Kasetlerden CD’lere, dijitalden plağa uzanan müzik yolculuklarını koleksiyonculukla pekiştiren Kaliber çifti, bu ilgiyi hem kültürel bir miras hem de kişisel bir keşif alanı olarak tanımlıyor. Görme engelli akademisyen Alper Kaliber’e müzik yolculuğunda eşi Esra Kaliber eşlik ediyor.
“Eşim ve ben akademisyeniz. İlk tanıştığımız andan beri birlikteyiz. Bizim hayatımızda öteden beri müziğin çok önemli bir yeri vardı. Önce kasetlerle başladık, sonra CD’ler ve dijital müzik girdi hayatımıza. Ama 2010’a doğru plak daha fazla bizi cezbetmeye başladı.” diyen Ahmet Kaliber, üniversite yıllarında başladığı müzik arşivciliğini genişletmeye devam ettiğini ifade ediyor.
“PLAK KUSURLU AMA ÖZEL”
Dijital arşivleri daha geniş olsa da plağın bambaşka bir anlamının olduğunu anlatan Alper Kaliber, “Aslında plak kusurlu bir medyadır. Çok bakım ister, dinamik aralığı dijital formatlara göre dardır. Ama plağın başka bir özelliği var. Daha sıcak, doğal bir sesi vardır. Aynı zamanda plak bir belgedir. 1970’lerde insanlar nasıl dinliyorlarsa, siz de aynı sesle dinlemiş oluyorsunuz.” dedi.
Plağın görsel yönünün de önemli olduğunu vurgulayan Kaliber, “Kapağıyla, içeriğiyle o döneme ait bir tarihi belgedir. Büyük boyutlarıyla dokunabileceğiniz bir yanı vardır. Mesela Barış Manço’nun Moda burnunda kayalıkların üstünde poz verdiği plağı elinize alınca dönemi gözünüzde canlandırabilirsiniz.” diye konuştu.
DÜNYAYI DOLAŞAN PLAKLAR
Çiftin koleksiyonunda farklı hikâyeler taşıyan plaklar da bulunuyor. İzmir’den aldıkları “Yeni Bir Gün” albümü, Barış Manço’nun en özel kayıtlarından biri olarak arşivde yer alıyor. Brezilya’da buldukları Erasmo Carlos plağı ise nadir bulunmasıyla dikkat çekiyor. Kaliber, “Birçok plağın böyle enteresan hikâyeleri var. Dünyayı dolaşmış, birçok elden geçmiş plakların sonunda bize ulaşması çok değerli. Bu his koleksiyoncuların bildiği ve sevdiği bir histir.” dedi.
“MÜZİK ORTAK NOKTAMIZ”
“Müzik, yaşamın vazgeçilmez bir parçası” diyen Esra Kaliber ise “Sabah uyanır uyanmaz ilk aklıma gelen müzik açmam gerektiği oluyor. Asla sessiz bir ana tahammül edemiyorum. Çalışırken bile mutlaka müzik olmalı. Arabaya bindiğimde ilk işim müziği açmak oluyor. O yüzden müzik hep ortak noktamız. Plak bakmaya da birlikte gidiyoruz. Koleksiyon oluşturmak benim için de çok önemli. Aldığımız her plak bizim için bir anı olarak kalıyor. Plaklarla zamanın ruhunu dinliyoruz. Yurt dışına gittiğimizde hangi ülke olursa olsun bir günümüzü mutlaka plakçılara ayırıyoruz. Yabancı sanatçıların da plaklarını almak arşivimize zenginlik katıyor.” diye anlattı.
AKADEMİDEN DJ KABİNİNE
Açık Radyo’da 2010-2020 yılları arasında müzik programı yapan Alper Kaliber, daha sonra Brezilya’daki akademik yolculuğu sırasında ülkenin güçlü müzik kültürüyle tanıştı. Bu süreçte plak koleksiyonunu genişletti ve Türkiye’de pek bulunmayan kayıtları da arşivine kattı. Kaliber çifti şimdi iki ayda bir sahne alıyor.
YENİ BAŞLAYANLARA ÖNERİLER
Plak koleksiyonculuğuna ilgi duyanlara da önerilerde bulunan Alper Kaliber, online imkânların önemine şu sözlerle dikkat çekiyor: “Eskisine göre online plak almak çok daha kolay. Birçok plakçı arşivini dijitalize etti. İngiltere’de Juno gibi siteler var. Dijital olarak dinleyip karar verebiliyorsunuz. Tabii enflasyon plakları da vurdu, dönem baskıları hem zor hem de pahalı. Ama günümüzde yeniden baskılar revaçta. Hatta bazı firmaların baskıları, dönem baskılarından bile daha iyi ses veriyor. Daha kaliteli plaklar üretiliyor.” Koleksiyonculuğu ise bir keşif süreci olarak tanımlayan Kaliber, “Müzisyenleri keşfettikçe onların birlikte çaldığı isimleri tanıyorsunuz. Böylelikle müzisyenleri de tanımış oluyorsunuz. Müzikte çeşitlilik çok artık dijital olarak müzik dinlemek çok kolay. Beğendiğiniz albümleri plak olarak satın alabilirsiniz. Artık her şey mümkün.” dedi.