“Dildeki damgalama büyük yaralar açıyor!”

Ruhsal hastalıkları damgalamanın en acı sonuçlarını hastalar ile hasta yakınlarının yaşadığını dile getiren Psikolog Nurhayat Tütüncü, “Damgalanma korkusuyla kişi kendini saklıyor, tedavi almak istemiyor. Hasta yakınlarını da toplumdan çekilmeye ya da kendini saklamaya itiyor” diyor

17 Mart 2021 - 11:34

“Otistik misin neden anlamıyorsun”, “Ruh hastası sen de” cümlelerini günlük hayatta sıkça duyuyoruz. Bu cümleler kişileri incitmek ve kırmak için kullanılıyor. Ama bu cümleleri duyan Otizm tanısını konmuş kişi ile yakınlarında nasıl yaralara yol açıyor bilinmiyor. Dildeki bu damgalamayı Alchena Gelişim ve Dönüşüm Evi'nden Uzman Klinik Psikolog Nurhayat Tütüncü ile konuştuk.

* Otistik misin?, Şizofren misin? ya da “Ruh hastası mısın” birine çok kızıldığı zaman kullanılan cümlelerden bazıları. Bu cümlelerin hakaret olarak kullanılmasını nasıl yorumluyorsunuz? 

Bir kişiye çok kızdığımız zaman “diyabet sen de”, “şeker hastası çekil şurdan”, “kanser misin nesin” diyor muyuz? Hastalıkları hakaret olarak kullanmıyoruz ancak iş ruhsal hastalıklara geldiğinde durum değişiyor, sanki ruhsal hastalıklar gerçek hastalık değilmiş gibi davranış şekli var. Bunun temelinde ise bilgisizlik yatıyor. Otizm, şizofreni, bipolar bozukluk gibi hastalıklar tıpkı diğer hastalıklar gibi biyolojik, fizyolojik temellere dayanan, genetik faktörlerin rol oynayabildiği hastalıklar. Bu cümlelerin hakaret olarak kullanılması pek çok açıdan kabul edilemeyecek düzeyde yanlış. Bir hastalık yüzünden bir insanın ayrımcılığa uğraması hiçbir insani değerle bağdaşmıyor. 

* Otizm, şizofreni.. gibi hastalığa sahip kişilerde ve onların yakınlarında dildeki bu damgalama nasıl etkiler bırakıyor? 

Ruhsal hastalıkları damgalamanın en acı sonuçlarını elbetteki hastalar ve hasta yakınları yaşıyor. Düşünsenize tedavi gördüğünüz bir hastalığınız var,  iyileşmeye,  bir yerden hayata tutunmaya çalışıyorsunuz. Ama sokağa çıkıp insan içine karıştığınız an hastalığınız sanki sizin suçunuzmuş gibi, hasta olmak zayıflıkmış, eksiklikmiş gibi bir muameleyle karşı karşıyasınız. Hayata en başındaki gibi tutunabilir misiniz? İnsanlara güvenip bağ kurmayı, hayata karışmayı deneyebilir misiniz? Damgalamak onur kırıcı bir tutum, en başta toplumda var olma hakkını elinden alıyoruz damgalayarak. Ne yazık ki toplumumuzda çok yanlış yaygın inanışlar var. 

“DEPRESYON ŞIMARIKLIK DEĞİLDİR”

Sanki depresyon şımarıklık gibi, ruhsal hastalığa sahip insanlar tehlikeli ve suçlu gibi çok yanlış bir algı var. Bu algılar diğer yandan istismarlara da neden oluyor, dışlanmaya da. Tabi bu durum tedaviye erişmenin önünde de büyük engel yaratıyor. Damgalanma korkusuyla kişi kendini saklıyor, tedavi almak istemiyor, hasta yakınları etrafa yalan söylemek zorunda kalıyor. Bazı durumlarda ruhsal hastalığa sahip kişileri intihara kadar sürüklediği oluyor. Hasta yakınlarını da toplumdan çekilmeye ya da kendini saklamaya itiyor bu tutumlar ve gerçekten çok büyük yaralar açıyor.

* Bu dili değiştirmek için ne gibi çalışmalar yapılmalı? 

Dili değiştirmenin ilk yolu dilin gücünü pozitife kullanmaya başlamak, doğru bilgileri edinmek. Bireysel olarak hepimiz şunu hatırlamayız, eminim ki herkesin hayatında unutamadığı incitici kelimeler vardır. İşte aynı yarayı başkalarında açmamak için ruh hastası, depresif, otistik, şizofren gibi kelimeleri hakaret içerikli kullanmayı artık bırakmak gerekiyor. Değişim bireylerden başlayarak topluma yayılır. Hepimizin bu konuda sorumluluk alıp ruhsal hastalıklara yönelik bilgimizi derinleştirmemiz ve söylemlerimizi düzeltmemiz şart.

* Alchena Gelişim ve Dönüşüm Evi olarak dildeki damgalamaya dikkat çekmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? 

Biz Alchena ailesi olarak ruhsal iyileşmeye bütüncül bakan ve bireylerin ruhsal iyi oluşları için emek, yürek ve akılla çalışan bir ekibiz. Ruhsal hastalıklara yönelik damgalamanın sonuçlarını en iyi gözlemleme imkanına sahip mesleki gruplardan biriyiz. Danışanlarımızda damgalamanın açtığı hasarları da onarmaya çalışıyoruz. İnanın sonuçları o kadar ağır oluyor ki kişiler için. Zaten hassasiyetimizin çok yüksek olduğu ve bireysel mücadelemizi verdiğimiz bir alan ruhsal hastalıklara yönelik damgalama. Abdi İbrahim Otsuka’nın “Öyle Söyleme” projesiyle bu mücadelemizi daha büyük alanda sürdürme fırsatı bulduk. 

Dilde damgalamanın etkilerini, sonuçlarını anlatmak, bu konuda gençleri bilinçlendirmek ve toplumun farkındalığını arttırmak bizim için çok kıymetli. Abdi İbrahim Otsuka “Öyle Söyleme” projesini şekillendirirken uzman psikologlardan oluşan bir ekibin gençlere eğitim vermesini ve bu hareketin dalga dalga büyümesini tasarlamıştı. Biz Alchena ekibi olarak uzman psikologlarımızla damgalama karşıtı eğitimi verme görevini seve seve üstlendik. Katılımcılara dilin gücünü ve etkisini, ruh sağlığını, damgalamanın karşısında neden ve nasıl durulması gerektiğini en kalıcı şekilde aktarmayı amaçladık. Açıkçası hem yer aldığımız için gururluyuz hem de verdiğimiz eğitimin geri dönüşlerinden çok mutluyuz.


ARŞİV