Haydarpaşa'ya sadakat

Haydarpaşa'ya Sadakat toplantısında biraraya gelen uzmanlar, tarihi Haydarpaşa Garı’nın hem kentsel anlamda İstanbul için, hem de sosyal ve kültürel anlamda İstanbullular ve aslında tüm Türkiye için ne denli önemli bir yer tuttuğuna bir kez daha dikkat çekerek, garın bütünlüğü korunarak mevcut işlevini sürdürmesini istedi.

18 Ocak 2011 - 14:03

Atlas Dergisi okurları ve İstanbul S.O.S. üyeleri, 28 Kasım'da çıkan bir yangınla çatısı kül olan Tarihi Haydarpaşa Garı için biraraya geldi. “Haydarpaşa’ya Sadakat” toplantısı, 15 Ocak Cumartesi günü Fındıklı'daki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sedat Hakkı Eldem Oditoryumu’nda yapıldı. “Korunan, yaşayan, yaşatan Haydarpaşa için” alt başlığını taşıyan toplantıda, uzman konuşmacılar Haydarpaşa'nın geçmişi, bugünü ve geleceğini ele aldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı, İstanbul'a yönelik planlanan kentsel dönüşüm projelerinin sorgulanması gerektiğini belirterek, “İyileştirme, sağlıklılaştırma gibi temaları taşıyan bu projeler içinde çelişkileri de barındırıyor. Bu kapsamda toplumsal belleğin önemli mekânlarından Haydarpaşa'yı da ‘cazip bir yatırım aracı’ olarak görmek kabul edilemez. Haydarpaşa'nın ranta açılması, özelleştirilmesi gibi yaklaşımlar sivil toplum açısından mücadele alanı yaratıyor. Haydarpaşa'nın bu yeni sürecinde aceleci değil araştırmacı, bireyci değil toplumcu olunması gerek” dedi. Daha sonra toplantının “Haydarpaşa Bugün” konulu ilk oturumuna geçildi. Gökhan Tan'ın yönettiği bu oturumda konuşan TCDD 1. Bölge Müdürü Hasan Gedikli, “Bizim Haydarpaşa'da işimiz işletmecilik, tarihi yapılardan çok da anlamayız. Biz orada yaşıyor ve çalışıyoruz. Ya oradan çıkacağız ya da bu işi doğru yapacağız” diyerek, Haydarpaşa'nın yaşayacağı dönüşüme işaret etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yaptıkları protokol kapsamında Haydarpaşa ve çevresi için uygulanacak plan hakkında bilgi veren Gedikli, şu an koruma kurulunda olan “Haydarpaşa Gar liman ve geri sahasının değerlendirme projesi”nin Haydarpaşa, çevresi, GATA, Selimiye Kışlası, Kadıköy rıhtımını (İSKİ'nin olduğu yer dahil) içerdiğini söyledi. Gedikli, projede gar binasının konaklama ve kültürel tesis olarak yer aldığı bilgisini vererek, “Bu projede planlanan yeni yapıların yüksekliği Selimiye'nin alt kotunu geçmeyecek yani silueti etkilemeyecek” dedi. Gedikli, toplantı salonundaki “rant” konuşmalarına atfen de “Burada fazla bir rant yok ki! Zaten gelecek olan gelir de hızlı tren projelerine harcanacak” yorumunu yaptı. Kadıköy Belediyesi Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu'ndan (KUDEB) mimar Burcu Arıkan da yangın öncesi ve sonrasında KUDEB'in yaptıklarını anlattı. TCDD'nin kendilerine Mart 2009'da çatı onarım izni için başvurduklarını, KUDEB'in de yasa gereği bu talebi kurula ilettiklerini belirterek, “Kuruldan onay geldi ama işe başlanabilmesi için bize izin belgesi başvurusu yapılana dek yangın çıktı zaten. Yani süreç atlandı. Yangından sonraki geçici çatı yapımında ise kontrollerimizi yaptık. Geçici çatının kurul onaylı projeye uygun olarak yapıldığı gördük” diye konuştu.

‘ŞİMDİ O DA BİZİM GİBİ YARALI’

Kadir Has Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Lisans Programı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yonca Kösebay Erkan da Haydarpaşa Garı'nın otel, çatısının da kafe olabileceği yönündeki açıklamalar konusunda, “Denizi görmek isteyen Kadıköy rıhtımına gidebilir. Manzara seyretme eyleminin illa da Haydarpaşa'nın çatısından yapılması gerekmez” eleştirisinde bulundu. Birleşik Taşımacılar Sendikası üyesi, demiryolcu Tugay Kartal ise “Ben 22 yıldır Haydarpaşa'da görev yapıyorum. Haydarpaşa bir kültürel mirastır. Eğer bir yerde miras varsa varisler de vardır. Bu mirasın sahipleri olarak biz demiryolcuların da söz söyleme hakkı vardır” dedi. Kartal, Haydarpaşa'nın otel olmasının ilk gündeme geldiği 1989 yılından bu yana yaşananları, fotoğraflar ve gazete kupürleri eşliğinde özetledi. Kartal sözlerini, Yaprak Dökümü dizisinin final bölümünde Fikret'in, çatısı yanınca “boynu bükük” kalan tarihi garın halini, darmadağın olan ailesine benzeterek söylediği “Şimdi o da bizim gibi yaralı” sözleriyle bitirdi. Toplantının “Yaşamımızda Haydarpaşa” bölümünde “Raylar Boyunca” başlığında Suzan Çınar fotoğraflarla, Tanju Duru da müzikle Haydarpaşa'yı anlattı. Elias Sarantopoulo görünmeyen Haydarpaşa'dan, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği Başkanı Arif Atılgan da tarih içinde Haydarpaşa'dan bahsetti.
Toplantının 2. oturumunda “Haydarpaşa’nın Geleceği” forumu yapıldı. Gürhan Ertür'ün yönettiği panelde, İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Akif Burak Atlar, yüksek mimar Haydar Karabey, Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Öncü ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nden Mücella Yapıcı birer konuşma yaptı. Haydarpaşa'ya Sadakat etkinliğinin 2. günü olan 16 Ocak Pazar tarihinde ise “Haydarpaşa’ya Sadakat Gezisi” düzenlendi. Mimar Arif Atılgan rehberliğinde gerçekleştirilen gezide, katılımcılar Haydarpaşa'yı hem gezdi hem daha yakından tanıma şansını buldu.

Haber: Gökçe UYGUN
Fotoğraflar: Büşra DURGUN
 


ARŞİV