Mario Levi’ye veda

Kadıköylü usta yazar Mario Levi aramızdan ayrıldı. Bir dönem Gazete Kadıköy için köşe yazıları yazan Levi, “Ben Kadıköylüyüm. Bu semtin son yarım asrını sokakları, denizi, çam ve meyve ağaçları, iğde ve ıhlamur kokuları, çiçekleri, bahçeli evleri, açık hava sinemaları, parkları ile tarihini tüm yaşanmışlıklarıyla yazabilecek kadar” diyordu

02 Şubat 2024 - 13:25

Kadıköylü yazar Mario Levi, hayatını kaybetti. Levi'nin vefatını Buart Sanat Atölyesi sosyal medya hesabından, "Canım hocamız, edebiyatımızın duygulu ve güçlü kalemi, eşsiz insan, bir tanemiz Mario Levi'yi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Edebiyata, bizlere katkıları için minnettarız. Tüm sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyoruz" ifadeleriyle duyurdu.

"İstanbul Bir Masaldı", "En Güzel Aşk Hikayemiz",”Bir Cuma Rüzgarı Kadıköy”, “Madam Floridis Dönmeyebilir” "isimli kitapların da aralarında bulunduğu birçok esere imza atan Mario Levi, bir dönem gazetemizin köşe yazarlarındandı.

Usta yazar 1 Şubat Perşembe günü  Acıbadem Musevi Mezarlığı'nda  düzenlenen cenaze törenin ardından toprağa verildi. 

Kadıköy ile Kadıköylülerle ilgili geçmişe ve bugüne dair pek çok yazı yazan Levi “Kadıköy ve Kadıköylüler için yazmak, yaşadığım duygulara başka bir anlam kazandırıyor” diyordu. Mario Levi’yi saygıyla anıyor, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Levi’nin 21 Temmuz 2016 tarihinde gazetemiz için yazdığı yazıyı paylaşıyoruz.

Kadıköylü Olmak Kadıköy'de Kalmak

“Ben Kadıköylüyüm.

Anlata anlata bitiremeyeceğimi bildiğim şehrimin başka herhangi bir semtinden, mahallesinden geriye, evime döndüğümde, şükürler olsun, memlekete vardık, diyecek kadar…

Ben Kadıköylüyüm.

Bu semtin son yarım asrını sokakları, denizi, çam ve meyve ağaçları, iğde ve ıhlamur kokuları, çiçekleri, bahçeli evleri, açık hava sinemaları, parkları ile tarihini tüm yaşanmışlıklarıyla yazabilecek kadar. Gezdiğim, gördüğüm, aralarında çok sevdiğim, Paris, Madrid, Barcelona, Kudüs, Roma, Venedik, Londra, Berlin, Viyana, Amsterdam, Vancouver gibi şehirlerin de bulunduğu muhtemelen yüzü aşkın şehrin bende bıraktığı, her biri bir başka değer taşıyan, unutulmaz anlara ve fotoğraflara rağmen, Kadıköy Çarşısı’nın dünyanın en güzel köşelerinden biri olduğunu söyleyecek kadar. Bu fikrimde samimiyimdir. Dünyanın hiçbir şehrinde kendimi Çarşı’daki gibi evimde hissetmemişimdir. Her bir metresi ayrı bir kıymet taşır benim için. Her bir rengi ayrı, her bir kokusu ayrı…

Ben Kadıköylüyüm.

Burayı mekanları için severim. Pastaneleri, kafeleri, şekercileri, meyhaneleri için. Kitapçıları ve sahafları için. Balıkçıları, turşucuları, mezecileri, ciğercileri, börekçileri, fırınları ve kasapları için. Camileri, kiliseleri ve havraları için. Ezan ve çan sesleri için. Vapurları ve iskeleleri için. Sahilleri için. Dar sokakları ve yokuşları için. Eski, zamanın yıpratıcılığına, talanına direnmiş evleri için…

Ben burayı insanları için de çok severim. Genç nüfusu için. Onların rahat kıyafetleri için. Kadınlı erkekli, hayatı paylaşmayı bildikleri için. Kadına kadınlığını yaşatabildiği için. Güngörmüş, gerçek şehirli, her biri ayrı bir hikaye yaşamış yaşlıları için…

Tarih koktuğu için. Bu tarihten bir kimlik çıkarmayı bildiği için.

Ben Kadıköylüyüm.

Çünkü burada insanlar birbirleri üzerinde bir tahakküm kurmaya çalışmazlar. İstisnalar vardır şüphesiz, mutlaka vardır ama genelde böyle bir hava eser buralarda. Kadıköy özgürlüğünü önemser çünkü, dahası başkasına aşılamak, taşımak ister.

Buranın insanları, has Kadıköylüler, mütevazıdır.

Buranın insanları dışarıda, kendi mekânlarında, çay bahçelerinde, küçük lokantalarında görünmeye ve birbirlerini görmeye düşkündür.

Buranın insanları arasında uzun yürüyüşlere çok düşkün olanlar da vardır. Çünkü semtin yapısı buna uygundur, dahası insanı çağırır.

Kadıköylü içki içiyor diye kimseyi kınamaz, engellemeye çalışmaz. Çünkü içki içenler de mütedeyyin insanlara karışmaz. Hatta tersi ayıplanır, kabul görmez. Çünkü geleneklere uygun değildir.

Bunlar hep has Kadıköylüler için geçerlidir. Kadıköy’ü benim gibi hep korumak ve yaşatmak isteyenler için.

Ben Kadıköylüyüm.

Tanrı’dan son nefesimi burada vermemi sağlamasını dileyecek kadar. Başka bir yerde yaşamaya mecbur kalabileceğim günleri asla göstermemesini dileyecek kadar da…

Ben Kadıköylüyüm.

Kadıköylünün güneşin batışını, İstanbul semalarında her gün kayboluşunu seyretme imkanına sahip olduğu için zaman zaman romantik bir havaya büründüğünü  de bilirim üstelik. Aynı Kadıköylünün güneşin doğuşuna her anlamda inandığını da…

Ben Kadıköylüyüm.

Bilirim, hem de çok iyi bilirim.

Kadıköy asla sadece bir semt değildir.

Bilirim, hem de çok iyi bilirim.

Kadıköy, bir semtin çok ötesinde, bir hayat tarzıdır. Bir hayat tarzı… Asla kaybetmek istemeyeceğim bir hayat tarzı…

Şimdi ben bunları, zaten çok iyi bildiklerinizi size niye mi anlattım?

Daha önce kitaplarımda, birçok farklı yazımda, röportajlarımda, televizyon programında, üniversitedeki derslerimde, dost meclislerinde defalarca, farklı kelimelerle ifade ettiklerimi neden mi bir daha dile getirme ihtiyacını duydum?

Bilmem ki…”

Etiketler; mario levi

ARŞİV