Tarih Yazan Kadınlar (3)

“Rasat yaparken dürbünün önündesiniz, hiç kimse yok, yalnız gökyüzü ve siz. Ezici bir duygu. Bir nokta olduğunuzu hissediyorsunuz. Kâinatta bir küçük şeysiniz. Olağanüstü bir duygudur kâinatı gözlemek. Çok büyük bir şeydir o” diyen ilk kadın gökbilimci-ilk kadın dekan Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan...

03 Mart 2021 - 10:11

Hatice Nüzhet Toydemir Gökdoğan, 14 Ağustos 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Atatürk’ün silah arkadaşlarından tümgeneral Mehmet Zihni Toydemir, annesi Nebihe Hanım'dır. 1917’de Alman Mektebi’nde ilkokula başladı ancak 1 yıl sonra bu okulun kapanması üzerine, 1919’da Bezmialem İnas Sultaniyesi’nin (İstanbul Kız Lisesi) ikinci sınıfına Türkçe’yi öğrenmesi amacıyla yatılı verildi. 1920/21’de üçüncü sınıfa geçtiğinde annesi Türkçe’yi öğrendiğinden emin olunca Şişli Lisan Mektebi’ne (Şişli Terakki) yazıldı.1923’te Erenköy Kız Lisesi’nde yatılı okumaya başladı. 1928’de EKL Fen Şubesi’ni  tamamladı. Devlet bursu  kazanarak matematik-­fen  lisansı yapmak  üzere Atatürk’ün emriyle Fransa- Marsilya'ya gönderildi. Sonra Lyon’a gitmek istedi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alarak Lyon’a geçti. Burada kız lisesinde Fransızca öğrenip, erkek lisesinde MathÈmatiques SpÈciales sınıflarını okuduktan sonra 1932 yılında Lyon Üniversitesi’nde MathÈmatiques lisansını tamamladı. 1933-34 ders yılında da Paris Üniversitesi’nde Diplome d’Ètudes Superieur sertifikasını aldı ve Paris Rasathanesi’nde staj gördü. Paris Gözlemevi’nden Kandilli Gözlemevi’ne Nüzhet Gökdoğan’ın hangi konuda  staj yapması gerektiği soruldu. Kandilli Gözlemevi Müdürü Fatin Gökmen yanıtı şu oldu: Saat tayini…

“KADRO YOK” YANITI

Nüzhet Hanım, 1933 yıl sonu sınavında çok başarılı oldu ve Paris Gözlemevi’nde  kalması önerildi. Ancak “Bu millete borcumuz var” diyerek bu teklifi kabul etmedi, İstanbul’a döndü. Kandilli Gözlemevi’nde çalışmak istedi ancak Fatin Gökmen “Kadro yok.” diyerek onu reddetti. (Kimi kaynaklarda Gökmen’in reddetme sebebinin Nüzhet Gökdoğan’ın kadın olması olduğu yazar)

Nüzhet Hanım, 1933 Üniversite Reformu ile birlikte 29 Eylül 1934 tarihinde, bir yabancı profesör ve iki yabancı yardımcı ile İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde kurulan Astronomi Kürsüsü’ne ilk Türk doçenti olarak tayin edildi. 1937’de, kürsü profesörü Ord. Prof. Dr. F. Freundlich’in yanında doktora tezini hazırlayarak Fen Doktoru ünvanını aldı.  Bu tez İ.Ü. Fen Fakültesi’nin kayıtlarındaki 1 numaralı doktora tezidir.

1940’da doçent unvanını aldı. Aynı yıl William Marshall Smart’ın ‘Spherical Astronomy’ adlı eserini ‘Kürevî Astronomi’ adıyla Türkçe’ye çevirdi. 1948’te profesör oldu. Ayrıca, 1936- 46 yılları arasında ek görev ile İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Doçentliği’nde de bulundu. 1 Aralık 1948 yılında Fen Fakültesi’nin teklifi ile İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından profesörlüğe yükseltildi, sonra da fakülteyi temsilen senatörlüğe ve 1954’te de dekanlığa seçildi. Ayrıca 1951-1952 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri'nin Michigan eyaletine giderek, Ann Arbos ve McMath Hulbert gözlemevlerinde ve Wilson Dağı Gözlemevi ile Palomar Dağı Gözlemevi’nin merkezinin bulunduğu Pasedena'da çalıştı.

İLK KADIN DEKAN

1956’ya dek İÜ’de senatörlük ve dekanlık görevlerini yürüten Prof. Gökdoğan böylece Türkiye’de, üniversitelerimizde ilk kadın senatör ve ilk kadın dekan olma şerefine ulaştı.

1958’de Astronomi Kürsüsü’nü yönetmeye başladı. 22 yıl Kürsü ve Bölüm Başkanlığı görevinde kaldı. Aralık 1971’de, Astronomi Kürsüsü’nde Türk ve Balkan astronomlarının iştirak ettiği Kepler Sempozyumu’nu; Eylül 1978’de de Silivri’de Türk ve bazı yabancı davetli astronomların katıldığı Astronomi Sempozyumu’nu düzenledi. Bu sempozyum, bugün kurulmuş olan Ulusal Gözlemevi fikrinin gündeme geldiği ve tartışılmaya başlandığı çok önemli bir toplantı olmuştur. 1978’de ikinci kez dekan seçildi.

ÇEYREK ASIRLIK HİZMET

1980’de yaş haddinden emekli olan Prof.Dr. Nüzhet Gökdoğan, Astronomi Bölümü’ne 46 yıl hizmet etti. Bölüm Başkanlığı süresince Fransa’da Meudon ve Nice, İsviçre’de Basel, İtalya’da Asiago Rasathaneleri ile ortak araştırma programları geliştirdi. Türk Matematik Derneği’nin (1948), Türk Kadınlar Derneği’nin (1949) kurucuları arasında yer aldı. Türk Astronomi Derneği’nin kurucularından olan Prof. Gökdoğan, 20 yıl kadar bu derneğin başkanlık görevini yürüttü. Uluslararası Astronomi Birliğinin Türkiye temsilcisi ve Güneş Fiziği ile Spektroskopi komisyonlarının üyesi oldu. Ayrıca Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin başkanı olarak, UNESCO’nun düzenlediği okuma yazma yılı nedeni ile, 1970’te Ortadoğu ülkeleri ve Yunanistan’ın katıldığı bir sempozyumu gerçekleştirdi. Akademik yaşamı boyunca 6 ders kitabı çevirdi; 3 ders kitabı yazdı; 13 bilimsel makalesi yayınlandı. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nin kurulmasında ilk adımların atılışında rol oynadı.

Erenköy Kız Liseliler Derneği kurucularından olan, Fransızca, İngilizce ve Almanca dillerini çok iyi bilen Prof.Dr. Nüzhet Gökdoğan; Yüksek Mühendislik Mektebi’nde iken tanıştığı (şimdi merhum olan eski Bayındırlık Bakanı) Prof. Dr. Mukbil Gökdoğan ile 1938’de evlendi. Cumhuriyet tarihinin ilk kadın keman profesörü Gönül Gökdoğan ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Can Gökdoğan'ın annesidir.

“YALNIZ GÖKYÜZÜ VE SİZ…”

“Rasat yaparken dürbünün önündesiniz, hiç kimse yok, yalnız gökyüzü ve siz. Ezici bir duygu. Bir nokta olduğunuzu hissediyorsunuz. Kâinatta bir küçük şeysiniz. Olağanüstü bir duygudur kâinatı gözlemek. Çok büyük bir şeydir o” diyen Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan için meslektaşları şunları söylüyor:

  • Erenköy Kız Lisesi’nde başlayıp Fransa’da noktalanan başarılı bir öğrenim, Alman hocalarla uyumlu bir çalışma sonucu kurulmuş bir gözlemevi ve Astronomi Bölümü, bu bölümde yetişmiş pek çok öğretmen ve akademisyen!.. Ve bu  konuda çalışanların  bugün  hala ellerinden  düşüremedikleri kitaplar!  İşte bir ömrün  mesleki açıdan özeti!” (Prof. Dr. Fatma Esin)
  • “O yıllarda, İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nde – bugünkü Yıldız Teknik Üniversitesi – çalışmaktayım. İstanbul Üniversitesi’ne her gittiğimde, merkez binanın  bahçesindeki sevimli, özenle oluşturulmuş, kitaplarla dolu, her taşında Prof. Gökdoğan’ın emeğinin olduğunu bildiğim İ.Ü. Gözlemevi insanda büyük bir araştırma yapma arzusu uyandırıyor. Binanın her yeri kitaplık, öğretim üyelerinin  odaları da dâhil olmak üzere, ihtiyacımız olduğunda odalara girip dergi ve kitaplardan yararlanabiliyoruz... Böyle bir düzeni kurmak ve çalışanları uyum içinde yaşatmak başlı başına beceri, Prof. Gökdoğan’ın becerisi...” (Prof. Dr. F. Şenel Boydağ)
  • “Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan, sevgi ve bilgiyi her zaman bir arada yaşamış ve yaşatmıştır. Öğrencileri onun her zaman “çalışma arkadaşı’’ olmuş, derslerde, sınavlarda, gezilerde, eğitim ve öğretimle ilgili sorunlarda daima genç düşünceleri öne çıkarmıştır. Cumhuriyet Türkiyesi’nin öncü bilim insanı olarak ve Büyük Atatürk’ün ülkeyi gençlere emanet ettiğinin bilinciyle öğrencilerine daima sevgi ve anlayışla yaklaşmıştır. Genç insanların heyecanlarını her zaman yüreğinde hissetmiş ve onlara ulaşmanın yollarını da çok iyi bildiği için daima büyük saygı ve hayranlık kazanmıştır. Hiçbir sorunun  kavgayla çözülemeyeceğini, bugünün  öğrencilerinin  yarının  kişilikli yetişkinleri olması için  özgür düşünce içinde eğitim almaları gerektiğini savunmuş, bu ilkeyi akademik yaşam biçimi yapmış ve çalışma arkadaşlarına da aşılamıştır. Ülkemiz eşsiz bir bilim insanını yitirmiştir, ama ilkeleri tüm gökbilimciler tarafından canlı tutulacaktır.” (Prof. Dr. Dursun Koçer)

Kaynaklar:

Erenköy Kız Liseliler Derneği

www.tad.org.tr/ani-defteri/nuzhet-gokdogan

https://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCzhet_G%C3%B6kdo%C4%9Fan http://esitlikadaletkadin.org/turkiyenin-ilk-kadin-gok-bilimcisi-nuzhet-gokdogan/  - http://www.bilimtarihi.org/pdfs/gokdogan.pdf


ARŞİV