İklim krizinin etkileri sadece sıcaklıkla sınırlı kalmıyor; doğanın dengesi bozuldukça insan sağlığı da tehdit altına giriyor. Özellikle yaz aylarında artan kene vakaları ve kene kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı, bu tehlikenin en çarpıcı örneklerinden biri.İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı, kene ısırığına bağlı vakalardaki artışa dikkat çekerek, alınması gereken önlemleri gazetemize anlattı. Türkiye’nin, KKKA vakalarının en sık görüldüğü ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Kırımlı, iklim krizi, doğal yaşamın tahribatı ve insan faaliyetlerinin bu artışta belirleyici rol oynadığını ifade etti.
Kene vakalarının son yıllarda belirgin şekilde arttığını söyleyen Kırımlı, 2025’te de bu eğilimin sürdüğünü kaydetti: “Ülkemiz, KKKA hastalığının dünyada en sık görüldüğü yerlerden biri. Her 15 vakadan biri Türkiye’de görülüyor. Her yıl yüzlerce yurttaşımız bu hastalığa yakalanıyor, onlarcası ise yaşamını yitiriyor.”
“DOĞAYA SAYGI DUYULMALI”
Kuraklık ve iklim değişikliğiyle birlikte hastalık sayısındaki artışın paralel ilerlediğini belirten Kırımlı, “Doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi kurulmuş olmasa da doğadaki dengenin bozulması kenelerin çoğalmasına zemin hazırlıyor. Bıldırcın, keklik gibi keneleri doğal yollarla kontrol eden canlıların aşırı avlanması, doğal tavuk üretiminin yerini sanayi tipi kapalı üretime bırakması bu artışın önemli etkenleri arasında. Kenelerin doğal besin kaynağı olan hayvanların doğada azalması ve hayvancılığın açık meralar yerine kapalı, endüstriyel alanlara taşınması nedeniyle, doğadaki keneler için besin kaynağı olarak geriye sadece piknik, gezi, tarım gibi amaçlarla doğayı kullanan insanlar kaldı. Geçmişte bu alanlarda hem doğal düşmanı hem de besin kaynakları olan keneler, artık insanlarla daha sık karşılaşıyor.” dedi.
Kenelere karşı bazı illerde doğaya keklik salınmasının sınırlı da olsa etkili olabileceğini ifade eden Kırımlı, “Bu kuşlar kenelerle beslenebilir ve aşırı artışı engelleyebilir. Ancak doğanın dengesine müdahale etmeden sürdürülebilmesi önemli. Asıl mesele doğaya saygı duymak.” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE 10’U YAŞAMINI YİTİRİYOR”
Kırımlı, her kene ısırığının ölümcül olmadığını ama belirli türlerin KKKA hastalığına neden olan virüsü taşıyabildiğini belirterek, “Virüsü taşıyan bir keneye maruz kalırsak ve uygun şekilde müdahale edilmezse hastalık gelişebilir. Ne yazık ki hastalığa yakalananların yaklaşık yüzde 10’u tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitiriyor. Bu oldukça yüksek ve ciddiye alınması gereken bir risk. Tokat, Yozgat, Sivas, Çorum gibi İç Anadolu’nun kuzeyinden başlayarak Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’ya kadar uzanan yaklaşık 30 il kene riski altında.”
KENE ISIRDIĞINDA NE YAPMALI?
Kırımlı, kene ısırması durumunda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
● “Çıplak elle kesinlikle dokunulmamalı, eldiven veya kalın bir bez kullanılmalı.
● Kene, cilde en yakın yerden sabit bir kuvvetle, ezmeden ve döndürmeden çıkarılmalı.
● Sigara basmak, kolonya, krem gibi maddeler dökmek hastalığın bulaşmasına neden olabilir.
● Kene çıkarıldıktan sonra bir banda sarılıp ya da alkole batırılarak çöpe veya tuvalete atılmalı, asla ezilmemeli.
● Isırılan bölge bol su ve sabunla yıkanmalı, vücutta başka kene olup olmadığı kontrol edilmeli.
● Takip eden 10 gün boyunca ateş, halsizlik, kas ağrısı, bulantı gibi belirtiler varsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve kene teması mutlaka hekime bildirilmeli.”
Kırımlı, son olarak şunları ekledi: “Doğa yürüyüşlerinde çorap ve kapalı ayakkabı giymek, açık teni örten kıyafetler tercih etmek gerekiyor. Yere oturulacaksa mutlaka örtü kullanılmalı. Ayrıca, kene taşıyan hayvanların kesimi sırasında kana temas da hastalık bulaştırabilir.”