Mucize diyetler gerçekten var mı?

‘Mucize’ olarak nitelendirilen hızlı diyetleri konuştuğumuz Beslenme ve Diyet Uzmanı Seçil Kenar, “Düşük kalorili ve şok diyetlerle hızlı kilo vermeye çalışmak, uzun süreli hiçbir şeye yaramaz. Metabolizmanızı yavaşlatıp daha hızlı kilo alırsınız” dedi

12 Haziran 2025 - 16:22

Haziran ayının gelmesiyle bir yandan tatil planları yapılırken bir yandan da tatilde fit olmak için yoğun bir çabaya giriliyor. Birçok kişinin aklında aynı soru var: “Aldığım kiloları nasıl vereceğim?” Ancak hızlı ve kolay kilo vermeye çalışırken gözden kaçırdığımız bir nokta var: Sağlığımız. Bu konuda Beslenme ve Diyet Uzmanı Seçil Kenar ile konuştuk ve hem sağlığımızı riske atmadan kilo vermenin yollarını hem de yapılan yaygın hataları konuşma fırsatı bulduk.

‘YOYO’ GİBİ KİLO ALIP VERMEK

Diyetisyenler olarak, danışanların sağlıklı bir şekilde, dengeli ve hayat tarzlarını değiştirerek kilo vermesini istediklerini söyleyen Kenar, “Aslında baktığınızda problem kilo vermek değil, danışanlarımız genellikle, belli bir süre diyet yapınca kilo veriyor ama problem şu ki çok hızlı kilo vermeye çalışıyorlar. Hemen olsun bitsin istiyor, iki ayda 30 kilo gitsin istiyorlar. Dönemsel olarak kilo vermeye çalıştıkları, davranışlarını ve hayat tarzlarını değiştirmedikleri için ‘yoyo gibi’ kilo alıp veriyorlar. Düşük kalorili ve şok diyetlerle hızlı kilo vermeye çalışmak, uzun süreli hiçbir şeye yaramaz. Metabolizmanızı yavaşlatıp daha hızlı kilo alırsınız.” dedi. 

HER ŞEY DENGEYLE İLGİLİ

Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için hayat tarzı değişikliğinin birinci öncelikte olduğunu vurgulayan Kenar, “Egzersiz yapmak çok önemli, çünkü aksi takdirde kas kaybı oluyor. Bu hem sağlık açısından çok riskli hem de uzun vadede verilen kilo korunamıyor. O yüzden yağ, su ve kas dengesine uygun diyetler yapılmalı.” şeklinde konuştu. İçerik olarak kişileri aç bırakan diyetlerin sağlığı etkilediğini ve sürdürülebilir olmadığını belirten Kenar, “Diyetlerde protein, yağ ve karbonhidrat dengesi kurulmalı. Vücudumuzun ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri içerecek bir diyet olmalı.” diye konuştu. Zihinlerde karbonhidratın yani ekmeğin ‘diyet için kötü’ fikrinin benimsendiğini dile getiren Kenar, “Suyu bile fazla içmek böbrekler için zararlı. Hayat dengeyle giden bir şey, karbonhidratların içinde de vitamin ve mineraller var. Örneğin meyve de bir karbonhidrat ama içerisinde o kadar vitamin, lif ve bağırsak sağlığımız için posa var ki... Aslında doğada bulunan her şey sağlıklıdır ama önemli olan miktarına dikkat etmektir.” dedi. 

MUCİZE DİYETLER SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Son dönemlerde yapılan araştırmalarla, karbonhidrat içermeyen ‘ketojenik’ diyetlerin gündemde olduğunu vurgulayan Kenar, “Bir bakıyorsunuz kolesterolü yükseltiyor ve kalp krizi geçirme riskini arttırıyor, sürekli protein tüketilip lif alınmadığı için bağırsak florasını bozuyor. Baktığımızda uzun süreli olduğunda sağlığımıza zararlı. Ayrıca normal bir diyetten daha fazla kilo verdirmediğini de görüyoruz. Onun için mucize beklemek, hızlı kilolar vermek yerine beslenmemizde sevdiğimiz gıdaları da tüketmemiz önemli. Karbonhidrat istiyoruz, çikolata yiyoruz; kendinizi kısıtlarsanız bir yerden sonra ya psikolojiniz bozulur ya da bütün pastayı bir dakikada yersiniz.” diye konuştu. Yemeğin ölçüsünün önemli olduğunu, sağlıklı ürünlerde de kilo alınabileceğini kaydeden Kenar, “Siz sağlıklı diye bir kilo kiraz yerseniz, oradan alacağınız şeker miktarı iki tane sütlü tatlı yiyerek alacağınız şeker miktarı ile eşit olur.” şeklinde konuştu. 

Kişilerin hızlı bir şekilde kilo vermeye çalıştıklarında ‘sağlıklarından olduğunu’ söyleyen Kenar konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Her şeyden önce kan tetkiklerini bozuyorlar; kolesterol ve ürik asit yükselmesi gibi ekler görüyoruz, özellikle de çok fazla protein diyeti tüketenlerde görüyoruz. Lif tüketmedikleri için bağırsak flora bozukluğu başlıyor, böylece migren, sedef ve egzama gibi hastalıklar görüyoruz. Ayrıca ciddi oranda kas kaybettikleri için iskelet sisteminde kas problemleri başlıyor. Dışardan gördüğümüz etkilerin dışında, bence psikolojiler de bozuluyor. Günümüzde çok ciddi beslenme takıntısı olan insanlar var. Bir lokma karbonhidrat aldığında ‘öleceğim, karnımda yağlarım çıktı’ gibi çok ciddi takıntılar yaşanıyor.”

SOSYAL MEDYANIN ETKİLERİ

Sosyal medyada diyet listeleri ile hızlı bir şekilde kilo verdiren kürlerin paylaşıldığını kaydeden Seçil Kenar, “Herkesin metabolizması çok farklı. İnsanlara hızlı kilo verdirici, ‘mucize’ gibi şok diyetler önerildiğinde cazip gelebilir. Paylaşımlar çoğu zaman takipçi sayısı arttırmak için yapılıyor ve bu hem etik hem de bilimsel olarak çoğu zaman doğru değil. Herkes her şeyi yapmamalı. Greyfurt kürü ile zayıflamaya çalışıyorlar, örneğin ‘haftada 5 kilo zayıflatır’ diyorlar ama ilaçla beraber greyfurtun etkileşimi var, ilaç kullanan kişi bunu bilmiyor olabilir bu da sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle bilinçsiz olarak bu tür kürler uygulanmamalı.” dedi. Sosyal medyadaki bu duruma karşı bakanlıklar tarafından önlem alınmaya çalışıldığını belirten Kenar, “Çay ve ilaçlarla zayıfladığını iddia edenler var, ama ne çayı veya ne ilacı olduğu belli değil.” dedi. Kenar, kişilerin bu çeşit durumlar karşısında bilinçli olması gerektiğinin altını çizdi. 

İnsanlara hızlı kilo verdirici, mucize gibi şok diyetler önerildiğinde cazip gelir ve tabi bu tür paylaşımlar çoğu zaman takipçi sayısı arttırmak için yapılıyor. Bu paylaşımlar hem etik hem de bilimsel olarak çoğu zaman doğru değil. 

YAPAY ZEKA VE DİYET

Son dönemlerde kilo vermek isteyen kişilerin yapay zekâ ile kendilerine diyet listesi hazırlamasını ise Kenar şöyle yorumladı: “Bizim işimiz sadece liste hazırlamak değil, ayrıca sadece listeyle de olmuyor. Biz aynı psikologlar gibi kişinin psikolojisini konuşuyoruz, ‘neden bunu yapıyorsun, bilinç dışında bir şey mi yaşıyorsun, gece uyanıp yemek yiyorsun stresi mi yönetemiyorsun?’ tarzında yaklaşım önemli. Amaç burada hayat tarzını konuşup bizden destek alması, gerekirse bu hayat tarzını değiştirmesi. Yapay zekâ benim işimin yüzde 10’unu yapıyor ama tabi ki size destek olabilir, diyetisyeninizin verdiği bir dilim ekmeğin alternatiflerini söyleyebilir.”

 


ARŞİV