Kadına yönelik şiddete karşı işbirliği çağrısı…

Kadın örgütleri, kadına karşı şiddet sorunun çözülmesi için ilgili bakanlıkları, yerel yönetimler, STK’lar ve medyayı çözüm sürecinde işbirliğine çağırdı.

11 Aralık 2013 - 11:33
  
Gökçe UYGUN

 
Kadıköy’ün evsahipliğinde düzenlenen kadın çalıştayında, kadına karşı şiddet konusunda yerel yönetimlerin karşılaştığı sorunlar tartışıldı, çözüm planları ortaya konuldu.
Kadıköy Belediyesi’nin evsahipliğinde gerçekleştirilen “Yerel Yönetimlerde Şiddetle Mücadele Çalışmalarında Karşılaşılan Sorunlara Alternatif Çözüm Önerileri Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi yayımlandı. Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü olan 25 Kasım’da Kozyatağı Kültür Merkezi’nde başlayan ve 3 gün süren çalıştaya, Türkiye genelinde kadın çalışmaları yapan 29 yerel yönetimden gelen alanında uzman sosyal çalışmacı ve dinleyiciler katıldı. Yerel Yönetimlerde Şiddetle Mücadele Çalışmalarında Karşılaşılan Sorunlara Alternatif Çözüm Önerileri Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’nde “Türkiye coğrafyasında şiddet, bir iletişim şekli, kıskançlık emaresi, yani bir tür sevgi göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Seven sevdiğini yerden yere vururmuş’ örneğinde olduğu gibi atasözlerimize kadar sirayet etmiş ve içselleştirilmiş bir şiddet kültürü ile karşı karşıya kalmaktayız. Başta alan çalışmacıları olmak üzere ifade kalıplarımızı gelenekselleştirilmiş şiddet söylemlerinden ayıklayarak kullanmaya yönlendirici bir dil anlayışını teşvik edebiliriz. Bu bağlamda benzer bir sorun olarak karşımıza çıkan İlköğretim kitaplarının ve müfredat programlarının yeniden düzenlenmesi zorunluluğu, cinsiyet ayrımcılığı ile mücadelede temel bir zaruriyet teşkil etmektedir” denildi.
 
ÇOCUK GELİNLER İÇİN ÖZEL SIĞINAK
Çocuk gelinler için ‘uzmanlaşmış sığınak’ (çocuk gelinlerin yaşadığı travmalar konusunda uzmanlaşmış sosyal çalışmacıların içinde yer aldığı alternatif bir sığınak) modelinin gerekliliğine dikkat çekilen bildirgede, şiddetin aileden başladığı, aile içi iletişim şekli haline dönüştüğü ülkemizde başta televizyonlar olmak üzere tüm medyada örnek aile ve davranış modellerini içeren programların, kamu spotlarının oluşturulması, düzenli olarak televizyonlarda yayınlanması, gazete ve haberlerde yer alması gerektiği vurgulandı. Bildirgede, özetle şu konulara değinildi;
-Televizyonlarda yayınlanan politik şiddeti, ideolojik dayatmaları, ötekileştirmeyi, nefret söylemlerini destekleyen dizi ve diğer programların denetlenmesi hususunda toplumsal olarak örgütlenilmesi elzemdir.
-Şiddetle mücadele çalışmalarında kadınlar kadar erkeklerin de eğitilmesi, bilinçlendirilmeye çalışılması, yapılan her türlü etkinliğe taraf olmalarının sağlanması gerekmektedir.          
-Başta kolluk kuvvetleri olmak üzere, adli süreç çalışanlarına toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmesi, şiddetle mücadelede daha duyarlı hale getirilmeleri için düzenli eğitimlere devam edilmesi ve 6284 sayılı mevcut şiddet önleme yasasının uygulanırlığının denetlenmesi ve cezai müeyyidelerinin olması gerekliliğinin altı çizilmiştir. Sığınak çalışanlarının şiddetle mücadele duyarlılığı taşıyan, alan bakış açısına sahip uzmanlar arasından seçilmesi ve eğiticinin eğitimi programlarına düzenli olarak tabi tutulmaları gerekmektedir.
-6284 sayılı kanun uyarınca şiddet mağduru kadına korunma tedbir kararı çıkartıldığında, şiddeti uygulayan erkeğin de, şiddeti neden uyguladığının araştırılması; gerekli hallerde psikiyatrik tedavi, madde-alkol bağımlılığı tedavilerini almasının sağlanması, erkeğin de rehabilite edilmesi; bu sürecin cezai müeyyidelerle garanti altına alınması gerekmektedir.
-Kadınların sığınakta kalma süresi olarak yönetmeliklerde yer alan 3-6 aylık zaman diliminin kadınların güçlendirilme aşamalarında yetersiz kaldığı ifade edilmektedir. Kadınların ihtiyaçlarına göre, kuracağı yeni düzene hazır hale gelebilmesi için daha uzun süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Kadınların sığınaklardan ayrıldıktan sonraki süreçte takip edilmeleri ve maddi-manevi desteklenmeleri gerekmektedir. Ancak bu süreçlerin devamının sağlıklı bir şekilde sağlanması için yerel yönetimlerin ciddi bir bütçeye ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda sorumlu bakanlığın ve yerel yönetimlerin ellerini taşın altına koymaları şarttır.
-Yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışarak toplumsal projeler üretmesi zaruridir. 

ARŞİV