“Anneye şiddet, çocuğa da yansıyor”

Mor Çatı Vakfı’nın raporuna göre çocuklar; erkeklerin ev içinde uyguladığı şiddete doğrudan maruz kalabildiği gibi, annelerinin şiddet gördüğü ortamda bu şiddetin dolaylı etkilerini de yaşıyor. Vakıf, “Kadına yönelik şiddeti engelleyin, destek mekanizmalarında çocukların yüksek yararını gözetin!” çağrısını yapıyor

16 Şubat 2022 - 15:55

30 yılı aşkın süredir kadına yönelik şiddetle mücadele eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, ev içi şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini detaylı olarak inceledi. Aralık 2021’de hazırlanan “Türkiye’de Erkek Şiddetinin ve Erkek Şiddetiyle Mücadele Mekanizmalarının Çocuk Haklarına Etkisi” başlıklı rapor, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’ne sunuldu.

Çocuklar, erkeklerin ev içinde uyguladığı şiddete doğrudan maruz kalabildiği gibi, annelerinin şiddet gördüğü ortamda bu şiddetin etkilerini de yaşadıkları kaydedilen raporda, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarının işleyişinde çocuğun üstün yararının gözetilmemesi, devletin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, mevzuattaki eksiklikler ve uygulamadan kaynaklanan keyfilik gibi sorunların, çocukların ihtiyaçlarının sistem içinde görünür olmamasına ve ikincil mağduriyetler yaşamasına neden olduğu vurgulandı.

ETKİ, ANA KARNINDA BAŞLIYOR

Rapora göre, çocuklar şiddetten duygusal ve davranışsal olarak çeşitli biçimlerde etkileniyor. Uzmanlara göre, Türkiye’de çocukların erkek şiddetinden etkilenmesi gebelik döneminde annenin sağlık hizmetlerine erişiminin kısıtlanması, yoğun fiziksel şiddet ve yetersiz beslenme gibi nedenlerle erken doğum, genetik sorunların tespitinin mümkün olmaması gibi durumlarla başlamaktadır. Şiddet ortamında büyüyen çocuklar ise maruz kaldıkları şiddet nedeniyle içe kapanma, kendini ve duygularını ifadede güçlük, kaygı, agresyon, öfke patlamaları, özellikle ergenlikten itibaren rastgele ve güvensiz ilişkilere girme, madde kullanımı, yoğun suçluluk, kafa karışıklığı, kızgınlık ve özlem gibi duygular ve davranışlar ortaya koymaktadırlar. Ayrıca alt ıslatma, gece uyuyamama, ilişki kuramama, dissosiyatif bozukluklar, intihar düşüncesi ya da girişimi, dikkat eksikliği, tikler, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, konuşma bozuklukları, tekrarlı davranışlar, konuşma geriliği, uyaran eksikliği kaynaklı zeka geriliği gibi psikiyatrik zorluklarla da karşılaşılabilmektedir. 

 “ EVLİLİK YAŞI 18 OLMALI”

Türkiye’de ev içi şiddetle mücadelede çocuk hakları temelli bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu ifade edilen raporda, şu öneriler sıralandı:

- İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden taraf olunmalı, ulusal yasalar Sözleşme’nin hükümlerine uygun şekilde uygulanmalı.

- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı müdürlüklerinin görev tanımı net bir şekilde yapılmalı, ev içi şiddete maruz kalan çocuklarla ilgili hizmetlerin yürütülmesi konusunda Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü müdahil olmalı. Kadın ve çocuklara yönelik hizmetlerin sunumunda, mahremiyetleri korunması gözetilerek, bakanlıklar ve kurumlar arası bilgi akışı sağlanmalı.

- Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planında, ev içi şiddetin önlenmesi ve erkek şiddeti ile etkili bir şekilde mücadele edilebilmesi için doğrudan çocukların haklarına ve ihtiyaçlarına yönelik net, ölçülebilir, denetlenebilir hedef ve faaliyetler belirlenmeli; bu eylem planının oluşturulması sırasında kadınların, çocukların ve alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin deneyimleri dikkate alınmalı.

- Ev içi şiddete maruz kalan çocuklara ve ev içi şiddetle mücadelede önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi için kaynak aktarımı yapılmalı, ayrıntılı bütçe ve harcama planı şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalı.

- Erkek şiddeti ile mücadelede etkili politikaların yürütülebilmesi için verilerin analize uygun olacak şekilde toplanıp açıklanmalı. 

- Tüm adli personele ev içi şiddetle mücadeleye yönelik hak temelli eğitimler verilmeli.

- Medeni Kanun’da yasal değişiklik yapılmalı ve istisna kabul edilmeksizin evlilik yaşı 18 olarak kabul edilmeli.

- Çocukların şiddete maruz kaldıklarında alabilecekleri desteklere ve başvurabilecekleri kurumlara ve haklarına ilişkin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır ve bu haklara erişebilmeleri güvence altına alınmalı.

- Sığınaklarda sunulan hizmetler başta olmak üzere ve şiddete maruz kalan kadınlara her türlü sosyal hizmet sunumunda çocukların ihtiyaçları da görünür hale gelmeli ve çocuklar için özellikli hizmet sunulmalı.

- 12 yaş üstü oğlan çocuklarının sığınaklara kabul edilmemesi yönündeki Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik’in 13/c maddesi değiştirilmeli, yaş ve toplumsal cinsiyet ayrımı olmaksızın tüm çocuklar anneleriyle birlikte sığınak desteğinden faydalandırılmalı.

- 6284 sayılı Kanun kapsamında sunulan her türlü koruyucu ve önleyici tedbirlerin verilmesi ve takibinde çocukların ihtiyaçlarının görülmesi ve kararların bu doğrultuda verilmesi, uzaklaştırma ve gizlilik başta olmak üzere, geçici velayet, geçici nafaka ve geçici maddi yardım gibi desteklerin ve boşanma davası süreçlerinin çocukların üstün yararı gözetilerek uygulanması gerekli. 

- Adli görüşme odaları gibi uygulamalardan tüm çocukların faydalanmasının sağlanması, çocukların adli süreçlerde yaşadıkları ikincil mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için her türlü tedbir alınmalı ve uygulayıcılardan kaynaklı sorunlara ilişkin yaptırım uygulanması sağlanmalı.


ARŞİV