DEHB hakkında bilinmesi gerekenler

DEHB’li çocuklarda okul başarısızlığı, arkadaş edinememe ve okul sisteminin dışında kalma durumunun yaşanabileceğine dikkat çeken Dr. Timur Şefketoğlu, “DEHB, erken tanı ve etkili tedavi ile gidişatı yüz güldürücü sonuçlanan bir durumdur” diyor

30 Ekim 2025 - 14:11

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nu (DEHB) çevrenizde sıkça duymuş olabilirsiniz. Peki DEHB’nin ne olduğunu biliyor muyuz? DEHB farkındalık ayı kapsamında Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Timur Şefketoğlu ile DEHB’yi, DEHB’nin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini konuştuk.

  • DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) nedir? 

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuklukta başlayan, ömür boyu devam edebilen, okul, iş, ev ve sosyal yaşamda belirgin zorluk ve yetersizliklere neden olan, yaygın görülen (yüzde 3-13) nörogelişimsel bozukluklardan biridir. Çocuk ve ergenlerde en sık tanılanan durumlardandır. Aktivite, dikkat ve dürtüsellik alanlarında sıkıntılar yaratarak çocuk, genç ve yetişkinlerde işlevselliğin düşmesine neden olur. DEHB çocuğun gelişim düzeyi ile uygun olmayan bir dikkat eksikliği ve/veya aşırı hareketlilik, dürtüsellik ile karakterizedir. 

GENETİK YATKINLIK İLK SIRADA

  • Nedenleri ve belirtileri nelerdir? 

DEHB’in tek bir nedeni yoktur. Yapılan çalışmalarda güçlü nedenler arasında genetik yatkınlık ilk sırada yer alıyor. Hem aile hem de ikiz çalışmaları genetik geçişi destekliyor. Diğer nedenler arasında erken ve düşük doğum ağırlıklı doğumlar (prematüre), doğum komplikasyonları, erken dönemde beyin hasarları, menenjit benzeri enfeksiyonlar, anne karnında sigara alkol ve maddeye maruz kalma, ileri anne yaşı ve ihmal gibi çevresel durumlar sayılabilir. Yapılan görüntüleme çalışmalarında da beyinde bazı yapısal farklılıklar tariflenmektedir. Üç temel belirtisi olan DEHB, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile karakterizedir. Dikkat eksikliği dalgınlık, ders dinleyememe veya dinlemeyi sürdürememe, odaklanamama, organize olamama, plan program yapmakta zorluklar, dağınıklık, sık eşya kayıpları ve unutkanlık ile kendini gösterir. Bu belirtiler dersi, etkinliği, bir işi anlamayı ve takip etmeyi zorlaştırır. Hiperaktivite ise uygun olmayan yerlerde koşturma, aşırı bir motor aktivite, yoğun bir kıpırdanma ve sallanma hali, sessizce oynayamama, çok konuşma şeklinde görülür. Dürtüsellik ise sırasını bekleme zorluğu, sabırsızlık, erteleyememe, sonucunu düşünmeden konuşma ve davranma şeklinde tarif edilebilir. Kısaca kişi kendini dizginlemekte zorluk yaşar. Öğrenme süreci için gerekli olan sabırda yetersizlik görülür. Bu belirtiler çocuk ve gençlerin sadece karşı gelme davranışları veya inatçılık, asilik, direnç göstermesi ile açıklanamaz. Ayrıca yukarıda sayılan bu belirtilerin bir kısmı tabii ki DEHB tanısı almayan kişilerde de görülebilir, önemli olan belirtilerin şiddet düzeyi, sürekliliği ve belli alanlarda (okul, spor, sosyal etkinlikler) yetersizliğe yol açmasıdır. 

  • DEHB’li çocuklar okul hayatında ne gibi zorluklar yaşayabiliyor? 

Okul öncesi dönemde, kreş ve anasınıfı sürecinde henüz bir tanı yokken sosyal alanda ve dilde bazı gecikmeler, oyunda ve etkinlikte yeterince kalamama, kurallarda zorlukların yaşandığı görülebilir. İlkokulla beraber sınıfta düzen, teneffüste arkadaşlık kurma ve oyunlara katılım, derste ödev alma, tamamlama ve yetiştirme alanlarında sorunlar görülür. Okulda ‘yaramaz çocuk’ gibi etiketlenme riski oluşur. Ergenlik sürecinde diğer belirtilere ek olarak duygu düzenlemedeki zorluklarla öfke patlamaları, içsel huzursuzluk, riskli davranışlarda artma, yaralanmalar görülmekte, sigara benzeri maddelere erken başlama, akademik olarak geride kalma ile beraber okul başarısında genel bir düşüş yaşanabilmekte. Ortaokul ve yüksek eğitime geçerken sabır ve disiplin gerektiren belirli sınavlara hazırlık sürecinde yine yoğun sıkıntılar olmakta. 

  • DEHB tanısı nasıl konuluyor? 

Aslında tanı için belirli bir kan veya nörobiyolojik test yoktur. Yukarıda bahsedilen belirtiler 12 yaşından önce başlamış, birçok alanda sürekli olarak görülüyor ve çocuğun okul ve diğer işlevsellik alanlarının bir veya bir kaçında belirgin sıkıntı yaratıyorsa ilk olarak aile bir çocuk ergen psikiyatrisine başvuruda bulunmalıdır. Burada klinik değerlendirme ve gözlem süreci başlatılır, klinik gözleme ek olarak birçok kaynaktan bilgi alınır. Aile dışında öğretmenlerden, spor ile sanat ve bireysel ders aldığı eğitmeninden, etüt saatindeki durumundan haberdar olunur, DEHB’ye yönelik ölçekler doldurtulur. Çocuğun veya gencin bilişsel kapasitesine dair bilgiye gerek duyuluyorsa ilgili testler yapılabilir, bu şikayetlere neden olabileceği düşünülen biyolojik rahatsızlıkları dışlamak için bazen belirli kan testleri istenebilir, böylelikle DEHB kadar bu durumu taklit edebilen başka organik kökenli rahatsızlıklar da dışlanmış veya tespit edilmiş olur. 

TEDAVİ KİŞİYE ÖZEL PLANLANMALI

  • Tedavi yöntemleri nedir, tedavi ile tam iyileşme sağlanabiliyor mu? 

DEHB tanısı netleştikten sonra tedavi süreci hemen başlatılmalıdır. Etkin bir tedavi, kişinin bireysel özellikleri göz önünde bulundurularak kişiye özel planlanmalıdır. Bugüne kadar yapılan çalışmalar DEHB’de halen ilaç tedavisinin en etkili yöntem olduğunu göstermektedir. Yine de rahatsızlığın şiddet ve işlevselliği bozucu düzeyine göre tedavi seçenekleri değişebilmektedir. İlaç tedavisi dışında bireysel görüşmeler, anne baba eğitimi, aile terapisi, grup terapileri gibi seçenekler sayılabilir. Hafif düzeydeki vakalarda etkili çalışma yöntemleri, bireysel eğitim yararlı olabilirken daha şiddetli durumlarda ilaca ek olarak aile ve okulla çalışmalar düzenlenebilir. DEHB etkin tedavisi olan, erken tanı ve etkili tedavi ile gidişatı yüz güldürücü sonuçlanan bir durumdur. DEHB süregiden bir durum olup en azından ergenliğe kadar bu belirtilerin kişinin yaşamını belirgin şekilde etkileyeceği öngörülmektedir. Çoğu belirtinin ergenlik sonrası da az veya aynı şiddette devam ettiği çalışmalardan bilinmektedir. Hipertansiyon, diyabet gibi süregiden rahatsızlıklarda da tam iyileşmeden ziyade belirti kontrolü ile yaşam kalitesinin artırılması amaçlanmakta, benzer şekilde DEHB’de de tedavi sürecinde belirtilerin çoğu tamamen veya tama yakın kontrol edilmekte, kişi günlük yaşamını düzenleyebilmektedir. Örneğin DEHB tanılı bir çocuğun etkin tedavi ile beraber okulda ödevlerini alması, ders takibi sağlanarak eğitimi düzelmekte, tenefüslerde arkadaşları ile oyunlara katılımı ile sosyal yaşamı da düzenlenebilmektedir. 

  • Tedavi edilmediği takdirde ne gibi durumlar yaşanabilir? 

DEHB kronik bir bozukluk olduğundan mümkün olan en erken zamanda tanınması erken müdahale fırsatları yaratır. Erken yaşlarda tedavilerin daha etkili olduğu bilinmektedir. Uzun süre tedavisiz kalan vakalarda işlevsellik de yeterince iyi değilse öncelikle okul başarısızlığı, arkadaş edinememe veya sürdürememe, okul sisteminin dışında kalma görülebilir. Ergenlikte sigara alkol ya da diğer maddelere yönelme, kafa yaralanmaları, adli olaya karışma ve tutuklanma, mesleki olarak yetersizlikler bildirilmektedir. Ayrıca uzun süre tedavisizlik depresyon, kaygı bozuklukları gibi diğer psikiyatrik rahatsızlıklar için de risk teşkil eder.  

“SORUNLARIN AŞILMASI İÇİN FARKINDALIK GEREKİYOR”

  • Sorunların çözülmesi, zorlukların aşılması için neler yapılabilir? 

Öncelikle sorunların aşılabilmesi için durumun farkındalığı önemlidir. Söyleşinin başında bahsettiğimiz belirtiler görüldüğünde erken dönemde gecikmeden bir yardım talebinde bulunulmalı, çocuk ergen psikiyatristiyle değerlendirme yapılıp, ek zorlukların varsa tanımlanması, sonrasında aile ve okul, diğer kurumlar ile işbirliği içerisinde bir tedavi planı oluşturulması ve takibi uygun olacaktır. Hafif vakalarda sınıf içi önlemler, evde uygulamalar ve aile eğitimi, orta ve ağır vakalarda yukarıdakilere ek uygun ilaç tedavileri planlanmalıdır. Çocuk ve gençlerde dürtü kontrol çalışmaları, sanatsal ve sportif aktiviteler ile yaşamın planlanması süreci kolaylaştırır. Ekim ayının bu bağlamda DEHB farkındalık ayı olarak belirlenmiş olması hem toplumda DEHB’ye yönelik farkındalık yaratacak hem de toplumda anlayışı artırarak DEHB’li bireylerin yaşamlarını kolaylaştıracağı umulmaktadır.

 

ARŞİV