Sıcak kumlardan kış olimpiyatlarına

Jamaika... Bütün dünyada Bob Marley, reggea müziği, rastayla tanınan bu tropikal ada ülkesi 1988 Calgary Kış Olimpiyatları'yla beraber artık bobsled (kızak) takımıyla da anılmaya başladı. Jamaika bobsled takımının hikayesi hayallerin peşinde koşmanın, inancın, takım olmanın örneği olarak bütün dünyada takdir gördü, sevildi. Hatta o kadar sevildi ki Hollywood bu hikayeyi Cool Runnings (Üşütük Popolar) adıyla filme bile çekti...

04 Şubat 2022 - 11:16

Dünyanın neresine giderseniz gidin, karşılaştığınız insanlara Jamaika dediğinizde alacağınız cevaplar üç aşağı beş yukarı aynı olur: Bob Marley, reggae müziği, rasta, tropikal iklim, harika kumsallar… Ancak 1988 yılında başlayan ve merkezinde sporun, inancın, hayallerin peşinde koşmanın olduğu hatta Hollywood’un filmini çektiği bir hikâye artık Jamaika dediğinizde alacağınız cevaplara eklenmiş durumda. Bu, bütün bir yıl sıcak ve nemli bir tropikal iklimin hüküm sürdüğü Jamaika’nın bobsled (kızak) takımının kış olimpiyatlarına gidişinin hikâyesi.

TAHTA ARABA YARIŞI İLK KIVILCIM
Jamaika’da yaşayan iki ABD’li iş insanı George Fitch ve William Maloney’in 1987’de, bizde her yıl Rize Hemşin’de ‘Formulaz’ adıyla yapılan tahta araba yarışları benzerine Jamaika’da rastlamalarıyla akıllarına düşen fikir, dünyada ses getirecek, Hollywood’un ‘Cool Runnings’ (Üşütük Popolar) filmine ilham verecek hikâye için başlangıç olur. İki kafadar, tahta araba yarışlarının kış olimpiyatlarının vazgeçilmezi bobsled’e çok benzediğini düşünür ve Jamaika’dan bir bobsled takımı çıkarma fikrinin peşine düşer. Konuyu Jamaika Olimpiyat Komitesi’ne götürürler. Komitenin öneriyi ilk duyduğundaki yüz hali nasıl olmuştur bilenmez ama tropikal iklim için hayli soğukkanlı bir cevap verirler: Ordudan yardım isteyelim. Jamaika’nın bir ordusu olduğu şaşırtıcı gerçeğiyle yüzleşen iki kafadar, bu kez onların kapısını çalar. Jamaika ordusu kendisinden beklenen cevabı verir; dört asker bu iş için görevlendirilir ve Jamaika’nın buz hikâyesi başlar.

SENARYO VE GERÇEK ARASINDA
Jamaika ordusunda askerlik yaparken, emir demiri keser anlayışıyla kendilerini bir anda Jamaika bobsled takımının ilk üyeleri olarak bulan Dudley Stokes, Devon Harris, Michael White ve Chris Stokes hemen çalışmalara başlar. Çılgın fikrin sahibi Fitch ve Maloney, takımın aynı zamanda maddi sponsorudur. Çalışacak kızakları temin ederler, ABD ve Avusturya’dan takım için antrenör bulurlar. Takım ABD ve Avusturya’da kamp yapar, küçük yarışlara katılmaya başlar. Amaç 1988’in şubat ayında Kanada’nın Calgary şehrinde gerçekleşecek kış olimpiyatlarına giriş vizesi alabilmektir. Burada bir parantez açmak gerek. Beş yıl sonra çekilen Cool Runnings filminin konusunda gerçek hikâyeden farklı olarak ‘Hollywood dokunuşları’ göze çarpıyor. Gerçekte takım görevlendirilmiş askerlerden oluşurken, filmde atletizm takımına giremeyen ‘romantik serseri’ gençlerden oluşan bir takım görüyoruz. Jamaika şartlarından dolayı olanaklarının harika olduğu söylenemez ancak filmde resmedildiği gibi boş ahşap fıçılardan kızak yapmak, profesyonel bir kızakla yarıştan birkaç gün önce karşılaşmak gibi bir durum da söz konusu değil. Ayrıca filmde ‘soğuk savaş’ dönemi dokunuşları da göze çarpıyor. Doğu Alman takımı, Jamaika takımına kötü davranıyor, aşağılıyor. Ancak takım üyelerinin yıllar sonra verdiği röportajlara bakılırsa, diğer takımların onlara kötü davranması bir yana müthiş bir sevecenlik ve dostlukla karşılanmışlar. Diğer tüm takımlar onlara yardımcı olmuş.

HEP DENEDİN HEP YENİLDİN
Kaldığımız yere geri dönersek; Jamaika bobsled takımı yabancı antrenörlerin desteği, kampların ve çalışmanın neticesinde 1988 Calgary Kış Olimpiyatları için gereken dereceyi gerçekleştiriyor ve vizeyi alıyor. İki ABD’linin çılgın fikri, emirle görevlendirilen dört Jamaikalı gencin verdikleri ortak emekle beraber ‘takım’ olmaları, olimpiyat vizesi almaları… Gerçek hayat senaryodan da daha güzel ilerliyor. Ta ki final yarışına kadar. Yarış onlar için gayet iyi başlıyor ancak son metrelerde kızağa hâkim olamıyor ve devriliyorlar. Jamaika bobsled takımının ilk olimpiyat hikâyesi derecesiz ve sıralamaya giremeden bitiyor. Ama başardıkları çok fazla şey var. Jamaika gibi tropikal bir ada ülkesinde bobsled kültürü yaratıyorlar. İkili bobsled takımları zaman zaman olimpiyat vizesi alıyor, kadın bobsled takımı kuruluyor ve 2014 ile 2018 kış olimpiyat oyunlarına katılma hakkı kazanıyor. Hikâyeyi yazan ilk takım ise son olarak 1998 Nagano Kış Olimpiyatları’na da katılıyor ancak Jamaika dörtlü ana bobsled takımından bir daha haber alınamıyor. Ta ki geçtiğimiz günlere kadar. Uluslararası ajanslarına düşen bir haber spor romantiklerini hayli heyecanlandırdı. Bu hafta başlayan 2022 Pekin Kış Olimpiyatları’na Jamaika bobsled takımı da 24 yıl sonra katılmaya hak kazanmıştı. Belki bu sefer boyunlarına bir madalya takmayı başarırlar. Başaramazlarsa da en azından bizlere Samuel Beckett’in o meşhur cümlelerini hatırlatmış olurlar: Hep denedin hep yenildin. Olsun. Gene dene gene yenil. Daha iyi yenil…          


ARŞİV