İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Vektörlerle Mücadele Birimi, İstanbul genelinde halk sağlığını korumak için vektörlerle mücadele çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Kene ile mücadele çalışmaları; sahada kenenin tespit edildiği alanlarda, İstanbullular tarafından kene örneğinin kurumla paylaşılması ve sağlık kuruluşundan alınmış kene teması raporunun ibraz edilmesi sonucunda belirlenen noktalarda yapılıyor.
BİLİNÇLİ VE HIZLI MÜDAHALE
Havaların ısınması ile birlikte görülmeye başlanan kene vakalarına ve İBB’nin bu alanda yapmış olduğu çalışmalara ilişkin konuşan İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, şunları söyledi:
“Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde görülen kene vakaları İstanbul’da da gündemimizde. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına ve neden olan bu vektöre karşı biz İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı olarak çok hızlı bir şekilde reaksiyon aldık. Keneler ülkemizde ve dünyada yaygın olarak bulunuyor. Keneleri tamamen temizlemek mümkün değil. Ancak doğru ve hızlı müdahale yöntemleriyle yoğunlaşmasını önleyebilir, vatandaşlarımızın bilinç düzeylerinin artırılmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi bulaşıcı hastalıkların önüne geçebiliriz. Bu arada her kene ısırığının KKKA hastalığına neden olmadığını belirtmek istiyorum. Vakalara neden olan bazı tür kenelerde KKKA virüsünün bulunması durumunda keneler kişiye temas ettiği zaman bulaştırma riski oluyor. Ülkemizde son 20 yılda görülen toplam KKKA vaka sayısının 15-20 bin civarında olduğu görülüyor. Keneden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı her yıl ülkemizde 1000'e yakın vaka ve 50’ye yakın ölüme neden oluyor.”
Eryiğit’in paylaştığı verilere göre, 2025 yılında İstanbul genelinde sağlık kuruluşlarına bildirilen kene ısırığı sayısı 7 bin 2’ye ulaştı. Bu vakaların yüzde 88’i sadece nisan-haziran aylarında görüldü. 2024’te İBB’ye bin 416 kene şikâyeti ulaşırken, 2025’in aynı döneminde bu sayı 898’e geriledi. Eryiğit, bu düşüşün İBB’nin bilinçli ve hızlı müdahaleleri sayesinde gerçekleştiğini vurguladı.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı'nın verileri dikkate alındığında önceki yıllara göre kene yoğunluğunda belirgin bir artış görülmediğini belirten Eryiğit, “2024 yılında toplamda 1.416 kene şikâyet sayısı gelmişken 2025 yılında bu sayı 898’e geriledi. Bu düşüşün en büyük nedeni İBB vektörlerle mücadele ekiplerince İstanbul’da kenelere uygulanan bilinçli ve hızlı müdahale” ifadelerine yer verdi.
“İSTANBUL'DA KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ RİSKİ DÜŞÜK”
İstanbul’un biyolojik ve iklimsel yapısı nedeniyle, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını taşıyan Hyalomma türü kenelerin sürdürülebilir popülasyon oluşturmasının zor olduğunu belirten Eryiğit, İstanbul’da hastalık riskinin nispeten düşük olduğunu ifade etti.
Eryiğit, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Hyalomma marginatum gibi türlerin, İstanbul’un kentsel ve nemli iklim koşullarında sürdürülebilir popülasyon oluşturmasının zor olduğu görülüyor. Neticeye baktığımızda İstanbul’da Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riski nispeten düşük. İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı olarak ilçe belediyeler ve diğer kurum - kuruluşlarla entegre mücadele ve risk temelli ilaçlama stratejileri gerçekleştirerek bu riski azaltmayı sağlıyoruz” dedi.
KENEDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Eryiğit keneden korunma yöntemlerini şu şekilde sıraladı;
* Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
* Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup, olmadığını kontrol etmeli. Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
* Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
* Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
* Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır.
* Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.
* Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
* Keneler üzerine kolonya gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.