'Soğuk Savaş'ın en uzun 3 saniyesi

SSCB ile ABD arasında oynanan 1972 Münih Olimpiyatları'nın basketbol finali, Soğuk Savaş'ın en uzun üç saniyesine sahne oldu. ABD bir sayı ile öndeyken son üç saniyesi üç kez tekrarlanarak tarihe geçti

18 Şubat 2022 - 17:11

Ülkemizde de önemli bir satış rakamına ulaşan ve aforizma olarak da dilimize sabitlenen, Hollandalı gazeteci Simon Kuper’in, Futbol Asla Sadece Futbol Değildir kitabına ufak bir takla attırarak söylersek, olimpiyatlar asla sadece olimpiyat değildir. Bunun en önemli örneklerinden biri de 1972 Münih Olimpiyatları’nın basketbol finalidir. 1970’lerin dünya siyasetinin kargaşası ve Soğuk Savaş’ın sıcaklığı birleştiğinde, SSCB ile ABD arasındaki bu final maçını sıradan bir basketbol maçı olmaktan çok uzaklara taşımıştır. İki ülke arasındaki rekabetin tarihinde uzay yarışı ya da Küba füze krizi nasıl bir yer etmişse bu final maçı da kendine önemli bir yer bulmuştur.

KATLİAMIN GÖLGESİNDE SPOR

1972 Münih denilince ilk akla gelen tabii ki 4 Eylül gecesi Filistinli militanların olimpiyat köyünü basarak 11 İsrailli sporcuyu katletmesi gelir. Dünya şoktadır. Buna rağmen komite oyunların devam etmesi kararı alır. Bu elim olaydan dört gün sonra ise SSCB ile ABD basketbol takımları final maçı için parkedeki yerlerini alırlar. ABD basketbolda tam anlamıyla bir hegemonya sahibidir. O güne kadar olimpiyatlarda hiçbir maçını kaybetmeyen ABD üst üste 8 kez altın madalyayı kazanmıştır. SSCB ise son Avrupa Şampiyonluğu'nu kazanmış ve olimpiyatlarda güçlü Yugoslavya’yı devirmiş olmanın özgüveni ile ABD karşısındadır. İki ülke kamuoyunun Soğuk Savaş’ın da etkisiyle karşılaşmaya çok fazla anlam yüklemesi maç öncesi gerilimi doruk noktaya taşır.

ÖZGÜVENE KARŞI TAKIM OYUNU

İki ülke 1960 Roma Olimpiyatları’nda karşı karşıya geldiğinde ABD rakibini 81-57 ile yenmiştir. Finale çıkarken sadece olimpiyatlara koydukları ambargo değil rakiplerine karşı aldıkları can acıtıcı skorlu galibiyet de özgüvenlerine tavan yaptırıyordu. ABD’liler bir adım ileri giderek SSCB’nin basketbolu kendilerinden öğrendiğini bile iddia ediyordu. Ruslar ise son dönemde aldıkları başarılı sonuçlar ve taktik disipline tam anlamıyla uyum sağlayan takımlarına güveniyorlardı.

ABD de izlenebilmesi için gece yarısına yakın başlayan finalin ilk yarısında, ABD tecrübesi ve atletizmiyle baskı kurmaya çalışsa da SSCB bu rüzgâra yetenekli oyun kurucusu Sergei Belov öncülüğünde tempoyu hep düşürerek ve set oyunuyla cevap veriyordu. İlk yarı görece sakin ve dengede sonuçlandı.

GERİLİM ARTIYOR

İlk yarıdaki dengeden sonra dananın kuyruğunun kopacağı ikinci yarıda gerilim adım adım artmaya başlamıştır. Bir hava topu mücadelesi sonrasında iki takımdan da birer oyuncu diskalifiye edilir. Belov öncülüğünde set hücumlarıyla fark yaratan SSCB, sadece ABD’lileri değil tüm dünyadaki izleyicileri şaşırtmaya başlamıştır. Fark SSCB lehine 10 sayıya kadar çıkar. Ancak son bir gayretle maça asılan ABD, bitime 7 saniye kala farkı 1’e indirir: 49-48

Üstelik tam bu esnada kaptırılan bir top ve bunun neticesinde kazanılan bir faul ABD’ye öne geçme fırsatını getirir.

BİTMEK BİLMEYEN 3 SANİYE

Faul atışları için çizgiye gelen Doug Collins iki atışını da sayıya çevirir ve ABD’yi öne geçirir: 49-50 Ancak kelimenin tam anlamıyla film burada kopar. Maçın bitimine 3 saniye kalmıştır ve dip çizgiden topu bir an önce oyuna sokan SSCB’li oyuncular hücumu iyi değerlendiremez. ABD’liler saha içinde şampiyonluklarını kutlama başlar ancak Sovyet kenar yönetimi de hakem masasına hücum etmiştir. Saha içine kadar gelen FİBA yetkilileri de işin içine karışınca tam bir curcuna yaşanır. Sovyet teknik ekibi atışlar kullanılmadan önce mola istemiş ancak hakem masası bunu görmemiştir. FİBA, Sovyet ekibine hak verir ve karşılaşma 3 saniye kala dip çizgiden tekrar başlatılır. Bir kez daha skoru değiştirmeyen başarısız bir hücum girişimi ve karışan saha içi… ABD’liler sevinirken SSCB ekibi hakem masasına bir kez daha itiraz ediyordur. Bu kez gerekçe 3 saniyelik sürede yapılan hatadır. Gerçekten de daha 1 saniye geçtiğinde maçın sonlandığını bildiren hatalı bir bitiş düdüğü duyulmuştur. FİBA tekrar SSCB lehine karar verir. ABD’liler çok kızgındır ve sahadan çekileceklerini söylerler. Yetkililerin araya girmesi ve ikna çabaları sonuç verir ABD tekrar parkede yerini alır ve dünyanın en uzun 3 saniyesi bir kez daha başlar. Dip çizgiden rakip pota altına atılan uzun pas, pota altında topu alan Sergei’nin kardeşi Aleksandr Belov’un basketiyle sonuçlanınca rollerin değiştiği saha içi curcuna bir kez daha tekrarlanır. Bu kez SSCB tarafı seviniyor ABD’liler itiraz ediyordur. Ancak bu kez sonuç değişmez. Son 3 saniyesi dakikalarca oynanan ve 3 kez tekrarlanan ‘soğuk savaş finalini’ SSCB kazanmış ve rakibinin olimpiyat hegemonyasına nokta koymuştur. ABD takımı haksızlığa uğradığını düşünerek seremoniye çıkmaz ancak tarih bir kez yazılmıştır artık; SSCB olimpiyat şampiyonudur.   

         


ARŞİV