“Kadıköy’de olmak büyük keyif”
Son yıllarda Anadolu Rock müzik tarzıyla öne çıkan Emre Fel, Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Kalamış Yaz Festivali’nde sahne alarak müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı
Anadolu Rock’ın genç temsilcilerinden Emre Fel, Kalamış'ta Kadıköylülerle buluştu. Büyük ilgi gören konserde sevilen şarkılarını seslendiren sanatçı, enerjik performansıyla dinleyicilerin beğenisini topladı. Konser öncesinde bir araya geldiğimiz Emre Fel ile hem Kadıköy’de sahneye çıkmanın kendisi için anlamını hem de müzik yolculuğunu konuştuk.
* Geçen sene de Kalamış Yaz Festivali’ne gelmiştiniz. Buranın atmosferini nasıl buluyorsunuz? Kadıköylülerle buluşmak nasıl bir duygu?
Eskiden daha çok buralarda konser verirdik. Zamanla farklı yerlere de yayılmak zorunda kaldık ama Kadıköy her zaman benim en keyif aldığım yerlerden biridir, hatta ilk üçe rahatlıkla girer. Bugün de keyifli geçeceğini düşünüyorum.
“HEM SANATÇIYA HEM HALKA NEFES ALDIRIYOR”
* Kadıköy’ün kültür-sanat faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu festivallerin olması çok önemli. Hem sanatçılara destek sağlıyor hem de dinleyicilerle buluşmamıza vesile oluyor. Ben keyif alıyorum, ortaya koyduğum müzikten memnun olan dinleyici mutluluğunu bana geri yansıtıyor. Bu döngü çok kıymetli. Burada olmak sadece benim için değil, tüm müzisyen arkadaşlarım için de büyük bir keyif.
* Size ‘Yeni Anadolu’nun temsilcisi’ deniyor. Bu unvan size ne hissettiriyor?
2018’de böyle bir tarz yapayım, adına da “Yeni Anadolu” diyeyim diye düşündüm. Şimdi olsa belki aynı ismi koyar mıydım bilmiyorum ama o dönemde doğru gelmişti. İnsanların ‘Yeni Anadolu’ diye anması, insanların yeni bir tarzın olduğunu söylemesi hoşuma gidiyor.
“BARIŞ MANÇO KÖKTÜR, BİZ DALLARIZ”
* Barış Manço sizin için nasıl bir yerde? Müziğinize ilham verdi mi?
Tabii ki… Yeni Anadolu’nun kökü ondan geliyor. Barış Manço, Cem Karaca gibi o güzel insanların ortaya çıkardığı mirası, biz kendi dönemimizde başka biçimde yorumluyoruz. Onlar kök, biz ise dallarız. Benim için Barış Manço hep bir kök oldu.
* Kliplerinizde farklı konseptler görüyoruz. Bunları nasıl belirliyorsunuz?
Genellikle yönetmenlerimiz Samet ve Ümit’in fikirleri oluyor. Eğer anlatmak istediğim özel bir şey varsa senaryosunu yazıyorum. Ama çoğu zaman planlı gitmiyoruz. “Halı sahada çekelim” diyorlar, biz de gidiyoruz. Bazen benim aklıma bir mekân geliyor, birlikte karar veriyoruz. Önceden yazılıp çizilmiş şeyler değil; sahada gelişiyor. O anda karar verip çekiyoruz. Bu doğallığı seviyoruz.
“KEŞKE BEN YAZSAYDIM DEDİĞİM ŞARKI: GÜLPEMBE”
* Nesilden nesile aktarılan şarkılar arasında “Keşke ben yazsaydım” dediğiniz bir şarkı var mı?
Evet, ‘Gülpembe’. Konserlerimde de sahneye çıkmadan önce bu şarkının küçük bir tiyatrosunu yaparım. Son dönemde dinleyiciler daha çok ezberlediği için biraz kısaltmak zorunda kaldım ama ‘Gülpembe’ her zaman benim için özel bir yerde.