Geçmişten Günümüze Olimpik İkonlar: Dick Fosbury

1968 Mexico City Olimpiyatları’nda 2 metre 24 santimetrelik atlayışı ile izleyenleri şaşkına çeviren kimilerince komik kimilerince tembel bulunan modern sırt üstü yüksek atlama tekniğinin mucidi bir nevi spor devrimcisi Dick Fosbury

27 Şubat 2024 - 15:48

Sporun en büyük öncülerinden biri olan, yüksek atlama branşında tüm sporcuların yüz üstü atladığı dönemde, bu tekniği tamamen değiştirerek sırt üstü atlayan ilk isim olan Dick Fosbury, 1968’de Meksika’nın başkenti Mexico City’de düzenlenen olimpiyat oyunlarında bu tekniği ile altın madalyayı kazanmıştı. Fosbury Sıçrayışı” ismiyle spor literatürüne giren bu atlayış, günümüz yüksek atlama sıçrayış tekniği olarak kullanılıyor. Basketbol oynadı, atletizm koştu ve zıpladı. Basketbol ve atletizmin farklı alt dallarında denediği spor kariyeri büyük başarısızlıkla sonuçlandı. Bunlar yetmez gibi fiziği de son derece zayıf, ayakları yetersizdi. Bu birleşimin neticesini tahmin etmek hiç zor değildi… Denediği bütün sporlarda vasatın üzerine hiç çıkamadı, belki de bunun rahatlığıyla sonunda en yükseğe gözünü dikti.

 

Dünyanın En Tembel Yüksek Atlayıcısı

Oregon’da lise yıllarında kendi yarattığı ve o güne dek yüksek atlamada denenmemiş bir teknik olan ve hatta bir spor branşını ters yüz eden tekniğe kendini adadı. Yarattığı teknik o güne dek hiçbir yüksek atlamacının denemediği sırtını barın üzerine verip bükerek yani adeta süzülerek gerçekleştirilen modern uzun atlamaydı. Önceki atlama tipi bara  yüzü dönük atlamaydı şimdilerde engelli yarışlardaki engel üzerinden atlamaya benzer bir yöntemdi. Bu önceki teknikte birkaç atlama türü vardı ve ortak tek özellikleri ise atletlerin barı geçtikten sonra ayaklarının üzerine sakince inmeleri üzerine kurulu olmasaydı. Dick belki de kendi fiziksel yetersizliklerinin farkında olarak bu yöntemle kendisinin başarıya ulaşamayacağını düşünüp, atlama barına sırtını vererek yani adeta kuğu gibi süzülerek ters atlamaya karar verdi. Bu yöntem tahmin etmesi hiç zor olmayacağı üzere lise koçlarından ve çevresinden büyük tepkiler aldı, hatta tepki almasından da öte insanlar ona gülebilmek için antrenmanlarında tribünleri dolduruyorlardı.  Bu yöntem henüz başarı kazanamadığından ve dönemine göre fazla devrimci kaldığından olacak ki dönemin otorilerilerinin ortodoks bakış açısından ve zalim yorumlarından nasibini aldı. Kendisine ‘’Dünyanın En Tembel Yüksek Atlayıcısı’’ lakabı takıldı. Bu eleştirileri kendine motivasyon olarak mı aldı bilinmez ama bu durum Dick’in azmini azaltmak şöyle dursun yarattığı tekniğini mükemmelleştirmek için her geçen gün daha çok çalıştı. Dick lisedeki üçüncü yılında geliştirdiği tekniğiyle NCAA şampiyonluklarını da cebine koyarak 1968 Mexico Yaz Olimpiyat Oyunlarına katılmaya hak kazandı. 

Bir Sporun Ters Yüz Edilişi

1968’in Ekim ayına geldiğimizde ise ‘’Dick Fosbury’’ ismini duymamış milyonlara öğretecekti, mindere yaklaştığında ne hissettiğini sadece kendisinin bildiği, beyaz lacivert Adidas ayakkabılı kısa beyaz şortlu genç kendisine kahkaha atmak için antremanlarını izlemeye gelenlere zarif bir tebessüm gönderecekti. Mindere yaklaştı ve saniyeler süren performansıyla yüksek atlama branşını tamamen değiştirdi, Fosbury’den öncesi ve sonrası olarak uzun atlamanın miladını yarattı.

1968 Mexico City’de düzenlenen yaz olimpiyat oyunlarında  son atlayışında başarılı oldu ve altın madalyasını alarak bir şampiyon ve bir rekortmen olarak evine döndü. 

Lise sporcusu olarak başlayan ve çok kısa bir süre içinde şampiyon olan Dick’in bu atlayışı dünya çapında ün kazanmasına sebep olmuştu.

Domino Etkisi: Fosbury Flop

Olayın devrim kısmı tam olarak burada başlıyor aslında, kendisinin sırt üstü atlama tekniği son derece gülünç bulunmuş olmasına karşın kazandığı başarı bütün bu gelenekçi zihniyeti yerle bir etmeye yetmişti ve kendisinden sonra gelen atletleri etkilemişti. Kendisinin spor literatürüne soktuğu ‘’Fosbury Flop’’ 1968 Mexico City Yaz Olimpiyatlarının ardından öyle hızlı benimsendi ki sadece dört yıl sonra gerçekleştirilen 1972 kanlı Münih Olimpiyatlarına da bu atlayış damga vurdu. O güne dek yüzüstü yani eski stil atlayan 40 atletin 28’i bu teknikle atlama denemişlerdi. 1978 Olimpiyatlarından sonra ise bütün atletler bu yöntemle atmışlardı. Sporcu kimliğinin ve başarılarının yanında olimpizm değerlerine gösterdiği saygı, kararlılık, takım çalışması, çalışkanlık gibi özellikleri de devrimci sporcu kimliğiyle güzel bir bileşen oluşturdu. Fosbury, bütün olmazlara ve fiziksel imkansızlıklara adeta ‘’Ters yüz edelim belki o zaman başarırız’’ dercesine kendi yolunda gitmeyi başardı. Kendisine baktığımızda herkesin yolunun ve yokuşlarının bambaşka olduğunu görerek ilham alıyoruz.



 


ARŞİV