ANNE SÜTÜ BEBEKLERİ İSHALDEN KORUYOR

KadıköyŞifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Eker, anne sütünün ishali önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu vurguluyor

10 Temmuz 2015 - 10:32

 

 

İki yaşına kadar bebeklerde ishal gelişiminin ileri yaşlara kıyasla daha kolay oluştuğunu söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Eker, anne sütünün ishali önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu vurguluyor

 
İshal; bağırsakta hareketliliğin artması sonucu dışkı miktarının fazlalaşması ile günlük
dışkı sayısının artması ve kıvamının bozularak yumuşak, sulu bir görünüm almasıdır.
Büyük çocuklarda günden 3 kereden fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir.
Yalnızca sık dışkılama, kıvam bozuk değilse ishal sayılmaz. Özellikle küçük bebeklerde
beslenme şekline göre dışkılama sayısı değişir.
Yeni doğan döneminde anne sütü alan bebeklerde sulu, altın sarısı renginde, günde 6 kereyi bulabilen dışkılama normal sayılır. Bundan sonraki dönemde dışkı sayısı genellikle 2-3’tür. Ancak özellikle anne sütü ile beslenen sağlıklı bebekler, bazen her emzirme sonrası az miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir.
İlk 2 yaşta, ileri yaşa kıyasla ishal daha kolaylıkla oluşur. Bu durum, ilk aylardaki çocukların besi bileşimindeki değişikliklere kolay uyum gösterememeleri, ayrıca ishal yapabilen birçok etkene karşı henüz bağışıklık kazanmamış olmaları ile açıklanır.
Anne sütü ile beslenme, ishal gelişimini önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemidir.
Anne sütü ile beslenen bebeğin, ishal yapıcı etken ile temas riski çok azdır. Ayrıca, anne
sütünün bebeğin bağışıklık yanıtını artırma, bağırsağı koruyan ve uygun bağırsak florasının
devamını sağlayan faktörler içerme gibi önemli koruyucu özellikleri vardır. Anne sütü ile
beslenen bebeklerde genellikle ağır ishal görülmez.
 
Bağırsak sistemi enfeksiyonlarında ishalin yanı sıra ateş, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık, halsizlik (ağır vakalarda uykuya meyil, bilinç değişiklikleri) görülebilecek bulgulardır. Dışkının cıvık veya sulu olmasının yanı sıra dışkıda sümüksü yapıdaki mukus veya kan görülebilir.
Dışkının cıvık ve bol miktarda olması nedeniyle vücudumuz için önem arz eden su,
besin ve minerallerin kaybı oluşur. Beslenmesi iyi olmayan veya kusan çocuklarda bu
maddelerin kaybı ağızdan beslenme yolu ile yerine konulamayabilir. Çocuklarda sıvı kaybı
fazlaysa gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru olur, hastanın cildi esnekliğini yitirir, idrar çıkışı
azalır, ağır vakalarda bilinç değişiklikleri görülebilir.
 
Enfeksiyonun nedenini bulmak için dışkı tahlili, ishalin vücudumuzu ne kadar
etkilediğini belirlemek için kan tetkikleri istenebilir. Çocuğa damar yolu açılarak kaybedilen
sıvı serum olarak verilebilir. Ağır vakalarda çocuk hastaneye yatırılarak tedaviye devam
edilebilir.
 
Mevsim geçişlerinde çocuklarda ishal olma sıklığı artar. Çünkü mevsim geçişlerinde
allerjik şikayetler daha fazla görülür ve alerji de enfeksiyon oluşması için gerekli ortamı hazırlar. Ayrıca yine mevsim geçişlerinde kapalı ortamlarda daha fazla kalınması, solunum yolu enfeksiyonu riskini artırır. Solunum yolu ile hastalık yapan bazı etkenler bağırsak
enfeksiyonuna da yol açarak ishale sebep olabilirler.
 
İshale neden olan enfeksiyon etkenleri bakteriler, virüsler ve bunların ürettiği toksinler olabileceği için her ishalin tedavisinde mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmez ve
hatta bakterilerin sebep olmadığı ishallerde antibiyotik kullanmak vücudumuz için yararlı
bakterileri de öldürerek zararlı bile olabilir.
Çocuğun dışkıyla çok su kaybetmediği, dışkıda mukus ve kan görülmediği, yüksek ateşinin olmadığı, şiddetli karın ağrısının ve kusmasının olmadığı, beslenmesinin iyi olduğu
vakalarda tedavide sadece ishal diyeti uygulamak ve ağızdan sıvı alımını sağlamak yeterlidir.
 
Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı; yoğurt, ayran, patates püresi, pirinç lapası, yoğurtlu çorbalar, şeftali, muz gibi yiyeceklerden zengin bir diyet uygulanmalıdır.
 
 

ARŞİV