Deprem tehlikesi arttı

Marmara Denizi’nde deprem araştırması yürüten Prof. Dr. Ziyadin Çakır, “Adalar fayının kırılması durumunda tsunami oluşacaktır. Silivri fayının kırılması durumunda tsunami sadece deniz altı heyelanlarının tetiklenmesi durumunda meydana gelebilir” açıklamasını yaptı

27 Kasım 2019 - 11:34

TÜBİTAK, Fransa Ulusal Araştırma Ajansı (ANR) ve Avrupa Çok Disiplinli Deniz Tabanı ve Su Kolonu Gözlemevi (EMSO) desteğiyle Marmara Denizi’nde 2 buçuk yıldır İstanbul (MAREGAMİ) Projesi adında bir proje yürütülüyor. Marmara Denizi’nde deprem araştırmalarının yapılmasını ve deniz tabanında bir gözlem istasyonunun tasarlanmasını içeren bu projenin detaylarını, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır, gazetemize anlattı.

“DEPREM RİSKİ ARTTI”

Proje kapsamında Marmara Denizi tabanında, Silivri açıklarında çeşitli bilimsel araştırmalar yapıldığını söyleyen Çakır projenin detaylarını şu şekilde açıkladı: “Bunlar dört ana başlıkta toplanmaktadır: Deniz tabanı sismolojisi, deniz tabanı jeodezisi, deniz tabanı gözlem istasyonu tasarımı ve tsunami.  Deniz tabanı jeodezisi (harita bilimi) çalışmalarından Silivri fayının yüzeyde tamamen kilitli olduğu ve üzerinde gerilme biriktirdiği ortaya çıkartıldı. Bu sonuca deniz tabına yerleştirilen 10 adet hassas mesafe ölçen cihazların 2 buçuk sene boyunca yapmış olduğu ölçümlerden ulaşıldı.”

26 Eylül’de Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyük İstanbul depremi ile bağlantısını da değerlendiren Çakır, “26 Eylül’de meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem kırılmasını beklediğimiz ana fay üzerinde değil ondan ayrılan bir yan kol üzerinde ama çok yakınında meydana geldi. Ana faya gerilme yükleyerek deprem tehlikesini ciddi miktarda arttırmıştır.” dedi.

“ADALAR’DA OLURSA TSUNUNAMİ OLUŞUR”

Adalar fayının kırılması durumunda tsunaminin oluşacağını söyleyen  Çakır, şu bilgileri paylaştı: “Silivri fayının kırılması durumunda tsunami sadece deniz altı heyelanlarının tetiklenmesiyle meydana gelebilir. Ancak bunlar uzak doğudaki gibi çok büyük tsunamiler olmayacaktır.”

GÖZLEM İSTASYONU KURULACAK

Projenin amaçlarından biri de deniz tabanında bir gözlem istasyonu kurulması. Çakır, kurulmak istenen istasyonun deprem araştırmalarına etkisini şöyle açıkladı: Bu istasyon deniz tabanına bir şamandıraya bağlı olarak yerleştirilecek. Üzerinde 10’a yakın sensör bulundurup birçok fiziksel ve kimyasal parametreler elde edilecek. Ayrıca kendisinden 5 kilometre uzaklığa uzanan 4 kolunun üzerinde deprem kayıt cihazları bulunduracak. Bu cihazlar sayesinde depremler ve diğer fiziksel değişimler anlık izlenebilecek ve veriler AFAD veya Kandilli’ye direkt gerçek zamanlı olarak aktarılabilecek.

“KISA VADEDE TAHMİN ETMEK ZOR”

“Deprem biliminin ulaştığı nokta itibariyle depremlerin bilimsel ve de güvenilir yöntemler kullanılarak  kısa vadelerde tahmin edilmesi mümkün değildir.” diyen Çakır, araştırmalara finansal destek sağlamak için  TÜBİTAK ve Avrupa Birliği’ne projelerin yazılacağını belirtti. Çakır, elde edilen verilerin Kandilli Rasathanesi’nde görev yapan  araştırmacılarla paylaşıldığını da aktardı.

ÖLÇÜM CİHAZLARI BIRAKILIYOR

Bilim insanları, araştırma için 6 ayda bir İstanbul Üniversitesi’ne ait Yunus-S araştırma gemisiyle Marmara Denizi’ne açılarak, fay hattı üzerinde belirledikleri, derinliği yer yer 800 metre ile 1300 metre arasında değişen noktalara, çeşitli tiplerde algılayıcılara sahip ölçüm cihazlarını bırakıyor. Cihazlar, akustik modem aracılığıyla 6 ayda bir denizden çıkarılıyor ve kaydettiği bilgiler alınarak bilgisayarlara aktarılıyor, cihaz bataryaları yenilenerek yeniden hazır hale getiriliyor ve fay hattında belirlenen yeni noktaya bırakılıyor.


ARŞİV