İstanbul’un kuşları tehlikede!

Kuşbilimcisi Süreyya İsfendiyaroğlu, İstanbul Havalimanı’nı çevresinin daha fazla imara açılması durumunda, bütün kuş popülasyonun zarar göreceğini söylüyor

17 Temmuz 2019 - 09:57

İstanbul Havalimanı’ndan 29 Haziran Cuma günü kalkan İstanbul-Antalya uçağı, kuş sürüsüne çarpmış, kokpit camının çatlaması nedeniyle havalimanına dönüş yapmıştı. İstanbul Havalimanı’nın yapımından önce uyarılarda bulunan uzmanlar, havalimanının kuş göç yollarının üzerinde bulunduğunu ifade etmişti. Magma dergisi yazarı kuşbilimcisi Süreyya İsfendiyaroğlu havalimanı çevresinde kuşların göçünü gözlemleyen bir bilim insanı. İsfendiyaroğlu ile hem yaşanan son olayı hem de genel olarak Kuzey Ormanları’nda yaşayan kuşların üstündeki baskıyı konuştuk.

Fotoğraf: Magma dergisi

“YERLEŞİME İZİN VERİLMEMELİ”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Havalimanı’ndan kalkan bir uçağın kuş sürülerine çarptığı haberini aldık. Bu haberden sonra birçok çevreden yorumlar yapıldı ama bilimsel bir açıklama yapılmadı. Siz bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu olağan bir gelişme, diğer havalimanlarında da gerçekleşiyordur. Biz ilgilenmediğimiz ve kuş kazaları konusunda bir şeffaflık mekanizması bulunmadığı ve kamuoyu tarafından bu tarz bilgiler talep edilmediği için duyulmuyor. Bu vakanın öne çıkmasında medya mensuplarının uçakta bulunması ve havalimanının inşa sürecinde kuş göçlerinin ön planda olmasının etkili  olduğunu düşünüyorum. Dikkat ederseniz olay, haziran sonu ve temmuz başında oldu, bizim endişelendiğimiz gibi kuşların yoğun göç ettiği dönemde gerçekleşmedi. Bir de aldığım duyuma göre çarpışma Karadeniz üzerinde, yüksek irtifada gerçekleşmiş. Yani Atatürk’e inen uçak da, Sabiha Gökçen’e inen uçak da bildiğim kadarıyla o irtifada benzer hava koridorlarını kullanırlar. Yani vaka özelinde İstanbul’un üstünden geçen her hangi bir uçakta yaşanabilecek bir olay gerçekleşmiş, indiği ve kalktığı yerden bağımsız olarak. Dolayısıyla talihsiz bir olay lakin bu konuya karar vericilerin daha çok hassasiyet göstermesini sağlayacak.

Havalimanı yapılırken kuş sürülerinin göç yollarına zarar vereceği dile getirildi, sizin gözleminiz nedir. Bu havalimanı kuş sürülerine zarar veriyor mu ya da verecek mi?

Havalimanı yapılırken havalimanının yaratacağı cazibenin İstanbul’u tehdit edeceğini defalarca yazdık. Bu alanlar eski maden sahası, bu maden sahaları işletilirken para kazanıldı, yasaya göre rehabilite edilmesi gerekiyordu. Rehabilite etmeyen maden sahipleri, buradaki maliyeti kendi servetlerine eklediler ve sonrasında bu çukurlar arsa olarak satıldı. Bir de buradan bir gelir elde ettiler. Madenlerin terk edilmesi sonrası oluşan çayır ve sulak alan  niteliğindeki maden çukurlarını ve etrafındaki ormanları kaybettik. Bunlar göçmen kuşlar için değerli alanlardı. Havalimanının esas tahribatı şimdi başlıyor ve ama engellenebilir.

Bu bölgede bir arsa kapışma savaşı var, yeni kent merkezleri kurulması isteniyor. İşte havalimanı ve köprünün kuşlara getirdiği esas tehlike budur. Bu sahaların imar rantına kurban edilmemesi, acilen İstanbul imar planının buraların doğal niteliğini koruyacak tarımsal ekosistemler olarak tescil edilmesi ve burada daha fazla yerleşime izin verilmemesi gerekiyor. Bunu başarırsak buralar hala kuşlar için önemini koruyan alanlar olarak kalabilirler.

“KUŞLARIN BENZİN İSTASYONU”

Söz ettiğiniz alanlar kuşlar için neden önemli?

İstanbul’un kuzeyi göçmen kuşlar için önemli bir “benzin istasyonu”, Kuzey Ormanları’nın küçük orman kartalları için hala önemli geceleme alanları olduğunu biliyoruz. Özellikle Belgrad Ormanı ve Terkos Su Havzasının ekolojik bütünlüğünün korunması, İstanbul’un ileride yaşanabilir bir yer olarak kalması için önemli. Havalimanının etrafında bir Bakırköy daha oluşursa, işte İstanbul’un sonunu bu hazırlar. Tek başına bir havalimanının kuş popülasyonlarına bölgesel bir etkisi söz konusu. Bahsettiğim şudur; köprü ve havalimanının oluşturduğu cazibenin İstanbul’un kuzeyini yağmaya açması. İşte bu Çamlıca’dan geçerken evlerin çatılarına inmek zorunda kalan leyleklerin İstanbul’da konacak bir karış toprak bulamaması, yüzlerce kilometre aç besinsiz göç etmek zorunda kalması anlamına gelir. Korkutucu olan budur. Yoksa uçak çarpışmaları bir kaç bireye zarar verir, emin olun otobanlarda misliyle kuş çarpışma sonucu ölüyor. Kuşlar 80 kilometreden hızlı giden taşıtlardan kaçamazlar; ancak açlık ve sürekli yorgunluk bütün popülasyonu çökertir. 

Havalimanı yapılmadan önce de bu alanda kuş gözlemleri yapılmıştı. Elde edilen verilerin ne kadarı kamuoyuyla paylaşıldı. Ya da paylaşıldıysa bu raporda nelere ulaşıldı?

Bildiğim kadarıyla İGA bu bölgeyi 5 yıl kadar çalıştı, bünyesinde de uzman ornitologlar çalıştırıyor. Bu veri kurumun kendinde duruyor. Bu veri alanın hatta İstanbul’un üzerinden geçen kuşların fenolojisini belirlemek için kullanılabilir. Bu havalimanının işletmesiyle ilgili sorular buradan kaç kuş geçtiğiyle alakalı değil, bütün süzülen, yırtıcı kuşların Doğu Avrupa popülasyonlarının büyük kısmı İstanbul’u geçmek zorunda bunu biliyoruz. Bu coğrafi bir zorunluluk.  Bu sürüler hava hallerinden etkileniyor ve ekstrem hava hallerinde bariyerlere çarpıyorlar. Bu bariyer denizin kendisi çünkü süzülen yırtıcı kuşlar karalar üstünde oluşan termalleri kullanarak yolculuk ediyor. Mesela sert bir lodos dar bir kapıdan geçmeye çalışan koyun sürüsü gibi kuşları deniz kıyısına süpürüyor. Burada bir yoğunluk oluşuyor. Bu bilinmesi ve yönetilmesi gereken bir bilgi. Hangi rüzgârda hangi türlerin orada bulunabileceğine dair bilgi, İstanbul Havalimanı’nın elinde mevcut, peki diğer havalimanlarında var mı? Soru bu. Bence İstanbul’daki kuş göçüne dair kurumun topladığı bilgilerin tamamı kamuoyuyla paylaşılabilir. Şeffaflık önemli, bilinmeyen olgular korku yaratıyor.

“KIYMA MAKİNESİNİN ÜSTÜNDE UÇUYORLAR”

 Havalimanında kuşların uçaklarla çarpışmasının uçuş güvenliğini tehdit etmesi ve kuşları telef etmesiyle kaygılar vardı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

İnsanların doğaya yaptığı her müdahale daha çok kuşun ölmesiyle sonuçlanır. Buna evinize aldığınız kedi de dahildir. Gökdelenler, otobanlar, rüzgar santralleri, enerji iletim hatları düşünüldüğünde kuşlar bir kıyma makinesinin içinden göç eden canlılardır. Her bir birey önemlidir ama ne yazık ki yüksek ölüm oranlarına sahiplerdir, tabii aynı zamanda yüksek sayıda da yavru büyütürler. Kuş göç yolundaki tek bir engelin kuş katliamı yaptığı örnekler nadirdir.

Uçakların kuş sürüsüne çarpmasıyla neler oluyor?

Bu konuda eski tarihli istatistikler çok güvenilir olmamakla beraber Uluslararası Kuş Çarpışmaları Komitesine göre 1912’den 2009 yılına kadar 55 ölümlü kaza gerçekleşmiş ve 277 insan kuş kaynaklı kazalarda hayatını kaybetmiş. Federal Havacılık İdaresinin istatistiklerine göre 2004 yılında gerçekleşen kuş çarpışmalarının yüzde 92’si hasarsız atlatılırken, yüzde 4’ü hafif hasarla, yüzde 2’si hasarla atlatılmış. Yani kuş çarpışması sık karşılaşılan bir durum olmasına rağmen buna bağlı düşen uçak az. Bunun sebebi de kuşlardan ziyade uçakların daha sağlam ve büyük inşa edilmeye başlaması. Uçakların motor gibi, kokpit camı gibi yüzeyleri kuş çarpışmalarında riskli bölgeleridir. Bu zayıflıklarla ilgili mühendisler çalışmaya devam etmekte, ama biz kaç tane “Titanik” inşa edersek edelim, okyanusta da o kadar buz dağı var.


ARŞİV