Futbolun ilk süperstarı: George Best

Sadece sportif başarıları değil hayatlarıyla da insanlara ilham kaynağı olan, yaptıklarıyla dünya tarihine geçen sporun büyük isimlerinin hikâyeleri artık her hafta bu köşede olacak...

24 Kasım 2023 - 10:41

Avrupa'da yılın futbolcusu seçildiği, Manchester United'la Avrupa şampiyonluğu yaşadığı günler çok uzakta değildir ama kariyerinin de düşeşe geçtiği günler başlamıştır. Artık cicim ayları bitmiş, gazetelerdeki sayfa sayfa eleştiriler kendisini hedeflemektedir. Tam da o günlerin birinde lüks bir kumarhane otelin kral dairesinde, yatağın üzerini tamamen kâğıt paralarla kaplamış, o paraların üzerindeyse ismini hiç açıklamadığı dönemin 'Miss World'lerinden biri uzanmaktadır. O esnada kapı çalar ve biraz önce sipariş ettiği pahalı şampanyayla beraber garson gelir. Muhtemelen her İngiliz gibi koyu bir futbolsever olan garson şampanyayı masaya bırakırken odadaki manzarayı süzer ve ona doğru dönerek şöyle der: Hata neredeydi George?

'SANA BİR DAHİ BULDUM'
İngilizlere göre futbol tarihinin en iyisi, bağımsız birçok gözlemciye göre ise tarihin en iyilerinden biri olan George Best, 22 Mayıs 1946'da Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfest'ta dünyaya geldi. Richard ve Anne Best çiftinin 6 çocuğunun en büyüğü olan George, küçük yaşlardan itibaren yerel bir kulüp olan Glentoran'da top oynamaya başladı. Hayatının dönüm noktası ise 1961 yılında, daha 15 yaşındayken ünlü İngiliz kulübü Manchester United'ın yetenek avcısı Bob Bishop'un dikkatini çekmesiyle yaşandı. Bishop onu keşfettikten sonra telefona sarıldı ve Manchester United'ın efsane teknik direktörü Matt Busby'i aradı: Patron sana bir dahi buldum...

15 yaşında Manchester'ın yolunu tutan Best ilk maçına ise 17 yaşında çıktı. İlk golü içinse fazla beklemedi; Burnley'e karşı çıktığı kariyerinin ikinci maçında ilk golüne imza attı. İlk sezonu hiç fena değildi, 26 maçta attığı 6 gol ve ligde gelen ikincilik. Bir sonraki sezon ise yeteneğinin tılsımlarını futbol sahasına daha fazla saçtı. 59 maçta 14 gol atıp takımının şampiyonluğu kazanmasında en büyük pay sahibi oldu. Artık İngiliz futbolunun yıldızı statüsüne yükselmişti. Ününün Ada'dan kıta Avrupasına taşınması ise bir sonraki yıl oldu. 19 yaşında çıktığı 1966 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Benfica'ya karşı 2 gol atarak Avrupa'nın da zirvesine çıktı. 1968'de oylama sonucunda Beckenbauer'i geride bırakarak Avrupa'da yılın futbolcusu ödülüne layık görüldü.

Best'in izleyenleri kendine hayran bırakan yeteneğinin altında yatan topla yaptığı inanılmaz driplingler, rakipleri çaresiz bırakan çalım yeteneği ve geniş oyun görüşüydü. Bu yetenek çekiciliği, asiliği ve ukalalığa varan özgüveniyle birleşince onu bir anda dönemin pop yıldızları Beatles ve Rolling Stones ile eş değer bir yere taşıdı. Basın bu 'hazineyi' kaçırmadı; futbol tarihinin belki de ilk süperstarı olmuştu. Gazeteci Sean O'Hagan, Guardian'daki bir yazısında Best'in o günlerini şöyle yorumluyordu: "Best aslında bir pop yıldızıydı; genç, stil sahibi, çarpıcı derecede güzel, kibir sınırında yaratıcı bir özgüvene sahip bir yıldızdı. 2. Dünya Savaşı sonrası gençlik kültürünün ilk, ani ve dinamik yükselişinin somut örneğiydi."

ALKOLİZM, KUMAR, KADINLAR
Kariyeri yükseldiği hızla düşüşe geçti. Alkolden kafasını kaldıramıyor, kadınlarla ilişkileri çok hızlı sürüyor, kumar tutkusu servetini tüketiyordu. Çöküşü gözle görülür şekilde sürüyor, eleştiriler artıyor ama o, bu gidişata engel olacak hiçbir şey yapmıyordu. 1974'te United kariyeri sonlandıktan sonra İrlanda ve ABD'de küçük kulüplerde top koşturdu ama adı artık sadece skandallarla gündeme geliyordu. Alkollü araç kullanmak, kavgaya karışmak ya da barda yanındaki kadının parasını çalmak artık gündeme geldiği haberlerin bazılarıydı. Alkol karaciğerini tüketmişti, 2002'de bir karaciğer nakli operasyonu geçirdi ancak 2003'te halka açık mekanlarda alkol tüketmeye devam ettiği görüldü. 2005 yılında ise kurtulamadığı alkolizm onu futboldan sonra hayattan da kopardı. Geriye ise belki de onu en iyi anlatan kendi sözleri kaldı: "Eğer bana 5 kişiyi çalımlayıp 40 metreden Liverpool’a nefis bir gol atmak mı bir dünya güzelini yatağa atmak mı diye sorsanız; karar vermesi çok zor olurdu. Şanslı biri olarak her ikisini de yaptım ama birini 50 bin kişinin gözleri önünde."  

 

  

 


ARŞİV