Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan “Toplumun Görünümü 2024” raporu, Türkiye toplumunun geçirdiği değişimi sayılarla ortaya koydu. Enes Koru ve Şüheda Nur Uzuntaş’ın hazırladığı çalışmada demografi, aile yapısı, eğitim, ekonomi, hukuk, göç ve sosyal kırılganlıklar gibi birçok başlıkta dikkat çeken verilere yer veriyor.
Rapora göre Türkiye’nin nüfus artış hızı yüzde 1,1’e kadar gerilerken, doğurganlık oranı 1,51 seviyesinde kaldı. Bu oran, nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken eşik olan 2,1’in oldukça altında. 0-14 yaş grubu nüfusun toplam içindeki oranı yüzde 20,9’a düşerken, 65 yaş ve üzeri grubun oranı yüzde 10,6’ya yükseldi. Ortanca yaş 34 olarak hesaplanırken, en kalabalık yaş dilimi 40-44 yaş arası oldu.
AİLE YAPISI DEĞİŞİYOR
Rapora göre çekirdek ailelerin oranı geriliyor. 2014’te yüzde 45 olan “anne-baba-çocuk” tipi aileler 2024’te yüzde 38’e düştü. Ortalama hane halkı büyüklüğü ise 2010’da 3,68 iken, 2024’te 3,11’e kadar geriledi. Artık her beş haneden biri tek kişilik hale gelirken, yalnız yaşam biçimi özellikle genç yetişkinler ve yaşlı kadınlar arasında yaygınlaşıyor.
2023 yılı verilerine göre kaba evlenme hızı binde 6,63, boşanma hızı ise binde 2,01 olarak ölçüldü. Aynı yıl 565 bin çift evlenirken, 171 bin çift boşandı. Kadınlarda ilk evlenme yaşı 25,8’e, erkeklerde ise 28,3’e yükselirken, ortalama ilk doğum yaşı 29,2 oldu. Bu veriler, evlilik ve anneliğin ertelendiğini gösteriyor.
EV SAHİPLİĞİ DÜŞÜYOR
Raporda, hane halkı harcamalarının büyük kısmının konut/kira ve gıdaya gittiği belirtildi. Artan fiyatlar nedeniyle temel ihtiyaçlara ayrılan bütçeler, keyfi harcamaların önüne geçiyor. Aynı zamanda kira artışları ve konut fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle ev sahipliği oranı azalıyor; barınma güvencesi özellikle düşük gelirli kesimler için tehdit altında.
YOKSULLUK, ÇOCUK İŞÇİLİĞİ VE GENÇ İŞSİZLİĞİ ALARM VERİYOR
2024 itibarıyla çocukların yüzde 38,9’u hâlâ maddi yoksunluk, düşük gelir ya da işsizlik gibi nedenlerle sosyal kırılganlık riski altında. Yaşlıların dörtte biri benzer risklerle karşı karşıya. Ayrıca 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 19,6’sı çalışmak zorunda kalıyor. 15-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 22,9’u ise ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor.