“Regli konuşmamız gerek”

Kurdukları “Konuşmamız Gerek” adlı oluşum ile regl tabusunu yıkmak için  mücadele eden İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz ile regl mevzusunu konuştuk

01 Ekim 2020 - 13:04

Regl olmak, adet görmek, menstrüasyon, aybaşı, hastalanmak, lekelenmek, renklenmek... Yöresine göre ismi çok ama içeriğini konuşmak hala bir tabu... 

Doktora öğrencisi iki genç kadın olan İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz, bu konuda yüksek sesle konuşuyor! 2016 yılında kurdukları “Konuşmamız Gerek” (We Need to Talk) adlı oluşum ile regl tabusunu yıkmak için mücadele ediyorlar. Regl olan bireylere eğitimler veriyorlar, hijyenik ürünler sağlıyorlar, bir yandan da yasal zeminde regl izni ve ücretsiz ped hakkı için uğraş veriyorlar.

“Konuşmamız Gerek” diyen Eskitaşçıoğlu ve Aldanmaz ile regl konusunu konuştuk.

  • Adınıza istinaden şunu sorarak başlayayım; regl konusunu konuşmamız neden gerekli? Konuşmasak ne olur?

Klişe bir ayrılık konuşmasının ilk cümlesi olabilecek “Konuşmamız Gerek” ismini özellikle seçtik. Çünkü biz, Türkiye’de konuşmaktan kaçınılan, çekinilen bir konuya odaklanıyoruz: regl olmak!

Türkiye’de regl olmak ne yazık ki utanılacak, saklanması gereken bir şey gibi görülüyor. Hala bu deneyimlerini paylaşamayan, regl olduğunu anlamayan, bu deneyimi korku, yabancılaşma, ve travmayla yaşayan, hislerini, merakını, endişesini paylaşabileceği kimse olmayan çok sayıda çocuk ve birey var. Konuşamamak, açık ve doğru bilgiye erişememek regl kavramı etrafında bir tabu duvarı örüyor. Biz, ülkemizde regl tabusunu yıkmayı ve regl yoksulluğunu bitirmeyi hedefliyoruz. Bunun da önemli bir ölçüde açıkça konuşarak mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu yüzden “Konuşmamız Gerek!” diyoruz.

REGL NEDEN TABU?

  • Sizce 21. yüzyılda regl hala neden tabu?

Regl tabusu çok uzun zamandır akademik araştırmaların bir parçası, özellikle 1980-2000 yılları arasında pek çok yayın var. Örnek olarak, “It’s Only Blood: Shattering the Taboo of Mensturation” (Sadece Kan: Menstürasyon Tabusunu Yıkmak) kitabında araştırmacı yazar Anna Dahlqvist’e göre regl olmak başkalarının gözünde çocuk doğurabilecek yaşa gelmek anlamı taşıdığı ve dolayısıyla cinsel birlikteliği çağrıştırdığı için bir tabu meselesi. Bu şekilde düşündüğümüzde 21.yy’da seks, cinsellik ve ergenlik konuları konuşulamazken, regl ile ilgili konuşmak ve bu tabuyu ortadan kaldırmak da zaman alıyor.

  • Regl yoksulluğu kavramını açar mısınız?

Regl yoksulluğu, regl olan bireylerin alım güçlerinin yetmemesi nedeniyle regl oldukları zaman kullanmaları gereken hijyenik ürünlere erişememelerine odaklanır. Mücadele ettiğimiz bir başka konu olan regl tabusu ise, regl olmanın konuşulmaması ve saklanması gereken bir konu olarak görüldüğü sosyal normu anlatmak için kullanılır. Günümüzde ne yazık ki hijyenik ped, tampon gibi menstrüel ürünleri satın alamayan, bu ürünlere erişimi olmayanlar, paçavralar, gazete parçaları hatta yapraklarla regl dönemlerini geçirmeye çalışıyor, bu nedenle ciddi enfeksiyonlar ve sağlık sorunları yaşayabiliyorlar. Dahası, regl tabusu bu konuda açık ve doğru bilgiye erişimi engelliyor ve regl yoksulluğunu bir döngüye itiyor.

  • “Cinsel hijyen ve sağlık konusundaki bilgisizlik birçok insanın sağlığına, hatta hayatına mal olabiliyor.” diyorsunuz. 

Maalesef henüz regl yoksulluğu ile ilgili ülke bazında toplanan bir veri yok. Umuyoruz ki iki doktora öğrencisi olarak biz böyle bir veri havuzu oluşturduğumuz bir araştırma yapacağız. Ancak nicel veriler dışında, hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerden nitel örnekler sunmak mümkün. Öncelikle bizim saha çalışmalarında gözlemlediğimiz regl yoksulluğu örneklerinden başlayalım. Özellikle mülteciler ve mevsimlik tarım işçileri gibi kamplarda yaşayan ve regl olan bireyler hijyenik ped veya tampon gibi malzemelere erişemediklerinden (hem çok pahalı olduğu hem de çevrelerinde bu malzemeleri satan yerlerin sayısının azlığından) kumaş parçaları ve hatta kalın yapraklar kullandıklarını bizlere söylediler. Bizler pedlerimizi 2 saatte bir değiştirebilirken, bizimle aynı ülkede yaşayan bir başkası belki de bir regl dönemi boyunca aynı kumaş parçasını kullanıyor. Her ne kadar yıkasalar da, gerekli dezenfekte malzemeleri de olmadığı için, vajinada gerekli hijyen sağlanamadığından mikrop ve bakterilerin yayılması kolaylaşıyor. Dolayısıyla da bireyin üreme sağlığına mal oluyor.

“PED, LÜKS DEĞİL İHTİYAÇ”

  • Biliyorsunuz ped fiyatları yakın zamanda arttı. ‘Hijyenik ped lüks ürün değil, ihtiyaçtır.’ diyorsunuz. Geçenlerde sosyal medyada bir kullanıcı, “birçok ülkede menstrüel ürün vergileri sıfırlanmış ya da düşürülmüşken Türkiye’de %18 oranında vergi alınıyor. Eczaneden aldığınız herhangi bir ilacın vergisinden çok daha fazla” diye yazmıştı. Bu doğru mu? Sizin çözüm öneriniz ne?

Son dönemlerde, özellikle COVID19 sürecinin yarattığı gelir düşüşüne rağmen hijyenik ped, tampon gibi ürünlerin fiyatında ciddi bir artış söz konusu. Bu regl yoksulluğu sorununu kötüleştiriyor. Her geçen gün daha fazla kişi için erişilmez hale geliyor bu ürünler. Bunun en önemli sebeplerinden biri, menstrüel ürünlerin, sanki lüks tüketim ürünüymüş gibi %18 KDV ile vergilendirilmesi. Bu çok yüksek bir oran.

Bizim çözüm önerimiz ve uzun vade planımız Türkiye’de menstrüel hijyen ürünleri bakımından, günümüzde İskoçya'nın uyguladığı modeli (ücretsiz ped) getirmek. Bunun için öncelikle adaletsiz vergilendirmeden kaynaklanan pahalılık sorununa yönelmek gerekiyor. Hijyenik ped vb. ürünlerin lüks ürün olarak değil, temel ihtiyaç olarak vergilendirilmesini sağlamak istiyoruz. %18 oranındaki KDV’nin %5’e düşürülmesi gerek. Bu konuda milletvekili Sera Kadıgil, kadınların ve trans bireylerin menstrüel dönemde zorunlu ve temel olarak kullanmak zorunda oldukları hijyen ürünlerindeki vergi oranının düşürülmesi için kanun teklifi vermişti. Hala komisyonda bekliyor. Dünyada birçok ülkede kadın hareketinin başarılı mücadelesi sonucu kaldırılan bu verginin, Türkiye'de indirilmesi için imza toplanıyor. 

İkinci olarak, hijyenik ped gibi ürünlerin kamusal alanlarda, ortaokul lise ve üniversitelerde, spor ve gençlik merkezlerinde ücretsiz temin edileceği bir sistemi hayata geçirmek istiyoruz. Konuşmamız Gerek olarak, en azından somut bir fark yaratmaya başladığımızı, çabalarımız sonucu regl yoksulluğu ve regl tabusu konularının Türkiye’de artık daha fazla konuşulduğunu söyleyebiliriz.

  • Saha projelerinizde neler yapıyorsunuz?

Ulaşmak istediğimiz, menstrüel ürünlere erişimde sıkıntı yaşayan üç kırılgan grup var: mevsimlik tarım işçileri, mülteciler ve köy okullarına giden kız çocukları. Bu ara yalnızca kırsalda değil büyük şehirlerde de bu ürünlere erişemeyen çok sayıda insan var. Büyük şehirlerde gecekondu mahallelerinde veya mültecilerin ağırlık yaşadıkları bölgelere odaklanıyoruz. Saha projelerimiz aracılığıyla mahallelere, köylere, mevsimlik işçilerin yaşadıkları kamplara gidiyoruz. Gönüllü doktorlarımız aracılığıyla ergenlik, regl olmak, kişisel hijyen gibi konularda bilgiler veriyor, regl olmak hakkında rahatça konuşulabilen güvenli bir ortam yaratıyor, soru-cevap oturumları yapıyoruz. Bir eğitim sömestri veya bir hasat mevsimi boyunca yetebilecek miktarda hijyenik ped temin ediyoruz. Bugüne kadar Hakkari’den Sivas’a, Adana’dan Ankara’ya toplam 7 büyük saha projesi gerçekleştirdik, ve bugüne dek 8 bin faydalanıcıya ulaştık.

Eğitici içerikler ve kaynaklar üretmeye çalışıyoruz. Ulusal ve uluslararası platformlarda konuşup, bu konuya elimizden geldiğince dikkat çekmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla biz saha projeleri ile bu ürünleri temin edip bilgiledirmeler yaparken, aynı zamanda bakın böyle bir sorun var, bu ürünler çoğu insan için satın alınabilir değil mesajını da vermeye çalışıyoruz.

  • Çalışan kadınlara regl izni verilmesi konusunda çalışmalarınız neler?

Biz bu uygulamayı destekliyoruz. Regl ağrısı kimileri için çok zorlayıcı olabilir, hatta endometriosis gibi kronik hastalıklar söz konusu olduğunda günlük işlerin sürdürülmesine engel olabilir. Çalışanların regl ağrısı sebebiyle izin istediği hallerde bu ciddiye alınmalı ve bunun sağlıkla ilgili önemli bir konu olduğu göz önünde bulundurulmalı. Türkiye’de bunu ilk hayata geçirenler Tunceli Belediyesi ve İzmir Barosu oldu. Yakın zamanda Zomato Türkiye de bu uygulamayı hayata geçirdiğini duyurdu. Bu gelişmeleri mutlulukla takip ediyor, örnek gösteriyoruz. Regl izni uygulaması hem çalışma ortamını biyolojik ihtiyaçlara uygun bir hale getirerek esneklik sağlıyor, hem de işyerinde regl tabusunun kırılmasını mümkün kılıyor.

REGL KILAVUZU HAZIRLADILAR

  • “Regl olmayanlar için regl kılavuzu” hazırladınız. Nedir bu kılavuz?

Bu yaz ekip olarak yaptığımız bir Zoom toplantısında beyin fırtınası yaparken regl tabusunun devam etmesindeki en büyük nedenlerden birinin regl olmayan insanların bu konuda yeterli bilgiye sahip olmamaları olduğunu fark ettik. Bir anlamda, regl ile ilgili konuşulmaması gerektiğini söyleyen kişilerin arasında regl olmayan insanların çoğunlukta olduğunu ve belki de regl olmanın ne demek olduğunu, bireylerin neden regl olduğunu ve regl olan bireylerle nasıl sağlıklı iletişim kurabileceklerine dair bilgileri artarsa, bu konuda konuşmakla ilgili olumsuz tutumlarının değişebileceğine inandık. Tam da bu amaçla, babalara, ağabeylere, akrabalara, öğretmenlere, partnerlere, yöneticilere ve çalışma arkadaşlarına yönelik bir “Regl Olmayanlara Regl Kılavuzu” hazırladık. Ayrıca interseks, non-binary ve trans deneyimi olan bireylerin regl deneyimlerine ilişkin bir bölüm de bulunuyor bu kılavuzda. Kılavuz, hem menstrüasyon döngüsünü detaylı bir şekilde anlatıyor hem de belirli koşullarda regl olan bireylerle nasıl sağlıklı iletişime geçilebileceğine, yaşama, eğitim ve çalışma alanlarını nasıl regl dostu bir halde getirebileceğimize dair pratik öneriler sunuyor.

  • Bu işin bir de ‘erkekler’ tarafı var. sosyal medyada “regl olunca dünyaya duyurmasanız” diyen bir erkek kullanıcıya, “platform bile kurduk!” diye yanıt verdiniz. :) Erkeklerin çoğu, neden bu konudan kaçıyor? Aslında düşünüldüğünde kadınların sağlıklı regl döngüleri, onları da ilgilendiriyor olmalı, değil mi?

Kesinlikle. Aslında erkek/kadın diye ikili cinsiyet tanımını kullanmadan, regl olan ve olmayan bireyler diye konuşabiliriz. Tam olarak kılavuzu neden yapmak istediğimizi anlattığımızda söylediğimiz gibi, regl olmayan bireyler, regl olan bireylerle yaşıyorlar ve regl olmayı kafalarında normalleştirmeleri gerekiyor. Bu konunun tabu haline gelmesindeki en büyük neden de aynen o yanıt verdiğimiz tweet’te yazıldığı gibi “regl olunca dünyaya duyurmasanız” diyen zihniyet. Kendisinde bunu söyleme gücünü hisseden kişilerin başka bireylerin deneyimlerini yaşama şekillerine karışma hakkını kendinde bulan ve bunu oldukça normal karşılayan kişiler olduğunu belirtmek gerekli. Ve maalesef, bu gücü hissetmelerinin temel sebebi bilgisizlik. Böyle düşünen kişileri hazırladığımız kılavuzu okumaya davet ediyoruz. Akıllarına takılan bir soru olursa da bize her zaman ulaşabilirler :)

  • Bu anlamlı ve gerekli çabanız ile 2020 yılının “Fark Yaratanlar”’ından biri oldunuz.

Evet, Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’nda 11. sezon kapsamında seçilen 5 fark yaratandan biri olduk. Yani aslında, mücadelemiz bu programla ivmelendi ve güç kazandı diyebiliriz.

  • Hangi kişi/kurumlar size nasıl destek oluyor?

Doktora öğrencisi iki genç kadın olarak mücadelemizi sürdürmeye çalışıyoruz. En büyük destekçimiz ailelerimiz, arkadaşlarımız, ve çekirdek ekibimizde yer alan gönüllülerimiz ve stajyerlerimiz. Saha çalışmalarımızda görev alan saha gönüllülerimiz ve eğitimlerimizde bize eşlik eden, içeriklerimizin hazırlanmasında danışmanlık veren gönüllü doktorlarımız var. Bugüne kadar Orkid, Molped gibi hijyenik ped markalarından hijyenik ped desteği aldık. TOÇEV gibi köklü vakıfların yanında, il milli eğitim müdürlükleriyle, ve saha çalışmalarımız için en çok da belediyelerle işbirlikleri yapma fırsatımız oldu.Sabancı Vakfı gibi kurumsal kapasitemizi geliştirmek için destek aldığımız saygın kurumları da unutmamak gerek elbette.

Şu anda dernekleşme aşamasındayız ve henüz bir tüzel kişiliğimiz olmadığından para bağışı kabul edemiyoruz. Ancak bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz bütün saha projelerini ayni ped bağışları ve gönüllülükle yürüttük. İlk saha projemizi bir kek-börek kermesinden biriktirdiğimiz paralarla yapmıştık. Şu anda da yani dernekleşme sürecimiz tamamlanana kadar hiçbir para yardım almıyoruz

  • Sizin tanımınızla, 'regl olan bir birey' ve gazeteci olarak teşekkür ederim. Başka bir şey eklemek ister misiniz?

Hazır sesimizi Gazete Kadıköy aracılığıyla duyuruyorken, Kadıköy Belediyesi’ne bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Kadıköy belediyesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini belediyecilik ve yönetişim anlayışının temeline yerleştirmiş durumda zaten. Belediyenin kamuya açık alanlarını regl dostu bir hale getirmek, hatta belediye merkezlerinde hijyenik ped gibi ürünleri erişilebilir kılmak için kapsamlı bir eylem planı geliştirebiliriz. Belediyeler, yerel yönetimler bizim en değerleri partnerlerimiz oldular saha çalışmalarımız boyunca. Kadıköy Belediyesi’ni de gelecekteki partnerlerimiz arasında görmek isteriz.

konusmamizgerek.org

Regl Olmayanlar İçin Regl Kılavuzu: https://konusmamizgerek.org/wp-content/uploads/2020/09/regl-kilavuzu-2_compressed.pdf
 



 


ARŞİV