DÜNYA KUPASI HİKAYELERİ-2

22. Dünya Kupası, 21 Kasım 18 Aralık tarihleri arasında Katar'da oynanacak. Öncesinde oynanan 21 kupa finalinde yaşanan, son düdüğün çalması ile bitmeyen, yıllarca unutulmayan, konuşulmaya devam eden olayları sizler için derledik. İyi okumalar...

09 Eylül 2022 - 14:02

BİR İNTİKAM HİKAYESİ: TANRININ ELİ

Britanyalı yazar ve akademisyen Simon Kuper’in ülkemizde de büyük ilgi gören kitabının ismi bugün artık bir aforizma olarak dilimize de yerleşmiş durumda: Futbol asla sadece futbol değildir.

Bu aforizmanın anlamını bulduğu, hayata geçtiği, futbolun yeryüzündeki belki de en bilinen hikâyesinin ismi ise sihirbaz yaratıcısının verdiği isim ile ‘Tanrının eli.’ Tarafların futbolu bir din gibi gören Arjantin ve İngiltere, sahnenin 1986 Meksika Dünya Kupası olduğu hikâyenin başrolünde ise çok sayıda kişiye göre gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcu olan Diego Armando Maradona var.

1980’LER, NEOLİBERALİZM VE SAVAŞ
Tarih yaprakları 1980’li yılları gösterdiğinde artık dünya üzerinde neoliberalizm rüzgarlarının hâkimiyeti vardı. Devletin piyasaya müdahalesinin en az düzeyde olması ve özel sermayeye her türlü serbestliğin tanınması üzerine kurulu bu siyasi anlayış farkı ülkelerde benzer toplumsal sonuçlar doğuruyordu. İngiltere’de 1979’da iktidara gelen ülkenin ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher, ‘demir leydi’ lakabına uygun bir şekilde ülke ekonomisi ve siyasetine demir bir yumruk indirmiş gibiydi. Kısılan kamusal kaynaklar, yüksek enflasyon ve artan işsizlik başını madencilerin çektiği bir grev dalgasıyla karşılaştı. 1982’ye gelindiğinde ‘demir leydi’ zor durumdaydı. Bir başka ülkede benzer bir hikâye yazılıyordu aynı günlerde. Arjantin’deki askeri cunta, 1981’de yeni devlet başkanı olarak son genelkurmay başkanı Leopoldo Galtieri’yi belirledi. On binlerce solcu insanın gözaltında kaybedilmesinin, idamların ve işkencenin sıradanlaştığı ülkede kamu harcamalarının kısıtlanması, özelleştirme ve ücretlerin dondurulması gibi noeliberal politikalar da uygulamaya konulunca ülkedeki rahatsızlık had safhaya vardı. İktidarlarında zor günler geçiren bu iki lider için kanlı bir çözüm belirdi ufukta: Savaş

Atlantik Okyanusu’nda, Arjantin açıklarındaki Falkland Adaları’nı İngiltere 1833 yılında işgal etmişti. Galtieri, diktatörlüğünün sorgulanmaya başlamasının çözümünü Falkland Adaları’nı geri alma üzerine kurulu milliyetçi politikada buldu. Ancak bu ironik ola-
rak Thatcher için de bir çıkıştı. İki ülke ve liderin yükselttiği gerilim 2 Nisan 1982’de savaşa dönüştü. Arjantin’in adalara asker çıkarmasıyla başlayan ve 6 hafta süren savaşın kazananı ABD ve Avrupa ülkelerini arkasına alan İngiltere oldu. Savaş sonunda 258 Britanyalı ve 649 Arjantinli öldü.

SAHNE ARTIK FUTBOLUN
Yenilginin ağırlığı ve kayıplarının acısıyla yoğrulan Arjantinliler için beklenen fırsat 1986 yılının yaz aylarında ayaklarına geldi. Meksika’da gerçekleşen 1986 Dünya Kupası’nın çeyrek finali iki ülkeyi karşı karşıya getirdi. Mexico City’nin Estadio Azteca stadında oynanan maç öncesi iki ülkenin medyasında da adeta savaş marşları çalıyordu. İki ülke için de bu maç artık Falkland Savaşı’nın ikinci perdesi olarak görülmeye başlamıştı. Arjantinliler dünyanın en yeteneklisi olarak görülen 10 numaraları Mara-
dona’ya güvenirken İngilizler ‘icat ettikleri’ oyunda tek bir kişiye yenilmeyeceklerine güveniyor, özgüvenle kibir arasındaki ince çizgide dolaşıyorlardı. İlk yarısı golsüz sona eren maçın 51. dakikasında topla rakip ceza sahasına ilerleyen Maradona, pasını Valdona’ya çıkardı. Araya giren İngiliz oyuncu Hoddle topu uzaklaştırmaya çalışırken falso alan top kalesine doğru yöneldi. İngilizlerin kaptanı ve kalecisi Shilton topu almak için yükseldiğinde onunla birlikte sıçrayan Maradona topu ağlara göndermeyi başardı. Ancak bir gariplik vardı; İngilizler orta hakem Ali Bin Nasser ve yan hakem Bogdan Dotchev’e yoğun itirazlarda bulunuyorlardı. Kimse pek bir şey anlamamıştı, öyle ki maçı yorumlayan İngiliz televizyonu bile ‘ofsayt yok neden itiraz ediyoruz’ diyordu. Hakem golü verdi ancak tüm dünya gerçeği golün tekrarında fark etti. Maradona yükseldiği sırada topa kafayla değil tarihin bir cilvesiyle tüm dünyadan saklamayı başardığı sol eliyle vurmuştu. Beş dakika sonra bu kez kaleci dahitam 6 İngilizi çalımlayarak futbol tarihine geçecek diğer golünü attı ‘sihirbaz bücür.’

Maç sonunda Arjantinliler sevinç ve gururdan İngilizler sinirden kendilerinden geçmişti. Medyanın soru bombardımanı sırasında Maradona tarihe geçen golüne tüm dünyanın tanıyacağı ismi de koydu. ‘Golü elinle mi attın’ sorusuna ‘Benim de-
ğil tanrının eliydi. Tanrı böyle istedi’ dedi. Kupa sonunda mutlu sona Arjantin ulaştı. Ülkesinde tanrı katına yükseltilen Maradona için bir kilise bile kuruldu. ‘Tanrının eli kilisesi’ Maradona’nın doğum tarihi 30 Ekim’i Noel, ‘Tanrının eli’ golünün atıldığı 22 Ha-ziran 1986’yı kutsal gün olarak ilan etti.


ARŞİV