Kadıköy’ün kültür envanteri

İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’nın Tasarım Atölyesi Kadıköy’de düzenlediği panelde Kadıköy’ün kültürel ve mimari mirası tartışıldı. Kadıköy, tescilli bin 586 kültürel varlık ile İstanbul’daki tescilli kültür varlıklarının yüzde 5’ine ev sahipliği yapıyor

06 Nisan 2023 - 11:41

Kadıköy’ün merkez mahallelerinde envanter çalışması yapan İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı, 30 Mart Perşembe günü Tasarım Atölyesi Kadıköy’de ilçenin kültürel ve mimari mirasının konuşulduğu bir panel düzenledi. Panelde hem Kadıköy’ün tarihi özellikleri hem de ilçedeki mimari yapıların özgünlüğü tartışıldı. Toplantının ilk konuşmasını İBB Kültürel Miras Koruma Müdür Yardımcısı Esra Kudde yaptı. 

KADIKÖY BEŞİNCİ SIRADA

Üst ölçekli planlar yapılırken koruma planlarının göz ardı edildiğini ifade eden Kudde, İstanbul Kültür Varlıkları Envanter Projesi’nin 2015 yılında başladığını ve çalışmaların hala devam ettiğini söyledi. Kudde, projenin amacını şu sözlerle özetledi: “İstanbul’da ne yazık ki hala tek ve güvenilir bir kaynakta bulunmayan tescilli kültür varlıkları envanterimizi güncel ve sağlıklı bir veri olarak tutabilmek istiyoruz. 2015 yılında başlattığımız çalışmada öncelikle geniş bir araştırma sürecine girdik. Hem koruma kurulu arşivlerine hem de kendi kurum arşivimiz hem de kişisel arşivlerden veriler ve bilgiler olduğunu gördük. Bu verilerin tek bir kaynakta toplanmasının olumlu olacağını düşünerek envanter çalışmasını başlattık. Kültürel ve mimari çeşitliliğe saygı, çok katmanlılığa saygı, bütüncül yaklaşım ve özgünlük değerlerini önemsiyoruz.”

İstanbul’un kültürel ve mimari mirasının çok özgün ve katmanlı olduğunu söyleyen Kudde, İstanbul ve Kadıköy hakkında şu güncel bilgileri paylaştı: “İstanbul Türkiye genelindeki tescilli tarihi eserlerin üçte birine ev sahipliği yapıyor. İstanbul genelindeki tescilli eserlerin üçte biri ise Tarihi Yarımada içinde yer alıyor. İstanbul’da toplam 35 bin 265 tescilli kültür varlığı var ve bu bizim için çok önemli bir değer.”

Kudde’nin paylaştığı bilgilere göre Kadıköy de İstanbul’daki tescilli kültür varlıklarının yüzde 5’ine ev sahipliği yapıyor. Kadıköy’deki tescilli kültür varlıklarının toplam sayısı ise bin 568. Bu listenin en başında yüzde 31 ile Fatih yer alıyor. Beyoğlu yüzde 18 ile ikinci, Üsküdar yüzde 8 ile üçüncü, Beşiktaş yüzde 6 ile dördüncü sırada yer alırken, Kadıköy ve Adalar da yüzde 5 ile beşinci sırayı paylaşıyor. Kültür varlıklarının tescillenmesi konusunda daha iyi bir noktada olduklarını söyleyen Kudde, Kadıköy’deki kültür varlıklarının çok geniş bir alana yayıldığını belirtti. Araştırma yaparken eski fotoğraflardan, haritalardan, dergilerden ve gravürlerden faydalandıklarını ifade eden Kudde’nin paylaştığı verilere göre Kadıköy’deki kültür varlıklarını; dini yapılar, sivil mimari örnekleri, endüstriyel kültür varlıklar ve idari yapılar oluşturuyor.

KADIKÖY’ÜN TARİHSEL GELİŞİMİ

Kudde’nin ardından söz alan sanat tarihçi Zeynep Hatice Kurtbil de Kadıköy’ün tarihsel gelişimi ve mirası üzerine sunum yaptı. Kadıköy’deki buluntuların M.Ö. 4000 yıllarına tarihlendiğini söyleyen Kurtbil, “Elde edilen bazı buluntulara göre denizin bugünkü Fikirtepe önlerine kadar geldiği biliniyor. Bu da bölge halkının deniz ticaretini elinde bulundurduğunu gösteriyor. Bölgede bilinen ikinci yerleşme Kalamış koyu civarına yerleşen Fenikeliler. M.Ö. 1000 yıllarına tarihlenen Fenike kolonileri Heybeliada’da bulunan bakır madenlerini işletmişler. Batı Anadolu kıyılarından gelen Akaların bir kolu M.Ö. 675 yılında Fikirtepe ve Moda’da kurulmuş olan iki yerleşmeyi alarak bugünkü Bahariye, Mühürdar  ve Moda semtlerine yerleşmişler. Bu tarihten sonra Kalkhedon büyümüş, Gebze’ye kadar genişlemiş. Çevresi sur duvarlarıyla çevrili olan kentin kuzey yönünde Altıyol’u içine alan nekropol (mezarlık) alanı yer alıyor. Bir tepe üzerinde yer alan kentin iki limanı var. Bu limanlardan biri Haydarpaşa Koyu’nda diğeri ise Kurbağalıdere girişinde yer alıyor.” dedi.

İstanbul’un birçok imparatorluğa ve medeniyete ev sahipliği yaptığını söyleyen Kurtbil, şöyle devam etti: “İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmed Kadıköy’ü ilk kadısı Celalzade Hızır Bey’e vermiş. Kadıköy’ün günümüzdeki adının buradan geldiği kabul ediliyor. Bu dönemde Kadıköy, çarşı civarında toplanmış köy görünümlü küçük bir kasabadan farklı değildi. Rum nüfus o dönem fazlaydı, Türklerin bölgede yoğunlaşması ancak 17. yüzyılın başında gerçekleşti.”

100-200 AİLENİN YAŞADIĞI BİR YER

17. yüzyılda Kadıköy’ün nasıl bir görünüme sahip olduğunu seyyahların anlatımlarından öğrendiklerini söyleyen Kurtbil, şunları aktardı: “Evliya Çelebi seyahatnamesinde Kadıköy’ü anlatırken çarşı içerisinde Osman Ağa Camii’nden başka bir cami olmadığını ve bölgedeki en güzel yapının Terzi Mustafa Ağa Yalısı olduğunu belirtir. Yüzyıl içerisinde İstanbul’a gelen Fransız seyyah Grelot ise Kadıköy’ü, Rum balıkçıların çoğunlukta olduğu 100-200 ailenin yaşadığı bir yer olarak tanımlamış.”

Sultan III. Murad döneminde bölgedeki nüfusun artırılması için çalışmalar yapıldığını söyleyen Kurtbil, Kadıköy’ün gelişimine dair şunları aktardı: “1776 tarihli, Kauffer Haritası’nda Kadıköy’ün bugünkü iskele ve çarşı civarında birkaç yapı adasından oluştuğu görülüyor. İbrahimağa’ya doğru mezarlıklar, çevrede ise geniş bağ ve bostanlar yer alıyor.18. yüzyıl ile birlikte Rumların ve Türklerin yaşadığı Kadıköy’de bu tarihten itibaren Ermeni nüfusun da bölgeye yerleştiği görülüyor. 19. yüzyılın başlarında sayfiye karakterini koruyan Kadıköy, yüzyılın ikinci yarısından itibaren şehircilik alanında gelişti. 1840’lardan başlayan düzenli vapur seferleri Üsküdar, Kadıköy, Adalar ve Boğaziçi köyleri gibi banliyölerin merkezle olan ilişkilerini artırdı.”

Cumhuriyet öncesinde Kadıköy’ün İstanbul’un en gelişmiş semtlerinden biri olduğunu vurgulayan Kurtbil, “O dönem için İstanbul’un birçok yerinde olmayan kamu ve altyapı hizmetlerinin Kadıköy’de sağlandığı görülüyor. Kadıköy 1950’li yıllara kadar kendine has sosyal dokuyu korudu. 1960’lı yıllardan itibaren ise bölgede ticaret ve hizmet sektörü yoğunlaşmaya başladı. 1980’li yıllardan itibaren kentsel yatırımlar ve çevre düzenleme çalışmaları Kadıköy’de kendini gösterdi.” dedi. Kadıköy’ün mimari mirasının yanı sıra çağdaş sanat eserlerinin de ilçenin önemli özelliklerinden olduğunu söyleyen Kurtbil, “2020 yılında İstanbul genelinde yürütülen Çağdaş Sanat Eserleri Envanteri kapsamında ilçede bulunan çalışmalar incelendi ve ilçe genelinde 140 esere ulaşıldı.” bilgisini paylaştı.

604 ADET KÜLTÜR VARLIĞI YER ALIYOR

Kurtbil’den sonra söz alan şehir plancısı Yeliz Can da Kadıköy’de yer alan sit alanları ve kültür varlıkları üzerine konuştu. 2022 yılında Kadıköy’de Caferağa ve Osmanağa  mahallerinin tamamının, Rasimpaşa ve Hasanpaşa mahallerinin ise bir kısmının dahil olduğu 201 hektar alanın sit alanı ilan edildiğini söyleyen Can, sit alanının içinde 604 adet tescilli kültür varlığının bulunduğunu belirtti. Can’ın paylaştığı bilgilere göre tescilli kültür varlıklarının yüzde 72’sini ikinci grup sivil mimarlık örnekleri oluşturuyor. Alan ayrıca 48 adet birinci grup anıt esere ev sahipliği yapıyor. Bunlardan bazıları; Boğa Heykeli, Moda Vapur İskelesi, Kadıköy Şehremaneti Dairesi, Süreyya Sineması, Koçoğlu Hamamı, Kadıköy Kaymakamlığı… İstanbul’da nadir görülen anıt türlerinden olan fırın, heykel, karakol, kayıkhane, köprü, santral ve sinema binalarının Kadıköy’de yer aldığını söyleyen Can, kültür varlıklarının yüzde 89,5’inin Osmanlı, yüzde 10’unun Cumhuriyet ve yüzde 0,5’inin ise Bizans dönemine ait olduğunu söyledi.

Panelin ikinci oturumunda Kadıköy’ün tarihi mezarlıkları, önemli mimarları ve eserleri konuşuldu.

 

 

 


ARŞİV