Geçmişten Günümüze Olimpik İkonlar-1

2024 Paris Olimpiyat Oyunları’na altı aydan az bir süre kaldı. Olimpiyat ruhuyla özdeşleşmiş ikonik karakterler, trendler ve olaylar her hafta bu köşede sizlerle olacak…

20 Şubat 2024 - 16:31

1936 Berlin Olimpiyatları dünya tarihine geçen birçok olayın yanı sıra bizler için de bir ilki yaşatmasıyla ünlü. Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni, Türkiye’yi olimpiyat sahnesinde temsil eden ilk kadın sporculardı.

Halet Çambel

Halet Çambel, dönemin Berlin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa'nın kızı Remziye Hanım ve Berlin askeri ataşesi Cemil Bey'in kızı olarak 1916’da Berlin'de doğdu. İsviçre ve Avusturya'da bir süre yaşadıktan sonra 1924’te, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ailesiyle Türkiye'ye döndü. Eğitimine Arnavutköy Kız Lisesi’nde devam eden Çambel, fiziksel bakımdan yaşıtlarına oranla cılız bir çocuktu.

"Bana ölecek gibi bakarlardı"

Hatta bizzat kendisi o günleri anlatırken "bana ölecek gibi bakarlardı" diyor. Sporun bu sağlıksız görüntüsüne çare olacağını düşünerek aynı anda yüzme, kürek, eskrim, bisiklet, binicilik, okçuluk gibi çeşitli spor dallarıyla ilgilendi. Okuduğu Almanca kitaplardaki şövalyelerden etkilenen Çambel'in eskrime olan ilgisi başkaydı. O dönem Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde antrenörlük yapan ve bir Beyaz Rusya subayı olan antrenör Alexander Nadolski'den eskrim dersleri aldı. Daha sonra yurt genelindeki yarışmalara ve Cumhuriyet'in 10. yılında Ankara'da yapılan gösterilere eskrimci olarak katıldı. Mezuniyetinden sonra arkeoloji eğitimi almak için Fransa Hükümetinden aldığı bursla Sorbonne Üniversitesi’nde eğitime başladı. Paris’te de spordan kopmayan Çambel, eskrim ve binicilik çalışmalarına devam etti. Burada bir yıl geçirdikten sonra Türk spor tarihinde bir ilki deneyimledi ve Suat Fetgeri Aşeni ile beraber Olimpiyat Oyunlarına katılan ilk iki Türk kadın sporcudan biri oldu.

"Kendi stilimizi kaybettik..."

Ancak olimpiyatlara gitme kararı federasyon tarafından son anda alınmıştı. Macaristan’a giden ekipte Çambel'in esnek tarzına alışık olduğu hocası Nadolski yoktu. Budapeşte’deki spor okulunda hiç tanımadığı bir Macar antrenörle çalışan Çambel, "Kendi stilimizi kaybettik ve yeni bir teknik kazanamadık." diyor.

Hitler'le Görüşmeyi Kabul Etmedi

Almanya’da Hitler’e takdim edilmek istendiğinde, "Hükümetimiz bizi gönderdiği için mecburen geldik. Hitler rejimine gelmezdik." dedi. Çambel çocukken fiziksel olarak zorluk çekmişti belki ama artık olimpik bir sporcuydu ve duruşu dikti. Spor yaşamı sona erdikten sonra yaşamına arkeolog olarak devam eden Çambel ülkemizin bu alanda yetiştirdiği en önemli isimlerden biri oldu. 1940’ta Karatepe’deki Hitit yerleşiminde hiyerogliflerin çözülmesini sağladı. İstanbul Üniversitesi’nde Tarih Öncesi Arkeoloji Bilim Dalı Başkanlığı'na getirildi. Akademik kariyerinden sonra Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına arkeolojik kazılarda bulunmaya devam etti.  Böylesine başarılarla dolu bir yaşamın sırrını kendi sözleriyle verdi: "Çalışmak, çalışmak, çalışmak."

Suat Fetgeri Aşeni

Suat Fetgeri Aşeni, 1916 yılında spora pek de uzak olmayan bir ailede doğdu. Babası Ahmet Fetgeri Aşeni, gençliğinde cimnastik ve güreşle ilgilenmişti. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün ve Türkiye’nin ilk resmi spor teşkilatı olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurucularındandı. Beşiktaş, Türkiye Güreş Federasyonu ve Türkiye Atletizm Federasyonu başkanı olarak da görev yapan önemli bir spor insanıydı. Amcası Mehmet Ali Bey ise halterci ve cimnastikçiydi.

Ailesinin sporla bu denli iç içe olmasıyla ve onlardan aldığı destekle çok küçük yaşta cimnastiğe başladı. Spor yaşamına daha sonra eskrimle devam ettti. Bu sporu yapan tek kadındı. Yani karşısına çıkan bütün rakipleri erkekti. Bir süre sonra yakın arkadaşı Halet Çambel de eskrime başladı. Çambel'le beraber o da Nadolski’den eskrim dersi aldı ve ikilinin kader ortaklığı 1936 Berlin'de de devam etti.

Baba ve Kızı Olimpiyatlarda

Önemli bir spor insanı olan babası Ahmet Fetgeri Aşeni olimpiyat kafilesinde görevliydi. Baba-kız olimpiyatlarda, dünyanın en büyüleyici organizasyonundaydı ve bu onlar için unutulmaz bir deneyimdi. Suat Aşeni'ye göre denenmemiş olanı deniyor, hiç çıkılmamış bir yola çıkıyor ve bu yolları aşıyorlardı. "Bu yolun sonunda her zaman zaferler, ödüller olmaz. Ancak yolun kendisi bunlardan çok daha kıymetlidir." diyen Aşeni, Çambel'le birlikte, kadınlara açılan Olimpiyat yolunun önderi oldu. Belki kayda değer bir başarı gösteremediler. Fakat yolun açılması adına çok büyük bir adım attılar. 


ARŞİV