Sanıklar suçlamaları kabul etmedi

Şule İdil Dere’nin ölümüne ilişkin davanın 3.duruşması görüldü. Şoför Mümin Kılıç, “Kimseye kasten bir eylemde bulunmadım” sözleriyle kendini savunurken, mahkeme dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi yönündeki talebi reddetti

12 Nisan 2018 - 08:53

Bugüne kadar iki duruşması yapılan Şule İdil Dere Davasının üçüncü duruşması 11 Nisan 2018 Çarşamba günü Kartal-İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tamamı tutuksuz yargılanan 7 sanık mahkemede hazır bulundu.Duruşmada sanıkların mahkemeye sunduğu belgeler incelendi ve sanık avukatlarının tanık olarak gösterdiği 2 İSTAÇ A.Ş. şoförü ve olay sırasında görevde bulunan İBB Deniz Hizmetleri Müdürü'nün asistanı Talat Gözelle tanık olarak dinlendi.

İSTAÇ’ta kamyon şoförü olarak çalıştığını söyleyen Mustafa Aslan, Yoğutçu Parkı’nda yapılan çalışma sırasında yaya yolunu kullanmak zorunda olduklarını söyledi. Tanık Ethem Güler ise günde 12 saat çalıştıklarını belirterek, “Çalışma sahasında geri geri gitmek zorundaydık.” diye konuştu.

“RESMİ PLAN DEĞİLDİ”

İBB Deniz Hizmetleri Müdürlğünde asistan olarak çalıştığını söyleyen Talat Gözelle ise “Ben çalışmalar başlamadan önce talimat gelmemesine rağmen mesleki bilgilerimi kullanarak böyle bir çalışma planı hazırladım. Çalışma planını resmi bir plan değildi, amacı koordinasyonu ve iletişimi sağlamaktı. İsmi geçen herkese bu çalışma planını gönderdim. Bu şefler hem iBB’de hem de İSTAÇ AŞ’de çalışan yetkililerdir.”dedi. Kazayı yapan kamyonun şoförü tutuksuz sanık Mümin Kılıç, “Kimseye kasten bir eylemde bulunmadım. Maktulün üzerinden geçmedim. 16 tonluk bir araç bu. Üzerinden geçseydim kırılmadık kemiği kalmazdı” sözleriyle kendisini savundu.

İBB avukatı olarak duruşmaya katılan Rıza Saka ise söz alarak "Bütün ifadeler güvenlik önlemi alındığını açıkça gösteriyor. Olay tamamıyla tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu taksirle ölüm kapsamındadır. Israrla kasten öldürmeye yönelik talepte bulunulmasını hukukçu olarak anlayamıyorum. Bu, bir kamu kurumu olarak başarılı hizmetler veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne karşı bir kan davası haline getirilmektedir.”şeklinde konuştu.

DAVA ERTELENDİ

Şule İdil Dere avukatları, 11 Mayıs 2016 tarihinde gönderilen iç yazışmaları da delil olarak sunarak söz konusu olayın öngörüldüğünü, özellikle olaydan 1 gün önce 11 Mayıs 2016 tarihli e-posta iletisinde, hafriyat kamyonlarının yarattığı tehlikeye somut olay örnek verildiğini belirtti. Dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi yönündeki talebini reddeden mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 21 Haziran Perşembe tarihine erteledi.

“ADALET ARIYORUZ”

Şule İdil Dere’nin ailesi ise bir açıklama yaparak şu ifadelerde bulundu: “Dava henüz yargılama aşamasındayken, yetkisiz kişilerin planladığı bir kamu kurumu çalışmasında İdil’i kaybettiğimiz için, sorumluların cezalandırılmasını talep ettiğimiz için İBB avukatı, mahkemede hak arayışımızın adını "kan davası" koydu. İdil için adalet arıyoruz. Önce vicdan arıyoruz.”

İDDİANAMEDEN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Mayıs 2016 tarihinde gece vakti Kadıköy Yoğurtçu Parkı ile Kurbağalıdere arasında kalan yaya ve bisiklet yolunda yürüyen Şule idil Dere’nin, Kurbağalıdere ıslah çalışması nedeniyle orada bulunan hafriyat kamyonunun altında kaldığı belirtiliyor.Dere’nin, Mümin Kılıç yönetimindeki hafriyat kamyonunun manevra yapması ile altında kalarak hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, İSTAÇ yetkilileri Ruhi Kelleci ve Teyfur Bingöl, Zafer Karasaçlı, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, kontrol elemanı Ergun Ata, Kamil Cemal Yıldırım ve şoför Mümin Kılıç’ın, “Taksirle adam öldürme” suçundan 2’şer yıldan 6’şar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.


ARŞİV