“Nostaljiye dönük romantik yanlarımızı keşfediyoruz”

Kadıköy’den Viyana’ya bir “fanzin köprüsü” kurmuş olan Deniz Beşer “Son dönemde iyice tatsızlaşan dünya halleri geçmişe ve nostaljiye dönük romantik tarafımızı keşfetmemizi sağladı” diyor

30 Ağustos 2018 - 15:12

Türkiye’de ve uluslararası alanda adını duyurmuş Heyt be! Fanzin’in kurucusu Deniz Beşer, 8-9 Eylül’de İstanbul Comics & Art Festival (İCAF)’ta yapılacak fanzin atölyesinin başında yer alacak. Beşer ile Heyt be! Fanzin’in çıkış öyküsünü, fanzin çıkarmanın zorluklarını ve fanzin kültürünü konuştuk.

Heyt be! Fanzin’i kaç yılında ve nasıl yayınlamaya başladınız?

2010 yılı içerisinde Sedef Karakaş, ben ve Barış Sinsi ile birlikte fotokopi dergi oluşumu olarak İstanbul’da kurduğumuz Heyt be! Fanzin, benim Viyana’da yaşamaya başlamam üzerine orada da faaliyetlerine devam etmeye başladı. Aslında başlangıçta kendimizi karşının fanzini olarak nitelendirsek de yaptığımız ve yer aldığımız etkinliklerin çoğunun Kadıköy’de ilgi görmesi sebebiyle Anadolu yakasına karşı ayrı bir sempati beslemeye başladık.

Heyt be! Fanzin, bilgisayar kullanılmaksızın tüm mizanpajını kolaj mantığı ve punk estetiği ile çözümleyen, bu bağlamda dijitale karşı analogu savunan bağımsız, zamansız İngilizce ve Türkçe bir sanat yayını. İllüstrasyon, röportaj, fotoğraf, hikâye, müzik kritikleri, sinema ve güncel sanat yazıları gibi içeriklerden oluşan Heyt be! Fanzin’de gezi, yemek, rüya, sahte popülarite, uzay, müstehcen gibi farklı temaları ele aldık. Fanzin içerisinde gerek yerli gerekse yurtdışından görsel sanatçıların üretimlerine yer vererek bir karma sergi kurgulama gayreti içerisindeyiz.

Nerelerde dağıtılıyor?

Heyt be! Fanzin, 6 farklı ülkede (Türkiye, Avusturya, Brezilya, Almanya, İtalya, İspanya) 40’dan fazla noktada bulunabiliyor. Genellikle çağdaş sanat müzeleri, kitapçılar, sanat galerileri ve müzik dükkânlarına dağıtımını yapıyoruz. Aynı zamanda online sipariş vererek ulaşmak da mümkün. Dağıtım yapılan yerlerin tam listesi heytbefanzin.tumblr.com üzerinde mevcut.

Fanzin çıkarmanın zorlukları neler?

Okuyucunun ana ilgisinin dijitalden yana olması, matbaa ve fotokopi masraflarının Euro ve Dolara endekslenmesi, kurların haddinden fazla yükselmesiyle gelen zamların baskı ücretlerini arttırması, dağıtım zorlukları, azınlık bir kitle olan fanzin okuyucusu ve yaratıcısı olanların dayanışma içerisinde olamaması, daha önce fanzin okumamış ve bu mecrayla tanışmamış insanlara tam anlamıyla ulaşamamak fanzinle ilgili gözüme çarpan zorluklar…

Fanzin çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

Yaptığımız işleri aslında biraraya getirmek en büyük idealimizdi. 2010 senesinde katıldığımız bir fanzin sergisi, bizlere bu projeyi hayata geçirmemiz için fırsat sağladı diyebilirim. Fanzinleri kendi küçük evrenlerimiz içerisinde iletişim kurmamıza ön ayak olan bir sanat formu olarak görüyorum. Görsel sanat esas alanım ve bu açıdan fanzin yayınlamak, sanat pratiğimin içerisinde oldukça önemli bir yere sahip. Benim için aynı zamanda tarihin dokümantasyonu, arşivi ve kendi bağımsız belleklerimizi yaratmak adına özgün bir yönelimin parçası.

Fanzininiz uluslararası bir düzeye ulaşmış durumda. Fanzin kültürünün yaygınlaştığını söyleyebilir miyiz?

Fanzini İngilizce ve Türkçe yayınlamamız dil bariyerini kırmakta bize oldukça fayda sağlıyor ve yurtdışında daha iyi anlaşılmak için İngilizce de yayın yapmak artık en önemli unsurlardan biri. Bunun dışında benim yarı zamanlı Viyana’da yaşıyor olmam Avrupa’daki fanzin festivallerini yakından takip etmemi ve bu organizasyonlara katılmamızı kolaylaştırdı diyebiliriz. Bu doğrultuda son 3 sene içerisinde Yunanistan’da “Athens Zine Fest”, Barcelona’da “Gutter Fest” ve geçtiğimiz aylarda Roma’da “Crack Festival”de Heyt be! Fanzin ile yer aldık.

İnternetli hayatlarımız her ne kadar bizi sosyal medya, blog ve webzine’lerle sarmalasa da son yıllarda ortaya çıkan fanzin sayısında artış gözlemlediğimi söyleyebilirim. Buna bizlerin İstanbul’da organize ettiği fanzin festivali “Fanzineist” ve başka bir organizasyon olan “İstanbul Comics & Art Festival”in katkılarını da belirtmeden geçmemeli. Son dönemde iyice tatsızlaşan dünya halleri geçmişe ve nostaljiye dönük romantik tarafımızı keşfetmemizi sağladı ve bu da bizleri plak dinlemeye, fanzin okumaya yönlendiriyor diyebiliriz.

Gelecek planlarınız neler?

7-9 Eylül’de Kadıköy’de gerçekleşecek İstanbul Comics & Art Festival’e dâhil oluyoruz. Orada festival boyunca fanzin atölyelerinin başında yer alacağım. Türkiye’de yayınlanan fanzinler ve Heyt be! Fanzin ile ilgili konuşma yapmam için Ekim ayında Kanada’da gerçekleşecek Vancouever Art Book Fair’e davete edildim. Orada aynı zamanda Heyt be! Fanzin’in de standı yer alacak. Ve sonrasında Kasım ayı içerisinde İsviçre’de başka bir bağımsız yayın festivaline katılacağım.


ARŞİV