Ulaşımda istasyonsuz dönem mi başlıyor?

Geçtiğimiz yıl kullanılmaya başlanan ve bugünlerde Kadıköy’de oldukça popüler olan elektrikli scooter uygulamasını deneyimledik. Uygulamayla birlikte kent içinde kolay ve erişilebilir ulaşım hedefleniyor

24 Temmuz 2019 - 09:40

Ulaşım uzmanlarına göre Uber ve benzeri araç ve yolculuk paylaşımı hizmetlerinin ortaya çıkması ile birlikte kent içi hareketlilik ekosisteminde önemli değişiklikler olduğunu görülüyor. Bu değişikliklerinin en sonuncusu ise mikro hareketlilik kavramının ortaya çıkışı. Mikro hareketlilik; istasyonuz elektrikli scooter paylaşım sistemleri, istasyonuz bisiklet paylaşım sistemleri etrafında şekillenmekte olan yeni bir ulaşım türü olarak tanımlanıyor.

İstanbul gibi kalabalık şehirlerde  istasyonuz ulaşım araçlarıyla çözüm arayışları başlamış durumda. Bu çözüm arayışlarından biri de elektrikli scooterlar. Alternatif ve eğlenceli gibi görünen bu uygulamanın adı da MARTI. Bu yeni ulaşım uygulaması şu anda aktif olarak Kadıköy’de, özellikle Bağdat Caddesi’nde, Minibüs Caddesi’nin bazı bölümlerinde ve sahilde kullanılabiliyor. İlerleyen dönemlerde ise Anadolu yakasına yayılması planlanıyor. Farklı bir konumdayken de uygulamaya girdiğinizde o bölgede daha çok MARTI görmek istediğinizi talep edebiliyorsunuz. Henüz emekleme aşamasında olan uygulama nasıl çalışıyor, hangi bölgelerde kullanılıyor ve ne kadar ücret karşılığında kullanılıyor?

UYGULAMAYI İNDİRMEK GEREKİYOR

Uygulamayı kullanabilmek için  cep telefonunuzdan kayıt olup kredi kartı bilgilerinizi girmeniz gerekiyor.  Ekranda harita üzerinde kendi konumunuzu, çevrenizde uygun olan MARTI’ları ve her scooter’ın ne kadar şarjı olduğunu görebiliyorsunuz. Aynı yerde birden fazla scooter gözüktüğünde, ekranda size yakın olanlardan birini seçip “zili çal” butonuna basarak sesini duyabiliyorsunuz ve hangisinin şifresini alacağınızı ayırt etmek kolaylaşıyor.

DAKİKASI 0,75 KURUŞ

Uygulamada ve scooterların üzerinde ücret tarifesi hakkında bilgi veriliyor. Başlatmak 3 TL, sonrasında dakika başına 0.75 TL. Bu durumda yaklaşık 11 dakika süren ve minimum duraksama ile yapılmış kısa bir sürüş yaklaşık 11 TL tutuyor. Acemilik zamanlarında kilidi açmak ve tekrar kilitlemek de zaman alabildiği için bunlar da sürüş süresine dahil oluyor ve ücret iyice artıyor.

Kilit sistemi ise şöyle: İstediğiniz scooterın yanına geldiğinizde uygulama içinde bulunan kamera ile scooterdaki QR kodunu okutuyor ya da ekrana, scooter üzerinde bulunan kodu yazıyorsunuz. Daha sonra ekrana 4 rakamdan oluşan kilit kodu geliyor ve sayıları çevirerek şifreyi giriyorsunuz. Sürüşü bitirmek için ise scooterı istediğiniz güvenli bir yere kilitleleyip bunu gösterecek şekilde fotoğrafını çekiyorsunuz. Bu şartları sağlamadan bıraktığınız takdirde 40 TL’lik bir ceza olduğu uyarısı ekranda belirtiliyor. Sağlam olduğundan emin olduğunuz herhangi bir yere bağlayabiliyor olmak veya gidilecek mesafe konusunda bir kısıtlama olmaması olumlu bir özellik. Sürüş sonunda harita üzerinde gittiğiniz yol, sürüş süresi ve tutar gibi detayları görebiliyorsunuz. Ödeme otomatik olarak kartınızdan çekiliyor. Eğer 10 TL’nin altında bir tutar gözüküyorsa sistem 10 TL’yi hesabınızdan çekip sonraki birkaç gün içinde aradaki farkı ücret iadesi olarak hesabınıza yatırıyor.

ÜCRETİ YÜKSEK BULUYORLAR

Amerika ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde elektronik scooter kiralama hizmeti veren Bird firmasının ücret tarifesine baktığımızda da MARTI ile benzer olduğunu görüyoruz. Ancak kullanıcıların büyük bir çoğunluğu ücret tarifesinin yüksek olduğu görüşünde. Yine kullanıcıların bir başka eleştirisi de çevreyi uyarmaya yarayacak zil veya korna gibi bir sistemin olmaması. Zaman zaman scooter’larda ufak teknik arızalarla karşılaşabildiğini söyleyen bir kullanıcı “Örneğin gaz tuşu basılı kalıyor ve elinizle tekrar başlangıç pozisyonuna çekmeniz gerekiyor, frenler bazen fazla ani oluyor bu nedenle arka tekerin üzerindeki frene ayakla basmayı tercih etmek zorunda kalıyorsunuz, scooter’ın gidonunun vidaları gevşemiş oluyor ve tuhaf sesler gelebiliyor ya da dengenizi bozabiliyor.” diyor.

“HIZLI VE KONFORLU”

WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Ağı’ndan ulaşım ve yol güvenliği uzmanı Tolga İmamoğlu ile hem elektrikli scooter uygulamasını hem de dünyadaki ve Türkiye’deki mikro hareketlilik üzerine konuştuk.

Yeni ulaşım araçları yaratılmaya başlandı, bunun nedenleri nedir sizce?

Esasen sorun trafik değildir. Sorun, kent içi ulaşımdaki yetersiz erişilebilirliktir. Bir kişi ev-iş yolculuğu için evine en yakın ana toplu taşıma durağı ya da istasyonuna olan mesafeyi, uzunluğu ya da mevcut yaya altyapısının yetersizliği nedeniyle  kat etmek istemiyor ise, bu yolculuğunu toplu taşıma yerine özel aracı ile yapma eğilimi gösteriyor. İşte tam da bu karar verme anında kent içi ulaştırmanın en yeni aktörü olan mikro hareketlilik devreye giriyor. Elektrikli bisiklet ve scooterlar, bu ilk ve son km bağlantısını, kullanıcıların en hızlı ve konfrolu bir şekilde kat etmesini sağlıyor.

E-Scooterların halk sağlığına katkısı var mı ?

ABD'de e-scooter paylaşımını ilk başlatan şirket olan Bird'ün ABD ve Avrupa kentlerinde 2 milyondan fazla kullanıcısı var. Bird, bugüne kadar 5 bin 500 tondan fazla karbon salımı engellediğini, bunun da yıl boyunca sürülen 1000 araca denk olduğunu belirtti. Bu istatistikler bize istasyonsuz elektrikli bisiklet paylaşım sistemleri gibi istasyonsuz elektrikli scooter paylaşım sistemlerinin de bütünleşik ve etkileşimli kent ulaşımına, hava kalitesi yönünden de katkı sağladığını ortaya koyuyor.

Peki bu araçlar güvenli mi?

Dünya’da her yıl yaklaşık 1.3 milyon kişi trafik çarpışmalarında hayatını kaybederken bu çarpışmaların yaklaşık yarısı kent içinde meydana geliyor. Bu istatistikler bize ister istemez bu yeni hareketlilik türünün kent içi yol güvenliğine etkisini sorgulatıyor. Mevcut sisteme olan talep artışı ile Kadıköy’deki bazı yetersiz yaya yürüme yollarında e-scooter kullanıcıları veya parklanmış e-scooterlar ile yayalar arasında çatışmalar meydana gelmeye başlamış.Elimizde yol güvenliğine dair de iyi bir değerlendirme yapacak herhangi bir çarpışma verisi bulunmuyor.

EĞLENCE AMAÇLI MI?

Bir başka konu da kaldırımlar. Bu araçlar artarsa kaldırımlar kalabalık olmaya başlayacak.

Yol güvenliği hususundaki bu istatistikler ve kullanım talebindeki artış eğilimi birçok şehirdeki yerel otoriteyi şimdiden e-scooter paylaşım sistemleri özelinde harekete geçirdi. Miami, San Francisco, Washington DC ve Denver gibi kentler sokaklardaki e-scooter sayısını kısıtladı veya bu konuda bir düzenleme hayata geçirilene kadar programları askıya aldılar. Çünkü mevcut yaya altyapısı bu yeni ulaşım türünün parklanması ve kaldırımlar boyunca  kullanılması için tasarlanmamış olup, şehrin ve yaya yollarının sahibi olan bütün kentlilerin güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.

Kadıköylüler yoğun bir şekilde kullanıyor bu uygulamayı. Sizin gözleminiz nedir?

Kadıköy’de geçen yıldan bu yana işletilmekte olan e-scooter paylaşım sistemi Kadıköylüler tarafından yüksek talep görüyor. Uygulamanın, bir mikro hareketlilik mi yoksa şehirlerimizde halihazırda yanlış planlama yaklaşımı ile işletilmekte olan bisikletli paylaşım sistemleri gibi eğlence amaçlı mı olduğu sorulması gereken ilk soru olarak karşımıza çıkıyor. Yolculuk verileri detaylı olarak incelenmeden, mevcut sistemin kent içi ulaşıma etkisini olumlu ya da olumsuz tanımlamak yanlış olduğu gibi, uygulamanın girişimcilerini de bu konuda yargılamak bir diğer yanlış olur. Bunun ilk sebebi, sistemin istasyonsuz olup kullanıcıların yapacakları yolculuklar için güzergahlarını kapsama alanı içinde kendilerinin tayin ediyor olması. Bu sistemi kullanarak, Kadıköylüler bir çok toplu taşıma durağına ve istasyonuna trafik sıkışıklığına maruz kalmadan kolayca erişerek yolculuklarına diğer türlerle devam edebilirler.

Ücreti normal mi sizce?

Uygulama, kullanıcılara, başlangıç olarak 3 TL ve her bir dakika için ise de 0,75 TL’lik bir tarife sunuyor. Kaba bir ücret karşılaştırması yapacak olursak, 5 km’lik bir mesafe için e-scooter paylaşım sistemi (24km/s) başlangıç fiyatı dahil yaklaşık 12 tl’lik bir ücretlendirme yapacaktır. Aynı mesafeyi sarı taksi ile gerçekleştirirsek ise yaklaşık 16 TL’lik bir ücret ödememiz gerekiyor. Aynı mesafeyi Washington DC’de taksi ile gitmek için ödemeniz gereken ücret yaklaşık 11 USD iken, e-scooter ile başlangıç fiyatı dahil yaklaşık 2.8 USD. Bu karşılaştırma bize halihazırdaki mikro hareketlilik uygulamasının ne kadar pahalı ve toplu taşıma etkileşimden, çok eğlence ve deneyim amaçlı kullanabileceği sonucunu ortaya koyuyor.

Umarım gelecek yıllarda akıllı bisiklet paylaşım sistemlerinden başlamak üzere şehirlerimizde mikro hareketlilik güvenli ve çevreci, uygun fiyatlı ve ilk ve son km bağlantısı ile ana toplu taşıma sistemlerine erişim çözümü olarak kullanılır.  Sorunumuz trafik değil, erişimdir.


ARŞİV