Şiir dizeleri görünür oldu

Bir şair, yanına şiir öğrencilerini ve onların şiirlerini de alarak ‘Şiirin Seyri’ sergisini açıyor. Şiir sevenler/mesafeli duranlar bu sergide görsel şiiri deneyimleyecek, şiir çarkında kendi şiirlerini yazacak, hatta canlı şiir yazdırabilecek!

27 Kasım 2018 - 16:36

Şiir sevenler, şiir sevmeyenler, şiirden korkanlar, şiiri yüreğine basanlar… Hepiniz ‘Şiirin Seyri’ sergisine davetlisiniz. Zira bu sergi size şiiri yaşatacak, hatta şiir yazdıracak!

Kozyatağı Kültür Merkezi’nde Aralık’ta bir aya boyunca açık kalacak sergiyi ve şiirli diğer etkinlikleri, proje koordinatorü Ayça Erdura ve projenin –kendi deyişiyle- ‘fikir dedesi’ şair Haydar Ergülen’e sorduk.

Ayça hanım siz de şair misiniz?

A.Erdura: Bilemiyorum ki ne desem; şiir yazıcısı, şiir işçisi..

(Haydar Ergülen lafa girerek; gençler kendilerine ‘şair’ diyorlar, o nedenle sen de diyebilirsin Ayça.  Yaşlanınca demiyorlar.)

Haydar bey siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

H.Ergülen: Şiir yazarı

Ayça hanım şiirler tanışmanız nasıl oldu?

İktisat mezunuyum, uzun yıllar şirketlerde pazarlama alanında çalıştım. 15 yaşından beri yazıyorum. Babamın (şarkıcı Ersan Erdura) şarkı sözü yazarlığı yaptım, 25 şarkı yazdım. Yaklaşık 5 sene önce de Haydar hocanın şiir atölyesine katıldım. Bize şiiri çok sevdirdi. Asla kendi tarzında yazdırmaya yönlendirmeyen, tam tersine başka başka şairleri okumamızı teşvik eden bir eğitmen o.

Peki bu şiir sergisi fikri nasıl ortaya çıktı?

A.Erdura: Bu, Türkiye'de bir ilk. Haydar hocayla yaptığımız atölye çalışmaları sırasında çıktı. Ben bir gün bir şiir yazıp hocaya götürdüm. Hoca da ‘A bu görsel şiir’ dedi.

Ne demek görsel şiir?

H.Ergülen: Dünyada çok örneği var. Avrupa’da 1920-30’larda Dada’cılar tarafından şiir sergileri açılmış. Türkiye'de de 20-25 yıldır yazılan bir şiir türü. Sadece sözcüklerle ve onların bildiğimiz dize olarak yazılması değil, farklı okumalara (aşağıdan yukarı ya da çapraz gibi) açık olması, başka görsel malzemeler katılarak yapılan şiir türü.  Ayça'nın şiiri de böyleydi. Daha sonra onu başka görsel malzemelerle zenginleştirerek görsel şiir niteliğine kavuşturdu . Ben şiirin her şekilde olabileceğine inanıyorum; yazı, söz, düşünce, fotoğraf, sinema vb. Görsel şiir, insanlara şiiri ulaştırmanın, onların ilgisini çekmenin en iyi yollarından biri artık. Biliyorsunuz artık sanatta disiplinlerarası dediğimiz şey var. Şiir bu açıdan her yere sızabildiği için en kullanışlısı.

Sizler de bu görsel şiirlerden bir sergi hazırladınız.

H.Ergülen: Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüleri’nin yılsonu sergileri olur ya, bu da bizim atölyenin ‘şiir olgunlaş(tır)ma’ sergisi! (gülüşmeler)

Çok esprili birisiniz. Ben şairleri hep daha hüzünlü kişiler olarak  kodlamışım.

H.Ergülen: Gençken öyle oluyor da sonra bakıyorsunuz fayda yok! 60 yaşımı geçtim, hala hayattayım çok şükür diyorum çünkü şairler genelde bu yaşa kadar pek yaşayamazlar. (gülümsüyor)

(Ayça Erduran araya giriyor; ben hocama ‘Yaşayan en ünlü şair’ diyorum)

H.Ergülen: Bu yaşa dek yaşayabildiğim için ünlüyüm, yaşamakla ünlüyüm yani (kahkahalar)

Sergide dönecek olursak…

A.Erdura:  4 yıllık atölyeye katılan arkadaşlardan 33’ünün, ortalama 3'er görsel şiiri sergileniyor. Tabi bir de şiirin görselleştirilmesi var. Herkes görsel şiir yazmadı, bazı şiirler de sonradan görselleştirildi. Görselleri Ayşecan Kurtay yarattı, art direktörlüğü Tolga Kılıç yürüttü, Başgöl sosyal medya ve görsel videolardan da Nihal Başgöl sorumlu.

Peki izleyiciler şiiri nasıl seyredecekler? Şiir seyredilir mi?

H.Ergülen: Şiir şiir olalı böyle görsellik görmedi! (gülüyor)  Evet, şiir her şey yapılır; düşünebilirsiniz, cebinize koyabilirsiniz, arkadaşlık edebilirsiniz, kızabilirsiniz, sevebilirsiniz. Şiir sizin yanınızda, cebinizde, içinizde.  Hani meyhaneden çıkarken yolluk alınır ya, şiir de bizim dünyaya gelirkenki yolluğumuz. Cemal Süreya'nın dediği gibi ‘şiir bir olanaktır’. Ben de şiiri sadece şiir olarak görmüyorum. Hem öncü, hem destek kuvvet olabilir, hem sıradan bir er olabilir. Her şey olabilir şiir, ona ne yüklediğinizde bağlı…

Uzun yıllardır yaza yaza, okuya okuya bu noktaya geldim. Bu bir düşüncedir elbette. Hiçbir şey kesin değildir. Şiir hakkında herkes milyon tane şey söyleyebilir. Şair olanlar da olmayanlar da. Ben de şiiri bu şekilde düşünüyorum. Bu da şiirin getirdiği özgürlük bu. Herkes şiiri farklı şekilde duyabilir, düşünebilir, okuyabilir, yazabilir, düşleyebilir…

Başka neler olacak sergide?

A.Erdura:  Şiir çarkı! Her bir katı 5’er kelime içeren 4 katlı bir çark. İzleyici her katmanında bir sayı tutarak, saat yönünde çevirecek. Sonunda da bir dize oluşacak. Yani siz o çarkı çevirerek kendi şiirinizi bulacaksınız. Mesela seksek oyunu bölümüz var. Burada da katılımcılar seksek oynayarak şiirleri okuyabilecekler. Ayrıca çocuk-genç kitapları yazarı Füsun Çetinel de daktiloyla anında canlı şiir yazacak!

Amacımız da şiiri sevdirmek, şiirle hiç ilgisi olmayan bir insanın da dikkatini çekebilmek… Çünkü ne yazık ki şiir az okunuyor.

H.Ergülen: Bunu ben yurtdışında görmüştüm. Aynı benim gibi, sakallı bir oğlan Paris’te nehrin kıyısında daktiloyla oturuyordu. ‘Ne yapıyorsun?’ dedim, şiir yazdığını söyledi. ‘Kaç para?’ diye sordum, uzunluğuna göre 5-10 euro filan dedi. Ona bir tema veriyorsunuz şiir yazıyor. Dedim ‘ben turistim, 5 euro’luk yazıver’ (kahkahalar) Sonra benim de şair olduğumu öğrenince uzun bir şiir yazıp az para almıştı. (kahkahalar) Bizim sergimizde de siz Füsun’a diyeceksiniz ki mesela ‘aşık oldum, sevdiğimden ayrıldım, sıla hasreti çekiyorum’ filan. O da yazacak.

Tüm bunların temelinde sanat var. Sanat nedir? Hakikat ve oyundur. İnsan da öyledir. Dünyaya nasıl katlanıyoruz? Hakikati arıyoruz ve oyunla katlanıyoruz. Hikayeler istiyoruz, ama bir taraftan da ölüm diye bir hakikat var ve ona doğru gidiyoruz. Tüm bu arayı  doldurmak istiyoruz. Şiir de bunun en önemli karşılıklarından biri. Şiirin yarısı hakikatsa, yarısı da oyundur . Oyun duygusu bittiği zaman şiir kurur gider, bir propaganda aracına dönüşür. Oysa insanların daha çok düşe ihtiyacı var yaşamak için. Şiir o düşleri yükselten, içine oyun da katan, renkli, eğlenceli, sürprizli, şenlikli bir şey…

Demin Ayça hanım, şiirin az okunduğundan yakındı. Sizce de öyle mi şiir yazarı Haydar bey? Bu serginin etkisi olur mu?

H.Ergülen: Nazım, ‘ iyimserim dostlar akarsu gibi’ der ya, ben de tam öyleyim. Bütün bu çağın insanlara getirdiği hız, yüklediği sorumluluklara karşı şiir yine de direnmenin yolunu buluyor. Şiir eskiden de gerekliydi ama şimdi daha çok gerekli.

Sosyal medyada sıkça şiir paylaşılıyor. Bunu eleştiren de destekleyen de var. Siz hangi cephedesiniz?

H.Ergülen: Karşı değilim. Tam tersi oradan birisi iki dize bile okusa, şiirle yakınlaşır, şair tanır. Şiirin varlığını öğrenir, duygusunu tadar.

Peki herkes şiir yazabilir mi?

Şiir şiire bakarak yazılır. Her 50 yılda 100 yılda bir büyük şairler çıkar. Herkes büyük şair  olacak diye bir şey yok. Biri güzel şair olur, birine yakışıklı şair denir, biri uzun, biri sarışın şairidir.

Ya siz?

H.Ergülen: Sakallı şair (gülüyor) ‘Ölünce nasıl anılmak istersin?’ diye sorarlarsa, iyi bir insan olarak anılmak isterim. İlla şairliğimden bahsedilecekse de ‘Eskişehirli şair’ denilmesi yeterli…

Eskişehir demişken, bu sergiyi açmak için neden Kadıköy’ü tercih ettiniz?

Çünkü olay artık burada geçiyor! (gülüşmeler) Eskiden olsa (Gezi’den önceki) Taksim'de yapardık ama şimdi olaylar Kadıköy’de yaşanıyor. Kültür sanat etkinlikleri hep burada, Kadıköy insanı da okur-yazar, demokratik ve çağdaştır. Kadıköy’ü denizi olan Ankara'ya benzetiyorum. Orada okudum, çok severim.

Tabi bir de bu ticari bir iş değil. Kendi çabalarımızla yapmamız çok zor olurdu, bize destek veren Kadıköy Belediyesi'ne teşekkür ederiz bu vesileyle.

Bu sergiye kimler gelsin istersiniz?

H.Ergülen: Herkes… Mesela şiir nedir hiç bilmeyenler gelmeli. Edebiyat sanat deyince insanlar bazen korkup çekiniyorlar yanlış bir şey söylemekten. Korkulacak bir şey yok, şiire gelin (kahkahalar)

Adeta şiir bienali…

 1 - 31 Aralık tarihleri arasında Kozyatağı Kültür Merkezi’nde şiir sergisi açılacak, şiir sempozyumları ve atölye çalışmaları yapılacak. ‘Şiirin Seyri’ adlı şiir sergisinde 33 şairin 100 civarı şiiri sergilenecek. Bir tür “şiir bianel” de sayılabilecek bu etkinlikte, şiirin farklı, yaratıcı sergileme biçimleri yanında, gösteri, okuma, dinleti, panel, video, videopoetry, konuşma, söyleşi ve tartışmalarıyla organik bir ruh kazanacak. 1 Aralık cumartesi günü saat  14.00’te yapılacak açılışta, 70’li yılların popüler şarkıcıları Ersan Erdura  ve Bilgen Bengü müzik dinletisi sunacaklar.  Aynı gün bir de şiir paneli yapılacak. Orhan Alkaya, Tuğrul Tanyol, Riitta Cankoçak ve Mustafa Köz, ‘Şiir yazmak gerekli mi?’ sorusuna yanıt arayacaklar. 2 Aralık günü saat 15.30’da KKM Konferans Salonu’nda bir şiir paneli daha olacak. Haydar Ergülen, Cenk Gündoğdu, Baki Ayhan, Zeynep Köylü, ‘ilk kitaplar ve şiiirde acemilik’ konusunu ele alacaklar. 9 Aralık’taki panelde ise Hilal Karahan, W.B Bayrıl, Turgay Kantürk ve Engin Turgut, ‘şiir ve görsellik’ temalı söyleşecekler.

Etkinlikler KKM Konferans Salonu, Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi ve Kozzy AVM’de yapılacak.

1 ay sürecek şiir günleri kapsamında ayrıca şu etkinlikler yapılacak;

  • Haydar Ergülen ile şiir çalışması (2 Aralık/13.00)
  • Nihal Başgöl ile senaryoda kahramanın yolculuğu (8 ve 15 Aralık/13.00)
  • Funda Tarakçıoğlu ile şiirleri boyuyoruz  (8 Aralık/15.00)
  • Füsun Çetinel ile yeni metinler yeni formlar (8 ve 22 Aralık /17.00 / 16 ve 23 Aralık /15.00)
  • Yeşim Cimcöz ile yaratıcı yazı (9 Aralık/ 13.00)
  • Tolga Kılıç ile şiirini al gel (15 ve 22 Aralık /15.00)
  • Gizem P. Karaboğa ile duygulardan kurguya (23 Aralık/13.00)


ARŞİV