Sinemalarıyla geçmişten günümüze Kadıköy…

‘Ve motör!..’ diye çekimlerine başlanan nice sinema yapıtlarının belki de en çok ve ilk seyredildiği yerdi Kadıköy. Türkiye’de pek çok ilkin yaşandığına tanık olurdu geçmişi binlerce yıl ötesine uzanan bu büyülü şehir. Kadıköy’ün yadsınamaz sinema kültürü de epeyce eskilere uzanıyor.

23 Aralık 2010 - 13:16

Pek çok özelliğinin arasında sinemaları da ünlüdür Kadıköy’ün. Öyle bir sinema geçmişi ve kültürü vardır ki Kadıköy’ün eğer derinlemesine araştırılmış olsa kim bilir neler neler çıkar. Kadıköylü geçmişten beri yakın olmuştur sinemalara. Unutulmaz yaşanmışlıklarla doludur bu kentin buram buram nostalji kokan sinemaları. Aralarında sadece adı hatırlanan ama kendisinden eser bile kalmayanları var Kadıköy sinemalarının. Belki de birçok büyüğümüzün ilk gençlik yıllarında sinemaların unutulmaz hatıraları vardır bu mekânlarda. “Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy” adlı eserinde, aynı zamanda gazetemizin yazarlarından olan Dr. Müfid Ekdal uzun uzun bahsetmiş Kadıköy’ün eski sinemalarından. Kadıköylü eskiden Mısırlıoğlu Sineması, Dilküşa Tiyatrosu, Kuşdili Sinema ve Tiyatrosu, Apollon Sineması, Süreyyapaşa Sineması ve Opera Sineması’na gidermiş. Kadıköy’deki ilk sessiz film Halitağa civarındaki Zamboğlu Köşkü’nün bahçesinde oynatılmış. Bu ilk sinemanın ömrü fazla sürmemiş. Daha sonra Yeldeğirmeni’nde açılan sinema da zarar ettiği için kapanmış. 1906 yılında kurulan yazlık bir tiyatrodan da bahseden Dr. Müfid Ekdal, bu tiyatronun da akibeti hakkında net bir bilginin bulunmadığını kitabında ifade ediyor.
Kadıköy’ün eski sinemaları, Dr. Müfid Ekdal şöyle anlatıyor:
MISIRLIOĞLU SİNEMASI
Halitağa Sokağı ile Söğütlüçeşme Caddesi’ni birleştiren Yavuztürk Sokağı’nda Mısırlıoğlu adında Ermeni bir vatandaşa ait olan bir malikâne bulunuyordu. Dr. Ekdal, Mısırlıoğlu öldükten sonra varislerinin malikânenin bahçesinde yazlık sinema işletmeciliği yaptığını anlatıyor kitabında. Yaz akşamları sinema oynatıldığı gibi bazı geceler tiyatro temsilleri de verilir, bilhassa Komik Fahri Bey burada izleyicilerin karşısına çıkardı. Büyük ağaçlar, taflan, lukstrom, lavanta gibi yeşilliklerle bezenmiş bu bahçede kurulan sinemada “Binnaz”, Kamçılı Medeniyet” adıyla gösterilen “Tom Amca’nın Kulübesi”ni izlediğini belirten Dr. Müfit Ekdal, sinemanın nasıl işletildiği hakkındaki ilginç anekdotları da kitabına koymayı ihmal etmemiş. Mısırlıoğlu Malikanesi’nin geniş mutfağı veya ahırı gündüz sinema salonu olarak kullanılıyordu. Mısırlıoğlu bahçesi yaz günlerinde gündüz çay, kahve içilen bir mekan olarak, gece de sinema ve tiyatro olarak yirmi beş yıldan fazla kullanıldı.
DİLKÜŞA TİYATROSU
Fenerbahçe Stadyumu’nun arka tarafında “Papazın Bahçesi” denilen arsanın arka kısmında bulunan binada Nurettin Şefkati, Yaşar Nezihi ve Kınar Hanım 1918’den önceki yıllarda temsiller vermişti. Tiyatronun ömrü uzun sürmedi. Nurettin Şefkati Bey de 1936’da vefat etti.
KUŞDİLİ SİNEMA ve TİYATROSU
Kuşdili’nde Tramvay Müzesi’nin bulunduğu yerde uzunlamasına yapılmış, gösterişsiz tek katlı bir bina bulunuyordu. Kuşdili Sineması ve civarında bulunan diğer mekânlar Kadıköy’ün en eğlenceli yerleriydi. Loca duvarları siyah boyalı müzik enstrümanlarıyla süslü sinemanın içinde birkaç hazır iskemle bulunur, localara her müşteri girişinde ise tahta kapıların gıcırtılı açılışı eşliğinde loş sinemaya kesif bir ışık huzmesi dolardı. İzleyiciler 5-6 kişilik uzun tahta banklara otururdu. Sessiz filmler piyanist hanım ve kemancının canlı müziği eşliğinde filmin konusu ve gidişatına göre müziklerle izleyicilere sunulurdu. Böylelikle filmin heyecanı müzikle bir kat daha arttırılmış olurdu. Aynı anda film seyreden, piyano çalan, roman okuyan piyanist hanım da kalıcı bir anı oluştururdu izleyici üzerinde ki Dr. Ekdal üzerinde de yıllar geçmesine rağmen böyle bir etki bırakmış ve kitaptaki yerini almış. 1912 yılında çıkan bir gazete ilanında Kuşdili Tiyatrosu yapılmadan önce aynı yerde başka bir tiyatronun varlığından da bahsediliyor. Kuşdili Tiyatrosu yapıldıktan sonra da bu tiyatro faaliyetini sürdürmüş.
REKS SİNEMASI
Bugünkü Reks Sineması’nın bulunduğu yerde içi ahşap, üst kat locaları yaldız süslü bir sinema bulunuyordu. İlk ismi Febüs olan bu sinemaya daha sonraları Apollon Sineması adı verilmiş. O yıllarda Apollon Sineması’nın yazlık kısmı da açılarak hizmet vermeye başlamış. Naşit, Dümbüllü İsmail gibi ünlü komedyenler burada zaman zaman temsilleriyle Kadıköylülerin karşısına çıkmışlar. Kadıköy’ün o yıllarda tanınan ismi Akbaba Suat’ın akşamları, “Bu gece Apollon Sineması’nda!..” diye bağırıp el ilanları dağıttığını anlatır Dr. Ekdal kitabında. Sinema Rus Yahudisi olan Şiroskin tarafından işletiliyormuş. 1930’larda sinemanın ismi değişerek Hale olmuş. Şiroskin’den sonra Yordan Anas tarafından işletilmeye başlanmış. Hale sineması yıllarca muhteşem iç mekân tasarımıyla hizmet vermiş Kadıköylülere. Ancak Kadıköy’deki yapılaşmayla birlikte 1961 yılında eski bina yıkılmış. 1962’de açılışı yapılan binada daha sonra adının Reks olacağı yeni bir sinema hizmet vermeye başlamış. Reks Sineması bugün de Kadıköylü sinemaseverleri ağırlamaya devam ediyor.
SÜREYYAPAŞA SİNEMASI
Lüks olarak inşa edilen sinema 1927’de işletmeye açıldı. İç desenleri Ressam Edip Bey tarafından yapılan sinemaya Atatürk’ün bir gün gelip sinema izleyeceği düşünülerek son derece lüks bir loca hazırlandı. Fakat Atatürk’ün Süreyyapaşa Sineması’na hiç gitmediğini kitabında belirtiyor Dr. Ekdal. Tavan ve duvarları mitolojik desenlerle süslenmiş sinemada ilk film gösterimi sonunda üzüntü verici görüntüler yaşanmış. İlk film bitip, izleyiciler salonu terk ettikten sonra salonun kadife kaplamalarının izleyiciler tarafından ayakkabı parlatmak amacıyla yer yer kesildiği görülür. Bu olaydan sonra kadifelerin yerini tahtalar alacaktır.
OPERA SİNEMASI
Opera Sineması son derece lüks ve zevkli bir bina olmasıyla dikkat çeker. Sahibi, sinemacı Kadri Bey olarak ün salan Kadri Cemali Sümer Bey’dir. 1938’de büyük bir merasimle açılan sinemada ilk yayınlanan film, Nelson Eddy ve Jeanette Macdonald’ın “Seviştiğimiz Günler” oldu. Sinema binası Balkanların en lüks binası olarak ün salmıştı. Dönemin gençlerinin ilk uğrak yerlerinden oldu. Bilet bulmanın çok güç olduğu sinema yıkıldığı 1976 yılında yıkılana kadar her gün biraz daha ününü kaybederek hizmetini sürdürdü.
SİNEMA GÖSTERİM TEKNOLOJİSİNİN UÇ ÖRNEĞİ
Kadıköylüler iyi bilir… Yıllar önce bir sinema vardı Caddebostan’da… Miadını doldurduğu için yıkılan eski Caddebostan Kültür Merkezi’nin yerinde yazlık bir sinemaydı. İsmi Budak’tı… Hiç unutulabilir mi ki? Kim bilir hangimizin unutamadığı yaşanmışlıklara ev sahipliği yaptı Budak Sineması. Sadece sinema mı, konserler de düzenlenirdi orada. İsmi bile buram buram nostalji kokuyor… Hatıra kokuyor…
Şimdi o eski Budak Sineması’nın yerinde, Kadıköy Belediyesi tarafından yapılarak, Kadıköylülere armağan edilen, dolu dolu kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bir bina yükseliyor. Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi… Modern şekilde inşa edilmiş bu binanın içinde yok yok… Tam bir kültür kompleksi. Kadıköy’ün en hareketli mekânı olmuş geçen sürede. Her yaş grubu kendine göre bir faaliyet bulabiliyor. Kısacası cazibe merkezi olmuş Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi. Yukarıda bahsettiğimiz Budak Sineması da unutulmamış. Kadıköy’ün tarihine adını yazdırmış bu mekân unutulur muydu? Yetkililer buna duyarlı kalmış. Bu mekânın ismini yaşatma kararı almışlar. Şimdi Caddebostan Kültür Merkezi AFM Budak Sineması olmuş, hizmet veriyor bu muhteşem kültür kompleksi içinde. AFM gerçekten Türkiye’de sinema gösteriminin geldiği son nokta. AFM Sinemaları; sunumu, yönetim anlayışı ve işini bilen tüm personeliyle muhteşem bir hizmet sunmuş gerek Kadıköylülere gerekse Kadıköy dışından gelenlere. O eski tahta koltuklu sinemalardan ev rahatlığında koltuklarına, sinema sunum teknolojisine uygun iç mimarisiyle dünya standartlarında bir hizmet. 8 salon var CKM AFM Budak Sineması bünyesinde. Toplam 1149 kişi aynı anda film izleyebiliyor farklı salonlarda. 2 dijital, yani 3 boyutlu sinema salonu var. Dedik ya sinemacılıkta son nokta… Yok yok… Geleneksel sinemacılık kültüründen kopmadan, günümüz teknolojisini de unutmadan verilen hizmet kapsamında her yıl film festivali düzenleniyor İstanbul Film Festivali adıyla. 10 gün sinema şöleni yaşanıyor anlayacağınız Kadıköy’de. Bilmeyenler duysun! Çarşamba günleri Halk günü… Hafta içi 10.00 ile 19.00 saatleri arasında özel bir GSM şirketinin de katkılarıyla “bir sinema bileti alana bir bilet bedava” uygulaması var. Annelerin ve öğrencilerin de sinema keyfi yaşaması için örnek uygulamalar var. Her katında farklı bir güzelliğe ev sahipliği yapan CKM’ye modern çizgisiyle AFM Budak Sineması kısacası ayrı bir renk katmış.

Mustafa SÜRMELİ


ARŞİV