İklim değişiyor, alerjiler artıyor

Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Sakine Işık, bahar aylarında artan polen yoğunluğunun alerjik nezle vakalarını artırdığını, özellikle çocukların okul başarısını olumsuz yönde etkilediğini belirtti

17 Nisan 2025 - 11:31

İlkbaharın gelişiyle birlikte doğa canlanırken, birçok kişi için bu mevsim alerjik şikayetlerin de başladığı bir dönem anlamına geliyor. Özellikle polenlerin havada yoğunlaştığı günlerde artış gösteren bahar alerjisi; burun akıntısı, hapşırma, burun ve göz kaşıntısı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca günlük yaşam kalitesini değil, çocuklarda okul başarısını ve bilişsel fonksiyonları da olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Sakine Işık ile bahar alerjisinin nedenleri, etkileri ve korunma yolları hakkında konuştuk.

“OKUL BAŞARILARI DÜŞÜYOR”

“Alerjik bahar nezlesi, burun mukozasının alerjik iltihabı olup hastalarda su gibi burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlere neden olmaktadır.” diyen Dr. Işık, şöyle devam etti: “Alerjik bahar nezlesinde şikayetler, duyarlı olunan alerjenle bağlantılı olarak ilkbahar ve sonbahar mevsiminde görülebilir. Polen alerjisi olan hastaların semptomları özellikle güneşli, sıcak ve rüzgarlı havalarda artar. Alerjik bahar nezlesinin tek başına ve eşlik eden hastalıklar ile birlikte kişinin hayat kalitesi üzerinde kısıtlayıcı etkileri vardır. Alerjik nezleli çocukların sağlıklı çocuklar ile karşılaştırıldığında okul başarılarının daha düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca orta, ağır ve/veya kontrolsüz alerjik nezleli çocuklar, hafif alerjik nezleli çocuklara göre daha sık öğrenme güçlüğü çekerler ve okul başarıları daha düşüktür. Alerjik nezle semptomları olan hastaların sağlıklı kontrollere göre bilişsel ve hafıza fonksiyonları bozulmakta ve karar verme süreleri uzamaktadır.” dedi.

“SON 10 YILDA ARTTI”

Bahar alerjisinin görülme sıklığının giderek arttığına vurgu yapan Işık, “Alerjik bahar nezlesi tüm dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde yaşayan çocuklarda sık görülen, yaşamı olumsuz etkileyen, gelişmekte olan ülkelerde de sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Ülkemizde bugüne kadar yapılan çalışmalar, alerjik nezlenin erişkinlerde yüzde 1,6 - 27,7, çocuklarda yüzde 2,9 - 39,9 oranları arasında dağılım gösterdiğini ve son 10 yıl içinde alerjik nezle görülme sıklığında bir artış olduğunu göstermektedir.” dedi.

Özellikle anne, baba ya da kardeşte astım, alerjik nezle, egzama gibi alerjik hastalık görülen çocuklarda alerjik nezle gelişme riskinin yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Işık, “Alerjik bahar nezlesi olanlar astım hastalığı geliştirme açısından potansiyel risk grubunda yer almaktadırlar. Bu nedenle alerjik bahar nezlesinin iyi tedavi edilmesi, alt hava yollarını ilgilendiren astım hastalığı gelişme riskini azaltacaktır. Polen duyarlı alerjik nezle ve eş zamanlı astımı olan hastalarda, polen mevsimi boyunca alerjik nezle tedavisinin uygulanması astım alevlenmesini de engelleyebilmektedir.” diye konuştu.

“BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİL”

Bahar alerjisinin tedavisi süreci hakkında konuşan Işık, “Alerjik bahar nezlesi bulaşıcı bir hastalık değildir. Alerjik bahar nezlesi tedavisinde amaç şikayetleri kontrol altına almak, komplikasyon gelişimini engellemek ve hastaların yaşam kalitesini artırmaktır. Alerjik saman nezlesi tedavisinde hasta eğitimi, duyarlı olunan alerjenin alerji testleri ile tespiti, alerjenden kaçınma ve ilaç tedavisi yer almaktadır. Tüm bu tedavi yöntemlerinden fayda görmeyen alerjik saman nezlesi hastalara “Alerjen İmmünoterapi” adı verilen “Alerji Aşısı” tedavisi uygulanabilmektedir. Bu tedavi için hastaların Çocuk Alerji ve İmmünoloji uzmanlarına başvurmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HASTALIĞI ARTIRDI”

Prof. Dr. Sakine Işık son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin bahar alerjisi olmak üzere birçok hava yolu hastalığını olumsuz yönde etkilediğine de dikkat çekiyor: “İklim değişikliği 21. yüzyılın başından itibaren en büyük sağlık tehditlerinden biri olarak kabul edilmektedir. İklim değişikliğinin solunumsal alerjen ve hava kirliliği üzerindeki olası etkilerinin alerjik bahar nezlesi başta olmak üzere hava yolu hastalıklarının artışında kritik rol oynadığı düşünülmektedir. Atmosferde artan CO2 konsantrasyonu bitkilerin daha hızlı ve yaygın büyümesini sağlayarak polenlerin alerjenik potansiyeli ve yoğunluğunda artışa sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak polenlere daha fazla maruz kalma ve duyarlılık oluşması olasıdır. İklim değişikliği ayrıca kentsel ve kırsal alanlarda görülen bitki türlerinde dağılım değişikliğine, polen sezonlarının daha uzun sürmesine ve öne kaymasına neden olmaktadır. Ayrıca, partikül ve gaz hava kirleticileri polen alerjenleri ile etkileşime girerek bu alerjenlerin havayollarına daha kolay taşınmasına yol açabilmektedir.”

Işık, bahar alerjisi şikayetlerinin azaltılabilmesi için şu tavsiyelerde bulundu: “Bahar alerjisinden korunmak için polenin yoğun olduğu dönemde alerjen ile karşılaşmayı en aza indirmek gerekir. Hastalarımız Türkiye polen haritası için T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü veri tabanına başvurabilirler. Hastalarımız polenden kaçınma yaklaşımları uygulayabilir, bu amaçla şehir değişikliği, kıyafetlerin eve girdikten sonra çıkarılması, el ve yüzün yıkanması, tozlaşma saatlerinde pencerelerin kapatılması ve arabada polen filtrelerinin kullanılması gibi yöntemler uygulayabilirler. Alerjik bahar nezlesi olan hastaların başvurdukları alerji hekimleri tarafından verilen ilaçları düzenli kullanmaları ve takip altında kalmaları yaşam kalitelerinin bozulmaması için önemlidir.”


ARŞİV