‘Ömrüm boyunca böyle zulüm görmedim’

Tam kapanma kararı ile önce kapatılan, ardından da sadece Cumartesi günleri açılmalarına izin verilen pazarcılara, bu kararın kendileri için ne anlam ifade ettiğini sorduk

08 Mayıs 2021 - 16:18

İçişleri Bakanlığı'nın 'Pazar Yerleri' genelgesine göre tam kapanma döneminde 8 ve 15 Mayıs Cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında sadece yaş sebze/meyve ile fide satışı yapan pazar yerleri açık olacak. Vatandaşların yaş sebze/meyve ve fide ihtiyaçlarını temin amacıyla ikametlerine en yakın pazar yerine gidip gelebilmelerine izin veriliyor.

Bugün Kadıköy Fikirtepe Pazarı’ndan tezgâh açan pazarcılar, birçok konuda mağdur olduklarını dile getiriyor. Marketlerin açık olup pazar yerlerinin kapalı olmasını eleştiren pazarcılar, hem esnafın hem de halkın zor durumda olduğunu vurguluyor.

“ÖMRÜM BOYUNCA BÖYLE BİR ZULÜM GÖRMEDİM”

Pazarcıların çok zor durumda olduğunu söyleyen Kubilay Ergül, “40 senedir pazarcıyım, ömrüm boyunca böyle bir zulüm görmedim. Marketler açık, manavlar açık, kasaplar açık ama pazarlar kapalı. Bu pazarlar vatandaşın geçim kaynağı. Binlerce pazarcının çoluğu çocuğu buradan geçiniyor. Hastalık bahanesiyle pazar yerlerini kapattılar. Marketlerde herkes dip dibe geziyor. Neden onlara yasak yok? Sokakta insanları yakalayıp 3200 TL ceza yazıyorlar. Bu insanların evinde yiyecek ekmekleri yok, bu insanlar çaresiz olmasalar sokağa çıkarlar mı? Nasıl ödeyecekler bu parayı? Bu, halcilerle pazarcılara kurulan bir oyun. Hallerde dökülen meyve ve sebzenin haddi hesabı yok. Pazarcılar evlerini, arabaları sattı. Tezgâh kurma vergilerimizi bile ödeyemiyoruz. Benim evimde 20 kişi yaşıyor. Biz nasıl geçineceğiz? Pazarcılık benim baba mesleğim. Benim babam 60 sene pazarcılık yaptı, bu devlete dünya kadar vergi ödedi. Şu an sakat kaldı, devlet ona hiçbir yardım yapmıyor” diyor.

Marketlerin pahalılığından da bahseden Ergül, “Dün marketten vişne suyu aldım. 6 ay önce 3 TL’ye aldığım vişne suyu şu an 6 TL. Yeşil elma markette 14 TL, pazarda 5 TL. Bu insanlar ne yapacak? İnsanlar pazara gelmek zorundalar. Pazar yerleri insanlara nefes oluyor. Marketlere gidiyoruz, kasiyer kuruşuna kadar istiyor. Burada adam 25 TL’lik alışveriş yapıyor, üstümde 20 TL var diyor, veriyoruz. Şu pazarın haline bir bakın, herkes ekmek peşinde. Buraya gelen insanların maddi durumları iyi olsaydı markete giderlerdi. Ben buraya açtığım tezgâhın senelik 2 bin 250 TL vergisini ödüyorum. Burada yanan ışıkların parasını bile veriyorum. Hala gelip pazarcılarla uğraşıyorlar. Madem her yeri kapatacaksınız o zaman bizim ihtiyaçlarımızı karşılayın. Bana ayda 1000 TL yardım veriyorlar. Benim sadece hale giderken arabamın yaktığı mazot 100 TL. Sadaka mı veriyorlar? 20 tane marketi olan insan benim kadar vergi vermiyor bu devlete. Haftada 6 gün tezgâh açıyorum, senelik 30.000 TL vergi veriyorum. Marketler poşet parasını bile alıyorlar. Ben her gün 200 TL poşet parası veriyorum. Ben niye poşet parası alamıyorum vatandaştan? Kimse bize destek olmuyor, gerçekten çok zor durumdayız.

“KİMSENİN BİZE YARDIM ETTİĞİ YOK”

Esnaf Yunus Subaşı ise konuyla alakalı şunları söylüyor: “50 senelik pazarcıyım, ne evim var ne barkım. Vergiden gözümü açamıyorum. Pazarların komple açık olması lazım. Pazarcıları çok duruma sokuyorlar, esnaf mağdur. Esnafa yardım edeceğiz diyorlar, kimsenin bize yardım ettiği yok. Biz pazarda 5 TL’ye domates satıyoruz, aynı domatesi marketler 10 TL’ye satıyor. Şu an ki ekonomik duruma herkes pazara muhtaç. 1 hafta pazarı kapattılar, şu milletin haline bakın. İnsanlar patatese, soğana saldırıyor. Çünkü marketlerde bunlar çok pahalı, insanların alım gücü yok. Halka da yazık, esnafa da yazık, hepimize yazık. Herkes perişan halde. Buradaki insanlar 20 gün boyunca evinde ne yiyecek? Kimse bunu sorgulamıyor.”


ARŞİV