapıyorum ve bunun sonucunda da doğal olarak okuyucu ve bizim aramızda da bir bağ oluşuyor. Geçen günlerde okuyucumuz bizimle ilgili bir tweet atmıştı bizden gelen bir paketi açtıktan sonra gönderdiğimiz notla birlikte, aslında o yapmak istediğimizi ve amacımızı çok güzel özetliyor. Editör Kitap'tan gelen paketler için "Bir duygusu var." yazmış. Bu bizi çok mutlu ediyor. Biz nazik bir kitabeviyiz. :)

Evet, kitap gönderdiğiniz okurlara bir not da iletiyorsunuz. Notlarda neler yazıyorsunuz?

Bazen yoğunluktan unuttuğum ya da kargo esnasında paketten düşenler oluyor ama genel olarak bu da atlamadığım konulardan bir tanesi ve yine aslında okuyucu ile bağımızı güçlendiren konulardan biri. Bu fikir de yine biraz önce bahsettiğim "ruhsuz" ve "otomatik" mesajlardan çıktı aslında. Gönderdiğimiz kitaplardan eğer okuduğum varsa aklımda kalan bir cümle yazıyorum not olarak mesela yahut içimden gelen bir metin yazıp iyi okumalar diliyorum. Hem biraz bütün bu yoğunluk içinde benim de yaratıcılığımı köreltmeme fırsatı oluyor hem de okuyucular bizim karşımızda sadece sosyal medya hesaplarından ibaret, cansız bir şirket var şeklinde düşünmüyor. Günlük hayatta insanlarla nasıl iletişime geçiyorsam onu yapıyorum aslında. El yazım da gayet kötü aslında ama şu ana kadar bir şikayet gelmedi. :)

“OKUMAK ÖZNEL BİR EYLEM”

  • Okuma listesi vaadiniz de var. Bu listeleri kimler için nasıl hazırlıyorsunuz?

 Evet, okuma listeleri hazırlıyoruz. Lakin internette de bolca gördüğümüz " Bilmem kaç yaşına gelmeden okumanız gereken kitaplar" gibi listeler değil. Okumak çok öznel bir eylem. Bu konuyu genellemenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki bir kitabı ilk gençlik yıllarında okuduğumuzda farklı daha sonra tekrar okuduğumuzda daha farklı algılıyoruz. Çünkü insan büyüyor, değişiyor, hayata bakışı farklılaşıyor. Bunun gibi birçok şeyi ekleyebiliriz. O yüzden bu genel listelerin birçoğunu hatalı buluyorum. Biz daha çok bize okuma listesi konusunda ulaşan okuyucularımıza onların geçmiş okuma deneyimlerine göre kitaplar öneriyoruz. Onlara özel, beğeneceklerini düşündüğümüz kitapları öneriyoruz. Diğer yandan, bir konuda okuma yapmak istediğimizde zamanımızı en çok "Nereden başlasam acaba?" sorusuna harcıyoruz. Biz bu boşa giden zamanı da birazcık kısaltıyoruz. Okuyucularımız bize istedikleri konuyu söylüyor biz de onlara hangi konuda hangi kitapları okuyabilirler o kitapları öneriyoruz. En zevk aldığımız şeylerden biri bu okuma listeleri. Okurlarımız da çok seviyor.

  • Kitap bulma konusunda iddialı olduğumuz bir miktar doğrudur” diyorsunuz. Önce ciddi sorayım; nasıl oluyor bu? Bi de kedili-komikli; bence Bilge sayesinde…

Kitap bulma konusunda evet iddialıyız. :) Nasıl oluyor sorusu biraz benim okuma maceramla ilgili bir durum. Geçmişten bu yana neyi, nerede, nasıl bulabileceğimi biliyorum. Onun dışında bizimle dayanışma içinde olan birkaç sahaf arkadaşımız var. Birlikte birbirimize yardımcı olarak kitapları bulmaya çalışıyoruz. Komikli kısma gelince, onun sayesinde olduğu aşikar tabii ama bazen bizi evde kitap ararken, paket yaparken fazlasıyla zorluyor. :) Kendisi tabii paketleme uzmanımız olduğu için kitaplar gönderilmeden önce muhakkak onun onayından geçiyor. :)

  • Okurun arzu ettiği kapaklara sahip olan kitapları da buluyorsunuz değil mi?

 Bazı okuyucularımız da bizlere "şu kitabı istiyorum ama şu kapakla basılmış hali" olmalı diyor. Bizim için yeni bir mücadele alanı doğuyor böylelikle. İşin şakası bir yana, okuyucularımız neyi nasıl isterlerse o şekilde yapmak için elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kapak istiyorlarsa o kapakla bulmaya çalışıyoruz. :)


ARŞİV