Vücudun orkestra şefi: "Tiroid"

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez, “Metabolizmada ve gelişmede rol oynayan hormonları salgıladığı için önemi boyutundan büyüktür. O yüzden bazı araştırmacılar tirod bezini vücut açısından bir orkestra şefine benzetiyor.” diyor

07 Nisan 2022 - 10:13

Kadıköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü , 1 ile 7 Nisan arasında gerçekleşen “Ulusal Kanser Haftası” vesilesiyle 19 Mayıs Sosyal Yaşam Evi ve Alzeimer Merkezi'nde bilgilendiren ve yol gösteren seminerler düzenledi. Bu seminerlerden biri de “Tiroid Bezinin Önemi ve Tiroid Kanserleri”nin konu olduğu seminerdi. Seminerde konuşmacı olan Kadıköy Belediyesi Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez, konu başlığı altında önemli bilgiler paylaştı.

RUHSAL DURUMUMUZ ÜZERİNDE DE ETKİSİ BÜYÜK”

“Tiroid, boyunda ademcik elması dediğimiz çıkıntının hemen altında, yaklaşık 24 ile 25 gr ağırlığında kelebek şeklinde bir bezdir.” diyen Prof. Dr. Güner Sönmez, şöyle devam etti: “Ufacık bir organ olmasına rağmen metabolizmada ve gelişmede rol oynayan hormonları salgıladığı için önemi boyutundan büyüktür. O yüzden bazı araştırmacılar tirod bezini vücut açısından bir orkestra şefine benzetirler. Tiroid 2 tane önemli hormon salgılar. Bu hormanlar T3 ve T4. T3 ve T4 hormonları metabolizmayı düzenler ve metabolizmanın hızını kontrol eder. Eğer hormon çok salgılanırsa metabolizma hızlanır. Bu duruma hipertiroidi denir. Hipertiroidi durumunda terleme, sinirlilik, saç dökülmesi, çarpıntı, uykusuzluk ve ishal gibi şikayetler oluşur. Eğer tiroid hormonu çok az salgılanırsa bu duruma hipotiroidi denir. Hipotiroidi oluşunca metabolizma yavaşlar ve kalp hızı azalır. Ayrıca ses kısıklığı, kabızlık, depresyon, devamlı uyku hali gibi belirtiler oluşur. O yüzden tiroid hormonlarının sadece bedenimiz değil ruhsal durumumuz üzerinde de önemli etkileri vardır.”

HER YIL DÜZENLİ ULTRASON ÇEKİLMELİ”

Ülkemizde tiroid kanserinin meme kanserinden sonra kadınlarda en çok görülen ikinci kanser türü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sönmez, bigilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Meme kanserinde bir bilinç var. Tiroidde de bilinç yaratmalıyız. En sık görülen tiroid kanseri papiller kanserdir. 20 ile 40 yaş arasında daha çok görülüyor. Papiller kanserden korkmayalım. Ameliyat ve tedavi ile düzeliyor. O yüzden erken tanı ve tedavi bu noktada çok önem kazanıyor. Nodüller kanser ise aileden geçişli. Kanseri anlama durumunuz zor. Burada ultrasonun önemi karşımıza çıkıyor. Her yıl mutlaka çekilmeli. Ailesinde kanser öyküsü olanlar mutlaka yaptırmalı.

Tiroid bezinin iltihaplı hastalıklarından biri olan bağışıklık sisteminin bozukluğundan kaynaklanan haşimato hastalığı kadınlarda erkeklere göre daha çok görülür. Ailesinde tiroid ve şeker hastalığı olanlarda, yeterli iyot almayanlarda, kanser nedeniyle boyun bölgesine ışın tedavisi alanlarda, bazı ilaç kullanımlarında (lityum, interferon gibi) ve 60 yaşın üstündeki insanlarda tiroid hastalıkları riski artar.”


 


 


 

 

 


ARŞİV