2011 yılında hizmete giren Kadıköy Belediyesi Zehra-Mustafa Yüksel Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi, kadın sağlığını korumak ve erken teşhisi desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Her yıl ekim ayı ise dünya genelinde Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor. Kadıköy Belediyesi de bu kapsamda, sağlık merkezleri aracılığıyla kadınlara ücretsiz koruyucu sağlık hizmetleri sunuyor. Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi, hekimlerinden Dr. Şengül Çelik, farkındalık ayının önemine dikkat çekerek, “Erken evrede yakaladığımızda tedavi hem daha kolay hem de yan etkileri daha az oluyor. Kadınlara en önemli mesajımız kontrollerinizi ihmal etmeyin.” dedi.
ERKEN TEŞHİS VE TARAMA ÖNERİLERİ
Erken tanının önemine dikkat çeken Çelik, “Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıcı. Çünkü hastalığı ne kadar erken yakalarsak, tedavi o kadar kolay, kısa ve yan etkisi az hale geliyor. Çoğu kadın kemoterapiye ihtiyaç duymadan tedavi edilebiliyor. Cerrahi müdahale daha küçük ve sınırlı oluyor. Erken evrede sadece tümör çıkarılabilirken, geç evrede tüm memenin alınması gerekebiliyor. Ameliyat büyüdükçe komplikasyon riski de artıyor.”dedi.
Ortalama risk grubundaki kadınlara 40 yaşından itibaren her yıl mamografi önerdiklerini aktaran Dr. Çelik, aile öyküsü olanlarda bu yaşın 35’e çekilmesi gerektiğini hatırlatarak “Eğer kadının birinci derece yakınında meme kanseri öyküsü varsa taramaya 35 yaşından başlamak gerekir. Daha genç yaş grubunda, 20’li yaşların sonlarından itibaren düzenli klinik muayene ve gerekirse ultrason değerlendirmeleri yapılmalıdır. “ uyarısını yaptı.
Erken evrede tedavi gören kadınların çok daha hızlı şekilde günlük hayatlarına, işlerine ve aile yaşantılarına dönebildiklerini belirten Dr. Şengül Çelik “ Hem fiziksel hem de psikolojik yük azalıyor. Tedavi masrafları da daha düşük oluyor ve toplumsal maliyet azalıyor.” dedi.
MODERN CİHAZLAR KULLANILIYOR
Merkezin tamamen meme sağlığı üzerine odaklanmış bir tanı merkezi olduğunu anlatan Dr. Çelik şöyle devam etti:“Kullandığımız cihazlar, dünyada kabul görmüş en güncel ve en güvenilir teknolojilerden oluşuyor. Ultrason cihazımız radyasyon içermez ve yoğun meme yapısına sahip kadınlarda mamografi ile birlikte tamamlayıcı yöntem olarak çok kıymetlidir. Yaşı 40 altı olan kadınlarda da mamografi kullanılmadığından tek başına kullanılır. Memeyi ayrıntılı şekilde tarar, mamografide şüpheli bir alan varsa anında daha yakından bakmamızı sağlar. Biyopsi yapılırken problemli alanı görerek uygun yerden parça alınabilmesini sağlar. Hasta ekrandan görüntüyü görebildiği için süreç daha interaktif ve güven verici olur.”
Dr. Çelik ayrıca, tomosentezli mamografi ve ultrason gibi modern cihazların erken tanıda sağladığı avantajları da şöyle anlattı: “Tomosentezli mamografi klasik mamografiden farklıdır çünkü memeyi tek bir görüntüyle değil, kesitler halinde inceler. Hem yanlış pozitiflerin hem de yanlış negatiflerin önemli ölçüde azalmasını sağlar. Çekim sırasında kontrollü ve konforlu bir sıkıştırma ile hasta rahat ediyor. Yoğun meme dokusu olan kadınlarda çok küçük kitleleri ve mikrokalsifikasyonları daha iyi gösteriyoruz. Bu sayede erken tanı hem güvenli hem de konforlu hâle geliyor.”
YAŞAM TARZI RİSK FAKTÖRLERİNİ ETKİLİYOR
Dr. Çelik, genetik faktörlerin yanı sıra yaşam tarzının da riski doğrudan etkilediğini belirterek şunları söyledi: “Sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve düzenli egzersiz çok önemli. İşlenmiş gıdalar, aşırı şeker ve alkolden uzak durulmalı. Haftada en az 150 dakika tempolu egzersiz yapılmalı. Sigara kullanımı riski artırıyor. Yoga gibi stres azaltıcı aktiviteler de hem korunmada hem tedavi sonrası süreçte faydalı.”
Çelik, kendi kendine muayenenin önemine dikkat çekerek, “Kadınların yüzde 35–40’ı kitleyi kendi muayeneleri sırasında fark ederek doktora başvuruyor. Ayda bir kez, adet bitiminden sonraki 5–7 gün içinde muayene yapılmalı. Ancak sadece buna güvenilmemeli; mamografi ve ultrason düzenli şekilde yapılmalı.” uyarısını yaptı.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Modern tedavi yöntemleri ile kanserin kontrol altına alınabileceğini söyleyen Dr. Çelik, “Erken evrede sadece küçük bir cerrahi işlem yeterli olabilirken, ileri evrede kemoterapi, radyoterapi veya ek tedaviler devreye girebilir. Ameliyat sırasında uygulanan radyoterapi, ameliyatsız kriyoterapi ve vakum biyopsi yöntemleri süreci hastalar için daha konforlu hâle getiriyor. Akıllı ilaçlar yalnızca tümör hücrelerini hedef alıyor ve sağlıklı hücrelere zarar vermiyor. İmmünoterapi ve hormon tedavileri ile kanseri kontrol altında tutabiliyoruz. Biyoeşdeğer hormon tedavileri ise mutlaka doktor kontrolünde olmalı.” dedi.
ON BİNLERCE KONTROL
Kadıköy Belediyesi Zehra-Mustafa Yüksel Mamografi Merkezi’nde açıldığı günden bu yana 95.668 mamografi çekimi gerçekleştirdi. Bu mamografiler sonucunda 2.679 vatandaştan biyopsi istendi; 860’ı malign, (kötü huylu) 954’ü benign (iyi huylu) çıktı.