Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nin önünde 5 Mayıs Perşembe günü saat 12. 45’te toplanan yaklaşık 100 asistan doktor, üzerinde “Asistanlar mağdur, hastalar yasta, hastanemiz iflasta” yazan pankart açtı. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Ogan ile bir grup İstanbul Tabip Odası üyesinin destek verdiği eylemde, topluluk adına basın açıklamasını Psikiyatri Kliniği’nde görev yapan asistan Ulaş Yılmaz okudu.
Olumsuz çalışma şartlarının Anayasa’nın çalışmaya getirdiği ilkelere ve insan haklarına aykırı olduğunu belirten Yılmaz, “33 – 35 saatlere varan mesailer, haftada 110 saate varan çalışma süreleri... Bu kadar ağır koşullarda çalışan bir hekim, acaba hastasına ne kadar faydalı olabilir?” dedi. Çalışma sisteminin bedensel ve ruhsal tahribata neden olduğunu anlatan Yılmaz, “Hem eğitim alabilmek hem de hastalarımıza nitelikli bir sağlık hizmeti verebilmek için çırpınırken; uyumadan, yemek yemeden, evimize gitmeden, sosyal ve aile hayatımızdan ödün verme pahasına verdiğimiz bu emeğin karşılığını alamamaktayız” diye konuştu.
“ÇALIŞMA SAATLERİ RESMİ OLARAK BELİRLENSİN”
Yılmaz, asistan hekimlerin taleplerini şöyle sıraladı:
“Ocak 2011’ den itibaren ödenmeyen veya eksik ödenen döner sermaye ek ödemelerinin iade edilmesi, asistan hekimlerin eğitim aldığı gerçeği göz önüne alınarak, performanstan bağımsız, eşit, adil ve iş barışını bozmayacak güvenceli bir ücret verilmesi. 15.04.2011’ de yayınlanan genelgeyle kısmen düzenlenen nöbet, mesai, eğitim ile ilgili düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi, esnek mesai saatlerine son verilmesi ve çalışma saatlerinin resmi olarak belirlenmesi. Nöbet sonrası izin hakkımızın kullandırılması, asistan hekimlerin temsilciliğinin kurulması ve görüşmelerinin alınacak kararlara yansıtılması, her türlü baskıdan, hakaretten uzak ve meslek saygınlığına gölge düşürmeyecek ortamının ve güvenliğinin sağlanması, asistan arkadaşlarımıza açılan disiplin soruşturmasının derhal geri çekilmesi bekleniyor.”
Açıklamanın ardından söz alan Beyin Cerrahi Servisi çalışanı kıdemli asistan Erkan Yıldırım, duygusal bir konuşma yaptı. Bir siyasi oluşum için ya da bir parti için toplanmadıklarını belirten Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi kıdemli asistanıyım. Ben buraya geldiğimden beri, ömrüm ameliyat yapmakla geçti. Ben sabah 6.00’da geldim buraya, o günü bitirdim. Ertesi sabah tekrar işime başladım. Eve gitmeden ameliyattan çıkıp hastalara baktım. Sonra polikliniğe indim. Orada da 100 tane hastaya baktım. Bu arada ayaklarımda yaralar vardı. Yaralarımı yıkayamadan servisime geldim. Servisimde hastaların işi bitti, sonuçlarını işledim. Gece 23.00’de evime geldim. 36 -40 saat burada durdum, çalıştım. Bu siyasi bir şey değil. Eğer hakkımızı aramamız gereken yer Sağlık Bakanlığı ise Sağlık Bakanı’na sesleniyorum. Ben bu mesleği sadece insanlara yardımcı olabilmek, insanlığa hizmet edebilmek için seçtim. Ben gece bütün ayyaşları, sarhoşları tomografi cihazında tuttum yakınları olmadığı için. Serviste başlarında durdum bekledim. Yara yerlerini takip ettim. Gerekirse eve gitmedim, gerekirse çağırılınca evden geldim, onların başında durdum. Ve ben hiçbir ameliyata uykusuzum diye girmezlik yapmadım. Poliklinikte hastaların filmlerine bakarken, yorgunluktan uyudum. Ben hem eğitim almak hem de insanlara en iyi şekilde hizmet etmek istiyorum.”
Açıklamayı izleyen vatandaşlardan bazıları Yıldırım’a alkışlarıyla destek verirken bazıları da onunla tokalaştı. Asistan hekimler açıklamanın ardından dağıldı.
Cansu ÇAĞIRTEKİN