Silivri'de tutuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan'ın gazeteci dostları, sanatçılar ve milletvekilleri dayanışma etkinliğinde buluştu.
Kadıköy'den Silivri'ye selam!
Silivri'de tutuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan'ın gazeteci dostları, sanatçılar ve milletvekilleri dayanışma etkinliğinde buluştu. Özkan ve diğer tüm ‘Silivri esirlerine’ selam gönderilen buluşmada, Özkan'ın kızı Nazlıcan'ın konuşması izleyicileri ağlattı...
Gökçe UYGUN
Fotoğraflar: Gürbüz ENGİN
Tutukluluğunun 5. yılına giren gazeteci-yazar Tuncay Özkan için Kadıköy'de dayanışma etkinliği düzenlendi. Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde 15 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirilen etkinliğe; CHP hukuktan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP milletvekilleri Birgün Ayman Güler, Kadir Gökmen Öğüt ile eski CHP Milletvekili Çetin Soysal, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Cumhuriyet gazetesi yazarları Şükran Soner, Ali Sirmen ve Bedri Baykam, sanatçılar Tarık Akan, Rutkay Aziz, Odatv davasında uzun tutukluluklarının ardından serbest bırakılan Müyesser Yıldız ve Sait Çakır, Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Mutlu, Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı, ressam-yazar Bedri Baykam ile çeşitli davalar nedeniyle tutuklu gazeteci, yazar ve aydınların yakınları, sivil toplum örgütleri üyeleri katıldı. Tuncay Özkan’a Özgürlük Girişimi tarafından düzenlenen etkinliğin en çok dikkat çeken 2 ismi, etkinlikten 1 gün önce Odatv davasında tahliye edilen gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’dı. Barış’lar, Kadıköylülerin doldurduğu salona alkışlarla, “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla girdiler.
Etkinlikte ilk olarak konuşma yapan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Tuncay Özkan için dayanışma etkinliklerinin Kadıköy'den başlamasının önemine dikkat çekerek, “Çünkü Kadıköy’de Tuncay Özkan ve arkadaşlarının savunduğu fikirleri savunuyor. Özkan'ın bu salondaki konuşmaları daha dün gibi aklımda. Askeri darbelerden medet umulmamasını halktan medet umulmasını söylüyordu. ama şimdi tam tersi iddialarla suçlanıyor!” dedi. Öztürk, artık Türkiye'de insanların hukuka inancının sarsıldığını vurgulayarak, “Toplumun büyük kısmı da sinmiş durumda. Ama biz, içerde demokrasiyi savunan tüm dostlarımız için korkamadan, yılmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun nedenle birlik içinde olmalıyız. Biz bunu Kadıköy'de yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
BABASINDAN NAZLICAN'A ‘NANE ÇİÇEĞİ...’
Kürsüye ikinci sırada gelen kişi ise “Tuncay Özkan'ın can’ı” olarak anons edilen kızı Nazlıcan Özkan'dı. Nazlıcan, “Babam içeri tıkılalı 1450 gün oldu. Biz bu 1450 günde ifade özgürlüğümüzün elimizden alınmasına şahit olduk. Adalet istiyoruz. Babam, suçunun ne olduğunu soruyor. Yanıt alamıyor. Ama sizlerin varlığı, onun cesaretinin, suçsuzluğunun kanıtı. İyi ki varsınız!” sözleri salondan büyük alkış aldı. Tuncay Özkan'ın hücre arkadaşı Barış Terkoğlu da Özkan’ın kendisinden ricalarını anlattı. İlk rica olarak Özkan'ın yazdığı mektubu okuyan Terkoğlu'nun, her şeyin yasak olduğu cezaevinde, Özkan'ın naneyi suda bekleterek yeşerttiği çiçeği, Nazlıcan'a vermesi salonda duygu dolu anlar yaşattı. Terkoğlu, “Bazen insanlık, bazı insanların omuzlarında yükselir. Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Soner Yalçın ve diğer dostlar da böyle insanlar... Bu karanlık günlerin geçeceğine inanıyorum” yorumunu yaptı. 6 ay boyunca Mustafa Balbay’ın yanında kaldıktan sonra serbest bırakılan Barış Pehlivan da kendisinin 1.5 yıllık tutukluluktan sonra tahliye edildiğini belirterek, “Mustafa Balbay’ın koğuşuna ilk gittiğimde ‘utanıyorum’ dedim, ‘Sen burada 1 yıl nasıl kaldın?’ Tahliye olurken de aynı şeyi söyledim, ‘utanıyorum’. Ama herkes bilsin ki Balbay, orada tutuldukça daha da güçleniyor!” dedi. Pehlivan, herkesi mutlaka ve mutlaka destek için Silivri'ye mektup yazmaya çağırdı. Etkinlikte yapılan diğer konuşmalarda da ülkenin içinde bulunduğu durumdan duyulan sıkıntılar ifade edilerek, “karanlıkla mücadele” çağrısı yapıldı.
Etkinlik, gazeteci, yazar ve sanatçıların Özkan'ın kitaplarını imzalamasıyla sona erdi.
ÖZKAN'IN MEKTUBU
Hücre arkadaşı Barış Terkoğlu aracılığıyla gönderdiği mektuba, “Gelinen süreçte kendimi halkımın adaleti ve vicdanına teslim ettim. Bu kara zamanlar, halkımızın hukukunu ve adaletini yok etti” diye başlayan mektupta Tuncay Özkan, şu çağrıyı yaptı; “Sizi artık yeter demeye çağırıyorum. Siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, halkımızı Cumhuriyet'i savunmaya meydanlara davet ediyorum. Durmanın zamanı değil diyorum. Şimdi meydanlarda olmanın zamanı. Hepinizi hasretle, sevdamla, aşkla selamlıyorum...”